1. YAZARLAR

  2. NURAY KAYACAN

  3. Başörtüzedelere Son Darbe; Peruklu Başkan
NURAY KAYACAN

NURAY KAYACAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Başörtüzedelere Son Darbe; Peruklu Başkan

06 Nisan 2009 Pazartesi 22:02A+A-

Ak parti’nin başörtülü olduğu için itiraz ettiği Islahiye’nin başkan adayı seçimi kazandı çok şükür! Ya kazanmasaydı ve Ak Parti’nin itirazları kabul olsaydı ne yapardık?

Gülben Ergen gibi örnek bir şahsiyeti, örnek kadın, başarılı sanatçı (her ne zıkkımsa) olarak onca örtülünün önüne sürerken düştükleri saçma sapan durum; kral çıplak sesleri gibi çınlasın kulaklarında da görsünler bırakılan edebin yerinde esen yelleri.

Oyları düşen partililer sorgulasın kendilerini ve işte sözüm ona halka hizmet hakka hizmettir düsturuyla çıktıkları bu yolda, araç olarak tanımladıkları siyasetin nasıl gözlerini döndürdüğünü, dönen gözlerin gerçekleri göremediğini, göremedikleri gerçeklerin nasıl bir tokat gibi yüzlerine vuruverdiğini algılamış olsunlar.

Evet, Islahiye’nin yeni belediye başkanı Malike Uludağ görevi kocasından devraldı. Adliye çıkışında halkının sevgi gösterileriyle karşılaşan Uludağ: "İslâhiyelilerin bana gösterdiği ilgiye teşekkür ediyorum. Onurlu ve mutluyuz. Daha önce eşim Mehmet Uludağ başkandı. Yarım kalan hizmetleri, tamamlamaya çalışacağız. El ele vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. En iyi şekilde hizmetlere devam edeceğiz" dedi.

Kocası gibi alnı açık, başı açık onun yolundan gitmeyi tercih etti. Peki, neden seçim çalışmalarını da canım kömür karası peruğuyla yürütmedi?

Olaya bir de Ak Parti kanadından bakmak gerek tabi. Belki de seçimi kazanınca görev aşkıyla ‘gereğini yapacağını’ yani başına peruğu geçireceğini algılayan duyarlı AKP’liler kadının günaha girmesine engel olmaya çalışmıştır. Empatik Polyanna-cı yanım; ‘al birde buradan yak’ diyor. Yerseniz!

Zaten açılacak başlar kamuoyuna örtü ile lanse edilmesinin mantalitesi nedir? Bu da mı Ergenekon’un işi? Tabi ya; D pli değil mi bu bacım? Ergenekon’un kullandığı siyasi ayağı… Son numarası da bu mu? Ya da böylesi deşifre edilmiş bir partinin adayı olmayı göze almış bir zihniyetten nasıl bir davranış umut edilir!

Bende mi böyle bir kompleks var bilemiyorum! Ne zaman bir örtüdaşım başını, belli bir mevkie gelene kadar her yol mubahtır sığınmacılığına saklanarak, gerçekte ise insani zaafımız etiket kaygısıyla açsa ben hayâ ediyorum. Rabbimden utanıyorum.

Delirten bir genetik kadere dönüştü bu. Umut vadede örtülü iş başına gelir ve başını açar. Siyaset arenasında Merve Kavakçı’dan başka onurlu davranan göremeyecek mi bu millet?

Örtü, her iki cenahta da; okul kapılarına, belediye binalarına, TBMM önüne, bilumum meslek icra ederken iş mahalli yakınlarına kadar bize eşlik eden bir aksesuar veya siyasal simge olarak görülmeye başlandı.

Biz Türkiyelilerde herkeslikten kurtulma kompleksi var. Bu uğurda ne yapacağımızı, hangi alanlarda debeleneceğimizi şaşırıyoruz.

Seçim dönemi özellikle yakinen tanıdığım birkaç aday da gözlemlediğim; bir insan maddi manevi bütün varlığını ortaya koyup, gece gündüz demeden kendini bu uğurda nasıl bu derece parçalayabilir, havsalam almıyor. Yani düşünüyorum ahiret seçimleri için şu çabanın onda biri harcansa, mahşerde açık ara en üst kata kurulurdu bu emekşörler.

Ayrıca aday olan şahısların harcadığı on binlerce lira, hangi kaynaktan ve hangi geri dönüşüm planlarıyla sarf ediliyor, bu da bir diğer paradoks. Yani sonradan yolsuzluk dosyaları hazırlarken biraz ‘eller vicdana’ demeli. Dört yıllık görev süresince aldığı maaşla, harcadığı ‘mani’leri toparlayamayacağına göre, üç beş ihale fesadına bulaşsa başkanceğiz ne çıkar, değil mi ama! İslam mantık dinidir, her olaya pozitivist yaklaşmamız lazım…

Dışarıdan bakıldığında acı gerçek çok daha rahat görülebiliyor. İslam dünyasının en büyük handikabı: ocular, şucular ve bucuların, her nevi mezhep, cemaat ve hiziplerin; kendi belirledikleri araçları amaç edinmeleri. Çıkış noktası süreç içerisinde güzergâhı belirliyor maalesef.

Eğitim, siyaset, tasavvuf… Her biri zamanla merkeze oturtulup dinin formel görüntüsü halini alıyor. Amaca ulaşmak için kullanılan metotlar üst kimliğe dönüşüp din alt başlığını içerikte sunar pozisyona dönüşüyor.

Ne diyelim; Allah hepimize akıl, fikir ihsan eylesin.

Ayaklarımızı yere biraz sağlam basalım da artık bu kadar kolay kaymasın…

YAZIYA YORUM KAT

14 Yorum