Gazze insanlara ne söylüyor?

Gazze insanlığa diyor ki zillet içinde yaşamaktansa izzetli bir ölümü tercih ediyoruz.

Yıllardır tüm dünyanın gözü önünde Siyonist İsrail, Filistin topraklarını işgal etti. Kudüs’te yaşanan ev yıkımları, Batı Şeria’da yaşanan tamamen hukuksuz ve nedensiz tutuklama ve cinayetler, Gazze’ye yıllardır uygulanan abluka ve ambargo Filistin halkının her geçen gün daha zor bir hayat yaşamasına sebep oldu. 7 Ekim’de direnişin ‘artık yeter’ diyerek işgalcilere karşı bir direniş başlatması 6 Ekim’de verilmiş bir karar değildir. Bu insanlar bugüne kadar her türlü zorluğa göğüs gererek bir ömür yaşamaya çalıştı. Toprakları adım adım işgal edilen bu halk 7 Ekim günü işgalci İsrail’in nasıl kâğıttan bir kaplan olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Dünyanın tüm zalimleri Filistin halkına karşı savaşmaya başladı çünkü karşılarında yaşadıklarını sineye çeken bir halk değil hayatı pahasına Aksa’sını ve topraklarını koruyacağına yemin etmiş direngen bir halk ile karşılaştı. Şimdi tüm dünya Aksa Tufanı’nı konuşuyor ve işgalciler yaptıkları ile tüm dünya halklarını Filistinli yaptı. Yıllardır korktukları her şeyi yaşıyorlar şu an ve yıkılan imajlarını düzeltmek için kundaktaki bebekleri bile katletmekten çekinmiyorlar. Gazze şanlı bir direniş ile tarih yazıyor şu an. İnancın nasıl da dünyanın tüm silahlarına galip geldiğini/geleceğini tüm dünyaya gösteriyor ve evet diyor ki zillet içinde yaşamaktansa izzetli bir ölüm şereftir bizim için.

Gazze eylemleriyle hedeflenen neydi? Ne elde edildi?

Gazze eylemleri ile iki şey hedefledik. Birincisi düşmana, yaptıklarını gördüğümüzü ve kabul etmediğimizi göstermek; el birliği ile onunla mücadele edeceğimiz ve zulmettiği kardeşlerimizin yanında olduğumuz mesajını vermek. İkincisi “Her eylem yeniden diriltir beni.” düsturu ile kendi içimizdeki çaresizliğe, üzüntüye, bir şeyler yapma isteğine cevap vererek yeniden dirilmek ve Gazze’yi gündemde tutmanın önemine binaen birlikte hareket etmek.

Zalime karşı el ele vererek tek vücut nasıl bir araya gelebildiğimizi düşmana göstermiş olduk inşallah.

Soykırımın duyurulmasında sosyal medyada paylaşılan görsel içeriklerin de ciddi bir katkısı oldu. Sizin başında bulunduğunuz Human Movie Team kayda değer içerikler üretti örneğin. Gazze için sosyal medyanın gücünden nasıl daha çok istifade edebiliriz?

Sosyal medyayı doğru kullandığımızda küresel çapta çok iyi sonuçlar alacak çalışmaların uygulama alanı olabiliyor. Ama onu tanımak ve dediğimiz gibi doğru kullanmak gerekiyor yoksa istemediğimiz sonuçların da merkezi olabilir. İşgalcilerin sosyal medyayı kullanmak ve özellikle dezenformasyon yaymak için 50 binden fazla aktif kullanıcı ile hareket ettiğini biliyoruz. Bıkmadan ve usanmadan yalan yanlış bilgileri kamuoyu ile paylaşarak algı operasyonları yapıyorlar. Gazze için sosyal medyada bir şeyler yapmak istiyorsak öncelikle bu dezenformasyon tuzağına düşmemek gerekir. Her zaman doğru ve teyitli bilginin peşinde olmak ve bunu yaymak çok önemli.

Human Movie Team de 7 Ekim’den önce olduğu gibi 7 Ekim sonrası da hızlıca vaziyet alarak oluşturduğu içeriklerle hem bu yalanlarla mücadele etmeye çalıştı hem de doğru bilgiyi insanlarla paylaşmanın farklı yollarını kullandı. Güncel anlatım diliyle oluşturduğu videolar, akılda kalıcı infografik ve tasarımlarla Gazze’de yaşananları iki dilde servis etti sürekli.

Sosyal medya kullanıcılarının bu içerikleri yayması ve ulaşabildikleri kadar insana ulaşıp etki alanı oluşturmaları çok önemli. Ayrıca farklı konularda yapılan dijital abluka ve TT (Trend Topic) çalışmaları da küresel intifada kavramının sosyal medya dünyasında yayılması için çok önemli. Gazze’nin sesi olabilmek ve örneğin boykot gibi önemli konuları tüm kullanıcıların gündemine sokabilmek için iyi bir sosyal medya okur yazarı olmak gerekiyor. Bu da hepimize yeni sorumluluklar yüklüyor.