1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Mustafa Barguti: Gazze'deki ateşkes kalıcı bir barış anlamına gelmiyor
Mustafa Barguti: Gazze'deki ateşkes kalıcı bir barış anlamına gelmiyor

Mustafa Barguti: Gazze'deki ateşkes kalıcı bir barış anlamına gelmiyor

Filistin Yasama Konseyi Üyesi Mustafa Barguti, Gazze'deki ateşkesin kalıcı bir barış anlamına gelmediğini, Siyonist İsrail'in hem Gazze hem de Batı Şeria'daki saldırılarını sürdürdüğünü vurguladı.

20 Aralık 2025 Cumartesi 12:32A+A-

Gazze'de 15 ayı aşkın süren soykırım savaşının ardından 19 Ocak 2025'te başlayan ateşkes, bölgede yeni bir dönemi başlatmış gibi görünse de gerçekler bunun tam aksini gösteriyor. 

İsrail, ateşkes anlaşmasına rağmen Gazze Şeridi'ne saldırılarını sürdürürken, Batı Şeria'da tamamen farklı boyutta bir işgal ve baskı politikası uyguluyor. 

Yerleşimcilerin terör saldırıları, kitlesel gözaltılar ve sistematik Yahudileştirme operasyonları, Filistin halkını hem Gazze'den hem de Batı Şeria'dan göçe zorlamayı amaçlıyor.

Ancak tüm bu baskılara rağmen Filistin halkı topraklarına sımsıkı tutunmaya devam ediyor. Mescid-i Aksa'da on binlerce kişinin namaz kılması, İsrail'in tüm yasaklarına rağmen Filistinlilerin direniş iradesinin kırılmadığını gösteriyor. 

Fokus+, Gazze'deki durumun gelişimi, Batı Şeria'da yaşananlar, ateşkesin gerçek anlamı ve bölgenin geleceği hakkında Filistin Yasama Konseyi Üyesi Mustafa Barguti ile konuştu. Barguti ayrıca, Gazze'nin yönetimi ve uluslararası toplumdan beklentileri konusunda da önemli değerlendirmelerde bulundu.

19 Ocak'ta başlayan ateşkes anlaşması sonrası Gazze'deki durum nedir? Ateşkes gerçek anlamda barış mı getirdi yoksa savaş farklı bir biçimde mi devam ediyor?

Gerçekleşen en önemli şey, geniş çaplı soykırım savaşının durmasıdır. Ancak bu, savaşın tamamen sona erdiği anlamına gelmiyor. İsrail hâlâ Gazze Şeridi'ne saldırıyor ve ateşkesi düzenli olarak ihlal ediyor.

Ateşkesin başlamasından bu yana 370'ten fazla Filistinli şehit düştü ve 700'den fazla kişi yaralandı. Maalesef İsrail her saldırdığında, ABD Başkanı Trump'tan yeşil ışık aldığını iddia ediyor.

Gazze'ye odaklanılırken Batı Şeria'da neler yaşanıyor? Batı Şeria'daki son durumu anlatır mısınız?

Batı Şeria'da ise başka bir savaş sürüyor. Batı Şeria, İsrail'in ilhak ve Yahudileştirme hedefinin tam merkezindedir. Sadece Kudüs'e değil, tüm Batı Şeria'ya yönelik saldırılar devam ediyor.

Bu yıl içinde terör çeteleri gibi hareket eden yerleşimciler, Filistin şehir ve köylerine 766 saldırı düzenledi. Evleri yakıyorlar, arabaları ateşe veriyorlar, insanların üzerine ateş açıyorlar. İşgal ordusu da bu saldırılara katılıyor.

Bunun yanı sıra İsrail ordusu, geçtiğimiz dönemde Batı Şeria'da 21 bin gözaltı operasyonu gerçekleştirdi. Burada büyük bir baskıdan ve Filistinlileri sadece Gazze'den değil, Batı Şeria'dan da göçe zorlama girişiminden bahsediyoruz.

Bu kadar yoğun baskıya rağmen Filistin halkının direniş gücü nereden geliyor? Halk bu baskılara nasıl tepki veriyor?

Ancak İsrail'in yaptığı tüm bunlar, vatanında kalmaya kararlı Filistin halkının iradesini kırmadı ve kıramayacak.

Dün Cuma günü Mescid-i Aksa'da 60 bin kişi namaz kıldı. Oysa ben de dâhil olmak üzere tüm Batı Şeria sakinlerinin Kudüs'e gitmesi yasak. Buna rağmen Filistinliler Mescid-i Aksa'yı koruyorlar, Kudüs'ü koruyorlar, Filistin'i ve Batı Şeria'yı koruyorlar. Sistematik Yahudileştirme operasyonlarına karşı direniş gösteriyorlar.

Biz Filistinliler olarak sahip olduğumuz her şeyle toprağımıza tutunuyoruz. Herkes biliyor ki sadece Filistin'in değil, tüm bölgenin geleceği Filistinlilerin bu topraklarda kalmasına ve direnişine bağlıdır.

Uluslararası toplumdan, özellikle de Türkiye'den beklentileriniz nedir?

Tüm Araplar, tüm Müslümanlar ve insani adalete inanan herkes, Filistinlilerin vatanlarında kalmasına destek olmalı. Filistin'de kalmamız, Siyonist hareketin başarısızlığı demektir.

Gazze'nin geleceği ve yönetimi konusunda Filistin hareketleri arasında nasıl bir mutabakat var? Özellikle Hamas, Fetih ve diğer güçler arasındaki ilişkiler nasıl?

Pekin Konferansı'nda önemli bir bildiri yayınlayan ulusal bir fikir birliğine sahiptik. Bu bildiriyi ben bizzat Fetih, Hamas ve tüm Filistin güçlerinin katılımıyla hazırladım ve bildiri tüm güçler tarafından imzalandı. Ne yazık ki Filistin Yönetimi bunu uygulamadı.

Bence eğer uygulasaydı, sadece kendisini değil, tüm Filistin hareketini de korurdu.

Gazze'nin yönetimiyle ilgili ne tür bir yol haritası öneriyorsunuz?

Bugün bir uzlaşı olması gerekiyor. Biz Mısır tarafıyla yakın zamanda bir mutabakata vardık. Gazze'yi yönetecek olanlar Filistinliler olmalı, herhangi bir yabancı taraf değil.

Ne Tony Blair'e ne de başkasına ihtiyacımız var. Kendi işlerimizi kendimiz yönetme kapasitesine sahibiz.

Dünya halklarına ve özellikle Türk halkına mesajınız nedir?

Tüm halklara mesajım şu: Şimdi dayanışmanıza her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Filistin'i destekleyen büyük halk gösterilerine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Baskınıza şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var çünkü bu, her şeyin kaderinin belirlendiği andır. Filistin halkının direnişi ve fedakârlıkları boşa gitmesin diye hatırlamamız gerekir.

Dünyanın Filistin'e dayanışması sadece savaşı durdurmak için değil, sorunun kökenini sona erdirmek içindir. O da işgal, ırkçı baskı, apartheid ve Filistin halkının tehciridir. Tüm yerleşimci sömürgeci sistemini kastediyorum.

Bu yüzden mesajım özellikle Türk halkına: Şimdi desteğinize her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

HABERE YORUM KAT