1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. Kibir, riya, gösteriş bahçesinde imanı korumak...
Kibir, riya, gösteriş bahçesinde imanı korumak...

Kibir, riya, gösteriş bahçesinde imanı korumak...

Fatma Barbarosoğlu bir hadisten hareketle imanda rikkat ve dikkat ölçülerini değerlendiriyor.

14 Nisan 2023 Cuma 11:00A+A-

Fatma Barbarosoğlu / Yeni Şafak

Kibir, riya, gösteriş bahçesinde imanı korumak...

8 Nisan Cumartesi günü Yeni Şafak’tan, muhabir Dilber Dural, hazırladığı dosya için Ramazan ayında okuduğum kitapları öğrenmek istediğini söyledi. Birkaç kitap okudum, daha ziyade sesli kitap dinledim. Okuduğum kitaplar COVİD sonrası “ölüm çalışmaları”, dinlediğim sesli kitaplar ise edebiyat-siyaset paydasında toplanabilecek kitaplar. Hal böyle olunca Ramazan’da okunan kitaplar dosyası için isimlerini zikretmek pek anlamlı gelmedi.

Telefonu kapattıktan sonra dinlediğim kitaplar arasında Peygamberler Tarihi’nin de olduğunu, üstelik Nisan Kumru’nun sesinden Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’nın Peygamberler Tarihi kitabındaki peygamberlerin hayatını dinledikten sonra merhum Asım Köksal’ın Peygamberler Tarihi’nden de okuduğumu hatırladım.

Esasında İsmet Özel’in Kırk Hadis’inden bu yana Ramazan ayı boyunca Kırk Hadis kitaplarını okumaya itina gösteriyordum. Bu sene tek bir hadis-i şerifi kendime ödev olarak verdim.

Doç. Dr. Osman Gürman’ın Türkçe’ye kazandırdığı İmam Gazali’nin Adap kitabında şu hadisi şerifi sizin de dikkatinize sunmak istiyorum:

“Allah Resulü (s.a.v.), Muaz sana bir söz söyleyeceğim. Ezberlersen, Allah katında sana yararı olur. Ezberlemez de unutursan kıyamet gününde Allah huzurunda sığınacağın hiçbir mazeretin kalmaz. Muaz! Allah, gökleri ve yeri yaratmadan önce yedi melek yarattı. Sonra göğün her katının kapısında bir melek görevlendirdi.

Hafaza melekleri (koruyucular), kulun sabahtan akşama kadar yaptığı amelleri yukarı çıkarır. Onun, güneşin ışığı gibi ışığı vardır. Birinci göğe/ yakın semaya yükselince, görevli meleğe kulun amellerinin çok ve tertemiz olduğunu söyler. Yakın semada görevli melek, hafaza meleklerine şöyle der:

* Bu ameli sahibinin yüzüne çarpın. Ben gıybet (gıybeti yazan) meleğiyim. Rabbim bana bunun amelini buradan öteye geçirmemeyi emretti ve; “İnsanların dedikodusunu yapan bu kişinin amelini kabul etme!” buyurdu.

Sonra hafaza melekleri, başka bir kulun güzel bir amelini getirirler. Onun da ışığı vardır. İkinci göğe yükselinceye kadar bu amelin çok ve tertemiz olduğunu anlatırlar. İkinci gökte görevli melek, onlara şöyle der:

* Durun ve bu ameli sahibinin suratına çarpın! O, ameliyle dünya malını istemiştir. Ben kendini beğenme (kendini beğenenleri yazan) meleğiyim. Rabbim, bunun amelini buradan öteye geçirmememi emretti. Bu adam, bulunduğu meclislerde insanlara karşı övünüp dururdu.

Hafaza melekleri, başka bir kulun amelini göğe yükseltirler. Kul, sadakalar vermiş, namaz kılmış, oruç tutmuştur; amelleri öyle aydınlıktır ki, hafaza meleklerini mest eder. Üçüncü göğe kadar yükselirler. Üçüncü gökte görevli melek onlara şöyle der:

* Durun ve  bu amelleri sahibinin suratına çarpın! Ben kibir (kibirlileri yazan) meleğiyim. Rabbim bana kibirlilerin amelini buradan öteye geçirmememi emretti. Bu adam, bulunduğu meclislerde insanlara karşı kibirleniyordu.

Hafaza melekleri bir başka kulun amellerini göğe yükseltirler. Ameller, parıldayan bir yıldız gibi pas parlaktır. Tesbih, namaz, oruç, hac, umre gibi ibadetlerden dolayı bir de vızıltısı vardır. Melekler dördüncü göğe kadar yükselirler. Orada görevli melek onlara şöyle der:

* Durun ve bu ameli sahibinin suratına, sırtına ve karnına çarpın! Ben kendini beğenme (kendini beğenenleri yazan) meleğiyim. Rabbim bana bunun amelini buradan öte geçirmememi emretti. Bu adam yaptığı işlerde kendini beğenirdi.

* Hafaza melekleri  başka bir kulun amelini beşinci göğe kadar yükseltirler. Onun amelleri de gerdek gecesi için hazırlanan bir gelin gibidir. Orada görevli melek onlara şöyle der:

* Durun, bu ameli sahibinin suratına çarpın ve omuzuna asın! Ben haset (hasetleri yazan) meleğiyim, o öğrenenlere ve kendi gibi amel edenlere haset ediyordu. Kendisinden fazla ibadet edenlere de haset ediyor ve onlar hakkında ileri geri konuşuyordu. Rabbim bunun amelini buradan öteye geçirmememi emretti.

Hafaza melekleri başka bir kulun amelini göğe yükseltirler. Kulun kıldığı namazdan, zekâttan, hac ve umreden, cihad ve oruçtan dolayı ameli güneş gibi aydınlıktır. Altıncı göğe kadar çıkarırlar. Görevli melek şöyle der:

* Durun ve bunun amelini suratına çarpın! O, Allah kullarından sıkıntıya düşen kimseye acımaz aksine sevinirdi. Ben rahmet meleğiyim. Rabbim bana bunun amelini buradan öteye geçirmemeyi emretti.

Hafaza melekleri, başka bir kulun oruç, namaz, nafaka, cihad ve takva gibi amellerini yükseltirler. Amellerin arı vızıltısı gibi vızıltısı güneş gibi ışığı vardır. Üç bin melek eşlik etmektedir. Yedinci göğe kadar yükselirler. Görevli melek onlara şöyle der:

* Durun ve ameli sahibinin suratına ve organlarına çarpın ve kalbini mühürleyin! Ben zikir meleğiyim. Rabbimin rızasının kast edilmediği hiçbir ameli O’nun huzuruna sokamam. Bu adam, ameliyle Allah’tan başka şeyleri dilemiştir. Fıkıh bilginlerinin kendisine değer vermesini, âlimler arasında yer edinmeyi ve şehirlerde ün salmayı dilemiştir. Allah bana bunun amelini buradan öteye geçirmememi emretti. Sadece ve sadece Allah için yapılmamış tüm ameller gösteriştir. Allah ise gösterişçinin amelini kabul etmez.

Hafaza melekleri, başka bir kulun namazı, oruç, hac, umre, güzel ahlak, sessizlik ve Allah’ı zikir gibi amellerini göğe yükseltirler. Yedi göğün melekleri bu amelleri güzelce karşılayıp uğurlarlar. Ameller bütün engelleri aşar ve Allah’ın huzuruna varır. Melekler, Allah’ın huzurunda durarak o kişinin amellerinin ihlaslı olduğuna/ sırf Allah rızası gözeterek yapıldığına şahitlik ederler. Bunun üzerine Allah Teâlâ,

* Siz kulumun amellerini kaydeden meleklersiniz. Ben ise kalbinde bulunanları gözetleyenim. O, bu ameli ile benim rızamı kast etmedi, başka amaç güttü. Lanetim onun üzerine olsun.

Bunun üzerine bütün melekler de; “lanetin ve bizim lanetimiz!” derler.

Yedi gök ve içindekiler ona lanet eder.

Sonra Muaz, bir süre ağladıktan sonra şöyle devam etti:

Ben:

* Ey Allah’ın Resulü! Sen Allah’ın Resulü’sün, bense Muaz’ım (sıradan bir insanım). Ben bütün bunlardan nasıl kurtulabilirim, dedim.

Hz. Peygamber (s.a.v.),

* Bana uy Muaz! Amelinde eksiklik olsa bile, özellikle Kur’an hafızı olan kardeşlerin hakkında kötü konuşmaktan dilini tut! Günahlarını kendin taşı başkalarına yükleme! Onları kınayarak kendini küçük düşürme. Onları aşağılayarak kendini yükseklerde görme. Dünya amelini ahiret amelinin içine katma. Amelinle gösteriş yapma! Katıldığın meclislerde kibirlenme! Çünkü kibirlenirsen insanlar senin kötü huylarından çekinirler. Yanınızda üçüncü bir kişi varken arkadaşınla fısıldaşma! İnsanlara karşı büyüklenme ki, dünya ve ahiret hayırların kesintiye uğramasın. İnsanları dilinle parçalama ki, cehennem köpekleri seni kıyamet gününde param parça etmesin. Allah Teâlâ; “And olsun yavaşça çekenlere” (Naziyat, 2) buyuruyor. Bilir misin Muaz, nedir bunlar?

* Anam babam sana feda ey Allah’ın Resulü!, dedim.

* Cehennemde eti kemikten ayıran köpeklerdir buyurdu.

* Annam babam sana feda! Ey Allah’ın Resulü bütün bunları kim yapabilir ve bütün bu kötülüklerden kim kurtulabilir ki, dedim.

* Muaz! Bunlar, Allah’ın kolaylık verdiği kişilere kolaydır. Bütün bunların gerçekleşmesi için kendine istediğini başkalarına da istemen; kendi adına hoşlanmadığın şeyden başkaları adına da hoşlanmaman yeterlidir. Bunu başarabilirsen kurtulabilirsin.”

Hadis-i şerif burada bitti.

Hadis-i Şerif’in  bir adap kitabında zikredilmiş olmasına dikkat  buyurunuz lütfen.

Kaçımız kendimiz için istediğini başkaları için istiyor! Hepimizin kalbinde önce BEN yazıyor. Sosyal medya aracılığı ile “kendimizin kıymetine” ikna ediliyoruz. Meleklerin her anımızın kaydını tuttuğunu ve içimizi de dışımızı da gören Rabbimiz olduğunu unutarak pek dindar resimler verebileceğimizi sanıyoruz.

Kibir, riya, gösteriş bahçesinde pek dindarane resimler. Bütün bu “poz”lardan geriye ne kalacak!

Önemli not: Parantez içindeki ifadeleri, anlam karışıklığına sebep olmamak için eklemek durumunda kaldım. Mesela çeviride gıybet meleği geçen ifade yanlış anlaşılabileceği için (gıybeti yazan) ifadesini ilave ettim.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum