1. YAZARLAR

  2. Alfi Pallis

  3. İsrael Şahak: Onurlu Bir Hayat Hikayesi

İsrael Şahak: Onurlu Bir Hayat Hikayesi

Eylül 2001A+A-

3 Temmuz'da Kudüs'te 68 yaşında ölen Profesör İsrael Şahak onurlu ve çok yönlü bir hayat yaşadı. İngiltere'de eğitim görmüş bir akademisyen olan Şahak Kudüs İbrani Üniversitesi'nde 25 yıl organik kimya dersi verdi. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların geliştirilmesinde çalıştı, iyi bir hitabeti olan Şahak'ın seminerleri her yıl üniversite öğrencilerinden en fazla oyu alan ders seçilmekteydi.

Aynı dönem zarfında, İsrael Şahak, İsrail İnsani ve Sivil Haklar kuruluşunun da yöneticiliğini yapmaktaydı, ki bu görev onu ülkenin en sevilmeyen kişisi kılıyordu. Sokaklarda sataşmalara maruz kalıyor ve sürekli ölüm tehditleri alıyordu.

Zengin bir Polonyalı yahudi ailesinin en küçük çocuğu olarak 1933 yılında dünyaya geldi. Varşova gettosunda yaşamak zorunda bırakılan aile parçalandı. Şahak'ın pilot olan abisi buradan kaçmayı ve Kraliyet Hava Kuvvetlerine katılmayı başardı ama savaşta öldürüldü. Daha sonra babası da kaybolan İsrael'i annesi yoksul bir katolik ailenin yardımıyla korumaya çalıştı. Ne var ki annesinin artık onun için herhangi bir ödeme yapamaması nedeniyle bu durum da kısa sürdü ve 1943 yılında ikisi birlikte Belsen'e sürüldüler.

Amerikan askerlerince kurtarıldığında açlıktan ölmek üzere 12 yaşında bir çocuktu. Daha sonra model alınan bir İsrail vatandaşı oldu. Seçkin alanlarda yaptığı hizmetler İsrail Atom Enerji Komisyonu'nda aldığı görevle taçlandı.

Şahak hayatında iki büyük dönüşüm yaşadı. Henüz 13 yaşındayken 'yahudilere mahsus bir Tanrı'nın varlığını araştırdı ve yokluğu sonucuna vardı. Daha sonra 1967 savaşının hemen ardından somut gözlemlerinden kalkarak İsrail'in yeni işgal altına aldığı Filistinlilere müthiş zulümler yaşattığı tespitinde bulundu.

Bilahare otuz yıl boyunca tüm artan zamanını bu durumu değiştirme çabasına sarfetti. Marksist fikirlerin pek çoğuna karşı olmasına rağmen çeşitli küçük sol yayınlara düzenli katkıda bulundu. Bunun etkisinin çok cılız kaldığını farkettiğinde de, dışarıdaki gazeteci, akademisyen ve insan hakları aktivistlerinin harekete geçirilmesi gerektiği kararına vardı. Bunun üzerine, Batı Kudüs'teki her türlü konfordan uzak küçücük dairesinden raporlar yayınlamaya başladı. İsrail'de İşkence, Batı Şeria'da Toplu Cezalandırma, Köle Emeği ve Filistinli Çocuklar buradan adeta yağmaya başlayan raporların başlıklarından bazılarıydı. Tamamen bilinen İsrailli kaynaklara dayanan raporların hepsi Şahak tarafından özenle kendi aslî dili olan İngilizce'ye tercüme ediliyordu.

Şahak bir müddet sonra ilgi alanını genişletti: İşgalin İsrail toplumundaki zalimane etkileri üzerine yazmaya başladı. Genç İsrailliler, aynen Güney Afrikalı beyaz gençler gibi, kendilerinin toprak, mal, iş ve ev edinme konusunda ülkenin asıl halkından daha fazla hak sahibi oldukları düşüncesiyle yetişiyorlardı, Arapların sürülmesi mantıki bir seçenek, anti-Arap şiddet bir gereklilik olarak görülüyordu. Şahak demokrasinin gençler açısından bir engel olarak görüldüğüne ve değişik anketlere cevap veren gençlerin yaklaşık yarısının İsrail'in çok fazla demokratik olduğu şikayetinde bulunduğuna dikkat çekiyordu.

Pek çoklarınca 'kendinden nefret eden Yahudi' şeklinde suçlanan Şahak, eski 'güzel' İsrail'e duydukları nostaljiden dolayı Şimdi Barış hareketi ile yolunu ayırdı. Bu yaklaşım ona göre 1967 öncesi realiteyi çarpıtmak demekti. Ayrımcılık her zaman mevcuttu, öyle ki İsrail'in Filistinli vatandaşları tavuk yetiştirme hakkına bile sahip değildiler.

Felaketler getiren 1982 Lübnan savaşı ile birlikte İsrail'in işgali genişletmesinin ardından, görüşlerini tanınmış Haretz gazetesinden dile getirme imkanını buldu. 1991 yılında sağlık sorunları nedeniyle emekli olduktan sonra da düşüncelerini kitaplaştırma fırsatını yakaladı. Yahudi Tarihi, Yahudi Dini ("Jewish History, Jewish Religion"; Pluto Press, 1994) İsrail'in kurumsallaşmış dini çevrelerinin Yahudi olmayanlara karşı tutumlarını ifşa ediyordu. Şahak Yahudilikten sapanlar hakkında verilen hükmün ölüm olduğuna özellikle vurgu yapmaktaydı. Nitekim kitabın yayımından bir müddet sonra Izak Rabin öldürüldü. Norton Mezvinsky ile birlikte kaleme aldıkları Yahudi Köktenciliği ("Jewish Fundamentelizm"; Pluto, 1999) ise İsrail siyasi hayatında sağ kanat dini grupların yükselen gücünü incelemekteydi. Konuya dair ilk kitap değildi bu, fakat Şahak bu grupların ve onların değer sistemlerinin sanıldığı gibi marjinal bir olgu olmayıp, İsrail siyasi mekanizmasının merkezini belirlediğine dikkat çeken İlk yazardı.

Müteakip seçimleri Ariel Şaron'un köktenci gündemi ve kadrolarıyla kazanması bu tahlili teyid etti. Her zaman yaptığı gibi, Şahak bu gelişmenin sadece Araplar için değil, herkes için kötü olacağı uyarısında bulundu. Şöyle diyordu: "Köktenci bir yahudi rejimi, kendi amaçlarıyla uyum içinde olmayan yahudilere, Filistinlilere davrandığından da kötü davranabilir."

Geçtiğimiz yıl yaşananlar onu sarsmıştı. Hastalığına rağmen, İsrail'in el-Aksa İntifadasına karşı uyguladığı şiddet politikasını sürekli olarak mahkum etti. 1967 sınırları içindeki sivillere yönelik Filistinlilerin saldırıları da onu üzmekteydi ama hep askeri işgal altındaki bir halkın direnme hakkı olduğunun altını çizmekteydi. Sevgisi her zaman doğdukları topraklarda istenmeyen insanlardan yana oldu.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR