1. YAZARLAR

  2. Ahmet İlhan

  3. Nuh Kıssasından Günümüze Çıkan Dersler

Nuh Kıssasından Günümüze Çıkan Dersler

Mart 2024A+A-

Kur’an kıssaları ile ilgili bu akademik çalışma; Hz. Nuh kıssasını ele alıyor. Konu kıssanın, ibret alınması gereken ilahi bir anlatım olduğu noktasından hareketle işleniyor.

Kitabın giriş bölümünde konunun kaynakları ve işleniş tarzı belirtiliyor. Daha sonra kıssa kavramının ele alındığı bölümün ardından Hz. Nuh ve ailesi hakkında bilgi veriliyor. Hz. Nuh’un toplumsal ıslah çabasının konu ve yöntemi, Nuh kavminin risalete karşı tavırları ve son bölümde Nuh tufanı ele alınıyor.

Eserde, eski devirlerde yaşamış toplumlar ve özelde Nuh toplumu vitrine alınarak okuyucunun önüne bir tablo konuluyor. Bu tabloya farklı açılardan bakılarak sosyolojik, psikolojik tahliller yapılıyor. Eserin yazılış amacının ders çıkarmak olduğu açık net bir şekilde fark ediliyor. Bu bağlamda sık sık Hz. Nuh ile Hz. Muhammed’in (s) tebliğ çalışmaları karşılaştırılıyor. Bu iki ayrı dönemde yaşayan insanların düşünme biçimi ve inkârlarının, tarihte yaşamış tüm toplumlarla benzerlik gösterdiği çıkarımında bulunuluyor.

Sade ve akıcı bir dilin hâkim olduğu bu eserdeki metinler kolayca anlaşılır bir biçimde kaleme alınmış. Okuyucuyu düşündürmeyi ve Hz. Nuh tebliğine farklı açılardan bakabilmeyi hedefleyen eser, bu yönüyle ufuk açıcı ve heyecan verici bir bilgi seyahatine çıkarıyor.

Gemiye binmesi için Hz. Nuh ile oğlu arasında geçen konuşma aktarılırken “Ne var ki güçlü ve yüksek bir dalga sahneyi bir anda kesmektedir.” tarzında çarpıcı ve mecazi ifadelere yer verilmesi esere sıkıcılıktan uzak bir canlılık katıyor. Eserde yoğun terminoloji ile de karşılaşmıyorsunuz. Belli başlı kavramların sözlük anlamları kısaca belirtilerek asıl odak konuya dönülüyor. Böylece okuyucu konudan kopmuyor.

Eserin, kıssanın günümüze ışık tutan yönlerine de değindiğini belirtmeliyiz. Çocuk yetiştirmede ailelerin kıssadan alacağı tavsiyeler gibi. Hz. Nuh kıssası anlatılırken, o dönemin inkârcı ve problemli toplumuna mazeret olan ve günümüzde de benzerleriyle karşılaştığımız etkenlerin bu tavsiyeler ışığında bertaraf edilmesinin mümkün olabileceği vurgulanıyor.

Bu çalışmada Kur’an’da yer alan Hz. Nuh kıssası ile ilgili tüm ayetler, tek tek, kelime kelime incelenmektedir. Ayetlerde geçen her bir kelime ya da kelime grupları zihin süzgecinden geçirilerek tahlil edilmekte ve çıkarımlarda bulunulmaktadır. Böylece ayetleri farklı açılardan irdeleme imkânı oluşmaktadır.

Kitapta kullanılan temel kaynak elbette Kur’an-ı Kerim. Ayrıca hadis-i şerifler de önemli bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor. Yine Tevrat ve İncil’den bilgilere yer veriliyor. İsrailiyyat konularına değiniliyor. Yazar, bu çalışmasında Ürdün Üniversitesinin yanı sıra Medine ve Mekke’deki kütüphanelerden de yararlanmış.

Eserde zaman zaman birbirine zıt görüşler karşılaştırılıyor. Bu zıt görüşler ve farklı bakış açıları objektif olarak ortaya konulduktan sonra, tercih edilen görüş açık bir şekilde ifade ediliyor. Kitapta aktarılan “kıssaların yaşanmış olaylar olmak zorunda olmadığı” iddiası net olarak reddediliyor ve yazar, tamamen bu görüşün karşısında duruyor.

Kitabın geneline hâkim olan sadeliğin yanı sıra biçimde de madde başlıkları ve alt başlıkların sıklıkla kullanılması daha kolay anlaşılma imkânı sağlıyor.

Kitabın, başlığından daha kapsamlı olduğunu ve bireysel ve/veya toplumsal bir faydayı amaç edinen bir içerik barındırdığını ifade etmeliyiz. Belki de bu eser için “Akademik bir pencereden Hz. Nuh dönemi ile günümüze bir perspektif oluşturulmuş.” demek çok doğru olacaktır. Fikir ve mantık örgüsünün bir bilgi ağı oluşturur biçimde birbirine bağlanmış olduğunu söylemek de abartı olmayacaktır.

Yazarın toplumsal tahliller ve tipolojiler üzerine çalıştığını, bu eserin de bu alanda yazılmış kayda değer bir eser olduğunu belirtmeliyiz. Tekerrürden ibaret olan tarihin, yine tekerrürden ibaret olan toplum tipolojileri ile hep araştırmalara konu olacağı açıktır.

Geçmişi günümüz idrakiyle yorumlamak, aslında geleceği doğru anlamak demektir. Bu kitabın bu konuda önemli bir yeri doldurduğunu söyleyebiliriz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR