1. HABERLER

  2. İSLAM

  3. KUR'AN

  4. "İnsanlara hidayet geldiği zaman onları iman etmekten alıkoyan sebep..."
"İnsanlara hidayet geldiği zaman onları iman etmekten alıkoyan sebep..."

"İnsanlara hidayet geldiği zaman onları iman etmekten alıkoyan sebep..."

"İnsanlara hidayet geldiği zaman onları iman etmekten ve rabbinden mağfiret dilemekten alıkoyan sebep..." (Kehf/55)

17 Aralık 2025 Çarşamba 08:24A+A-

 

وَمَا مَنَعَ النَّاسَ اَنْ يُؤْمِنُٓوا اِذْ جَٓاءَهُمُ الْهُدٰى وَيَسْتَغْفِرُوا رَبَّهُمْ اِلَّٓا اَنْ تَأْتِيَهُمْ سُنَّةُ الْاَوَّل۪ينَ اَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ قُبُلًا ﴿٥٥﴾

55- İnsanlara hidayet geldiği zaman onları iman etmekten ve rabbinden mağfiret dilemekten alıkoyan sebep, sadece geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketlerin kendilerine de gelmesini veya göz göre göre azabın, karşılarına dikilmesini beklemeleridir.

Burada insanlar, Kur'an'ın hakkı açıklamak için hiçbir fırsat ve aracı ihmal etmediği konusunda uyarılmaktadırlar: Kur'an, insanın kalbini ve zihnini uyandırmak ve onların dikkatini çekmek için her tür aracı, çeşitli misalleri,   kullanmış ve en güzel uslubu seçip-kullanmıştır. Bütün bunlara rağmen onlar hâlâ hakkı kabul etmiyorlarsa, her halde kendilerinden önceki kavimlerin başına gelen ve onların hatalarını anlamalarını sağlayan azabı bekliyorlar.
     
Bakıyoruz bir yerlerde belli makamlara gelenler önlerinde eğilen yardakçıları gördükçe Allah’ın kendilerine geçici olarak lütfettiği şeylerle aldanmaya başlıyorlar. Allah bize de diyor. Ey kullarım! bu âyetler sizleri de uyardığı halde siz neyi bekliyorsunuz? Allah’ın kitabı sizi uyardığı halde onun uyarısından habersiz olarak, öncekilerin hayatlarına benzer bir hayatı sürdürmeye çalışan sizler neyi bekliyorsunuz? Üstelik öncekiler sizden daha üstündüler. Ama onlardan hiç birisi Allah’la başedemediler. Allah’tan kendilerine gelen azabın önüne geçemediler kendilerini kurtaramadılar. 

Öyleyse gelin Allah’la, Allah’ın kitabıyla savaşa tutuşarak küfrü ve şirki genelleştirmeyelim. Gelin Rabbimizin bir lütuf olarak bize verdiği güç ve kuvvetlerimizi, imkân ve fırsatlarımızı Allah’a karşı putlaştırmaya çalışmayalım. Allah’ın verdikleriyle ona karşı varlık iddiasında bulunmaya kalkışmayalım.

 BASAİRUL KUR’AN

Kuşkusuz doğru yolu bulmalarını sağlayacak yeterlikte yol gösterici mesajlar gelmişti kendilerine. Ama onlar daha önce Allah’ın ayetlerini yalanlayan sapık milletler gibi yokedilmeyi (bu istekte bulunurken, aslında böyle bir şeyin olacağına ihtimal vermemişlerdi ve sırf alaya alma amacındaydılar) ya da çarptıracaklarını gözleriyle görecekleri şekilde azapla yüzyüze getirilmeyi istemişlerdi. Ancak bu şekilde ikna olacaklarını, inanacaklarını söylemişlerdi.

Kuşkusuz onları eski sapık milletler gibi yok etmek ya da inanmaları durumunda ileride çarptırılacakları azabı onlara göstermek peygamberin görevleri arasında yeralmaz. Çünkü yalanlayanları yok etmek veya -mucize gösterilip onların da inkâr etmelerinden sonra yüce Allah’ın geçmiş milletlere ilişkin yasası uyarınca- azap göndermek bütünüyle yüce Allah’ın elindedir. Peygamberlere gelince, onlar sadece müjdeleyici ve uyarıcıdırlar.

   FİZİLALİL KUR’AN

HABERE YORUM KAT