“Gazze İçin Herkesin Yapabileceği Bir Şeyler Vardır”
Gazze için kimden, ne bekliyoruz?
İnsanoğlu dünyada bir irade sınavında. Yaşam süresi boyunca karşı karşıya koyduğu her olayda aslında kendi hür iradesiyle nasıl bir tavır ortaya koyacağına karar verir ve bunun sonuçlarını yaşar. Bu manada yaşadığımız, gördüğümüz, bildiğimiz, duyduğumuz her şey bizim irade sınavımızın bir parçasıdır. Elbette insan olarak yapabileceğimiz şeyler bazen çeşitli sebeplerle kısıtlı olsa da mutlaka bir aksiyon alabiliriz; bazen etkin ve yoğun bazen ise belki daha dar bir çevrede etkili ve daha sınırlı seçeneklere sahip olabiliriz.
Onlarca yıldır devam eden İsrail terör devleti sorunu dünyada olan bitenlere birazcık duyarlı olan herkesin gündeminde sürekli. Özellikle 7 Ekim’den bu yana yaşanan İsrail saldırıları ve Gazze öncelikli olarak tüm Filistinlilere uyguladığı soykırım bir kez daha sorunu tüm insanlık ailesinin gündeminde en ön sıraya getirdi. Kriz bölgesine ulaşılmasının zorluğu, İsrail’in uyguladığı hoyrat ambargo ve abluka fiziki olarak bölgeye müdahaleyi çok güçleştirmekte. Bununla birlikte vicdan taşıyan her insan evladı orada soykırıma uğrayan Filistinliler için bir şeyler yapmak için çırpınmakta. O kadar ki inancı ne olursa olsun dünyanın her yerinde yaşayan insanlar yedikleri yemekten, uyudukları uykudan, çocukların başını okşamaktan korkar hale geldi.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen her bir bireyin mutlaka yapabileceği şeyler bulunmakta.
Bu mücadelede iki önemli nokta var. Birincisi kamuoyu baskısını sürekli ve artarak devam eden bir hale getirmek. Batı ülkelerinin yönetimleri her ne kadar İsrail’in yanında vaziyet alsa da bu kez Batı ülkelerinin halkları vicdanlarının sesini dinleyerek büyük oranda Filistinlilerin yanında yer almayı tercih etti. Bu davranış tarzı tüm Batılı yöneticileri en zayıf yerlerinden yakaladı. Mesela ABD’de önümüzdeki yıl başkanlık seçimleri var. Hâlihazırdaki yöneticilerin tavrının Amerikan halkının tepkisini çektiğini görmemek için kör olmak lazım. Bu sebeple ABD’nin her geçen gün sıkıştığı ve İsrail’i istemeden de olsa bu soykırımı artık durdurmaya davet ettiğini görmek mümkün. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılacak her eylem mutlaka Batı halklarının eylemlerini, seslerini ve cesaretlerini güçlendirecektir.
Toplumsal eylemler için mensubu bulunduğumuz STK’lar, meslek örgütlerini sürekli eylemler yapmaya teşvik etmeliyiz. Hangi siyasi görüşten olursak olalım partileri, siyasileri bu konuda inisiyatif almaya ve sürekli eylemler, etkinlikler yapmaya davet etmeliyiz. Mümkün olan her ortamda aile, eş, dost, akraba ziyaretlerinde, işlerimizle ilgili faaliyetlerimizde Filistin konusunu gündeme getirmeli ve olabildiğince herkesin gündemine sokmalıyız. Diplomatik alanda atılabilecek yeni ve daha kuvvetli adımlar için talepte bulunmalı ve bu taleplerin gerçekleşmesini takip etmeliyiz. Bu talepler arasında alınabilecek ekonomik, siyasi tedbirler olabilir. Mesela İsrail vatandaşları halen ülkemize vizesiz ziyarette bulunabilmektedir. Buna karşın ülkemiz vatandaşları İsrail’e gitmek için vize almak durumundadır. En basit haliyle mütekabiliyet ilkesine bile aykırı olan bu hususta mutlaka aksiyon alınmalıdır. Bilindiği üzere hem ülkemiz hem de İsrail vatandaşı olup İsrail ordusunda görev almak üzere savaş bölgesine gittiğini ilan eden vatandaşlarımız bulunmaktadır. Bunlarla ilgili yasal tedbirlerin hızlıca alınması gerekmektedir. Aksi halde Filistinlilerin katillerinden olan bu kimseler diledikleri zaman ülkemize gelip serbestçe sokaklarımızda dolaşabileceklerdir.
İkinci ve en az ilki kadar önemli olan bir diğer konu ise boykot çalışmasıdır. Aslında bir anlamda yerli ve milli markaların desteklenmesini de beraberinde getirecek olan bu eylem ekonomik bir kalkınma hareketine de dönüşebilir. Boykot edilmesi gereken markalarla ilgili listeler, internet sitelerinde birçok farklı kaynakta bulunmaktadır. Özellikle ev alışverişini yapan kadınların bu konuda müthiş bir sonuç elde etmesi mümkündür. 7 Ekim’den bu yana yapılan boykot faaliyeti sonrası marketlerde ellerinde listelerle dolaşanları görmek işten dahi değildir. Her alışverişimiz bir irade sınavıdır. Siyonizm’e destek veren markaları almaktan vazgeçmek onlarla aracısız bir şekilde mücadele etmekten başka bir şey değildir. Bu nedenle çok ama çok önemlidir. Ayrıca ithalatın düşmesine yani milli ekonominin kalkınmasına destek sağlar. Yerli üretimin teşviki anlamına gelir. Bu nedenle günün her anı para harcayan her bireyin aslında yapabileceği çok kolay ve fakat çok önemli bir eylemdir boykot.
Bu en önemli iki noktanın yanı sıra siyasilerimizin, diplomatlarımızın, hukukçularımızın, gazetecilerimizin, kültür sanat dünyasında çalışanların kısacası herkesin ama herkesin yerine getirmesi gereken çok sayıda sorumluluk vardır. Siyasilerimiz halkın sesine kulak vermeli ve zaten ülkemizin yürüttüğü yoğun faaliyetleri daha da üst noktaya taşımalı; diplomatlarımız yakaladığı her yabancı diplomata Filistin’i anlatmalı, onları bir şeyler yapmaya ikna etmeli; gazetecilerimiz katledilen 100’ün üzerinde Filistinli gazetecinin kesilen sesi olmalı ve yaşananları tüm dünyaya aktarmalı; sinemacılarımız, yapımcılarımız, tiyatrocularımız ve tüm sanatçılarımız eserlerinde Filistin konusuna yer vermeli, deyim yerindeyse uluslararası sanat dünyasını eserleriyle hallaç pamuğu gibi atmalıdırlar.
Bu imtihan dünyasında gücümüz yettiğince her an irademizin alacağı kararların, iyiliğin, doğruluğun, adaletin, hakkaniyetin ve insanlık vicdanının yanında yer almak aslolandır.
- Hayırlı Ayrışma
- Kemalizm Siyonizm Kadar İslam Düşmanı Bir Tutum ve Pratiktir!
- Gazze’yi Konuşmak
- Aksa Tufanı ve Gazze Direnişinin Mayalanma Merhaleleri
- Gazze Aynasına Yansıyan Halklar
- Gazze Çoktan Kazandı ve Şimdi Ümmete Kazandırıyor
- Gazze Tüm İnsanlığı Diriltiyor!
- Gazze Hepimize İzzetin Anlamını Öğretiyor
- “Gazze İçin Herkesin Yapabileceği Bir Şeyler Vardır”
- Filistin Davası ve Kolonyalizm Teorileri
- Siyonizm’in Dinsel Motivasyonu
- Sıradanlaşan Kardeşliğimiz ve Gazze
- Piyade Okulunda ve Futbolda Atatürk Ajitasyonu
- Teşhirciliğe ve Sapkın Hareketlere Karşı Mücadelede Usul
- Nûh Tufanının Sonu, Hz. Nûh’un Oğlu ve Tufan Sonrası Durum
- Filistin’in İşgali 7 Ekim’de mi Başladı?
- “İslam Medeniyetinde Anayasal Kriz” Kitabına Dair
- Gazze: Sözün Bittiği Yer
