1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Onlarsız Ramazan: Savaşın yıktığı Gazze'de yürek yarası ve umut
Onlarsız Ramazan: Savaşın yıktığı Gazze'de yürek yarası ve umut

Onlarsız Ramazan: Savaşın yıktığı Gazze'de yürek yarası ve umut

​​​​​​​Bunun birlikte geçireceğimiz son Ramazan olacağını hiç düşünmemiştik; yıkılmadan, savaş bizi ayırmadan önce aile evimizdeki son Ramazan.

13 Mart 2025 Perşembe 22:26A+A-

Nur Alyacoubi’nin palestinecronicle’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.

 

Dört ay önce ateşkes görüşmelerinin son turu başladığında tüm Gazzelilerin yüreğini umut kaplamıştı. Daha önceki girişimlerin aksine bu tur farklıydı; ender rastlanan bir olasılık duygusu taşıyordu. Görüşmeler yaklaşık üç ay boyunca belirsizlik içinde sürdü, ancak ocak ayında nihayet bir anlaşma imzalandı.

Sükûnetin gerçekten geri geleceğine hiçbir zaman tam olarak ikna olmamış olsam da, babamın iyimserliği sarsılmazdı. Bir gün beni aradı ve “Ramazan'ı seninle geçireceğiz Nur” dedi.

Sesi sevinçten titriyordu, heyecan ve inançsızlık karışımı bir ses; sanki eve dönme fikri kavranamayacak kadar uzakmış gibi. Sözleri soğuk bir gecenin sıcaklığı gibi beni sardı ve uzun zamandır hissetmediğim bir rahatlık sundu. Acı dolu 15 aylık ayrılığın ardından nihayet yeniden bir araya geleceğimiz anı hayal ederken gözlerim doldu.

Aylar sonra ilk kez kendime inanmak için izin verdim. Ailemle birlikte olma düşüncesi içimi sevinçle doldurdu ve durmaksızın plan yapmaya başladım - birlikte geçireceğimiz günleri hayal ediyor, onların gelişini hayal ediyor ve tekrar bir araya gelene kadar geçen anları sayıyordum.

Ama şimdi Ramazan geldi ve ailem başka bir dünyadayken ben başka bir dünyada kalıyorum. Bu, onlarsız geçirdiğim ikinci Ramazan ve onların yokluğunun ağırlığı kalbimi kırıyor.

Ramazan'ı Nasıl Hatırlıyorum?

Her yıl, Ramazan'dan önceki günlerde, annemle birlikte Gazze'nin fenerlerle aydınlatılmış sokaklarında dolaşır, süs eşyaları satın alır ve bayram atmosferini içimize çekerdik. Onunla aramdaki bağ bir anne-kızdan çok daha fazlasıydı; biz en iyi arkadaştık. Sırf onu mutlu görmek için onunla her şeyi yapmayı severdim, yüzü her zaman gülümsemeyle parlardı.

“Nur her zaman neşeyi getiren kişidir” derdi. Her Ramazan ona bir hediye alır, evi Ramazan sembolleriyle süsler ve mevsimin ruhunun evimizi doldurduğundan emin olurdum. Evlendikten sonra bile bu gelenekleri yaşatmaya devam ettim; hediyeler alıp verdim, evimizi bayram ışıklarıyla süsledim ve Ramazan arifesinde ailemi ziyaret ederek sıcak dileklerimi paylaştım. Ve her zaman olduğu gibi, bir sonraki Ramazan'a kadar hepimizin sağlıklı bir şekilde bir arada olması için dua ettim.

Ailemle birlikte geçirdiğim son Ramazan 2023 yılıydı ve olağanüstüydü. Yaklaşık altı yıl aradan sonra en büyük kız kardeşim nihayet Gazze'ye dönmüştü. Ben de yeni anneydim ve bir aylık bebeğimi kucağıma almıştım. O Ramazan özeldi, sıcaktı, toplantılar ve iftar davetleriyle doluydu. Kız kardeşimi ve ailesini yanımızda görmekten, yıllar sonra ilk kez kutsal ayı birlikte yaşamaktan büyük mutluluk duyuyorduk.

Çok mutluyduk.

Bunun birlikte geçireceğimiz son Ramazan olacağını, yıkılmadan, savaş bizi ayırmadan önce aile evimizde geçireceğimiz son Ramazan olacağını hiç düşünmemiştik.

Ramazan boyunca tek gerçek tartışma, ilk gün iftarı nerede yapacağımızdı; ailemle mi yoksa kayınvalidemle mi? Kocamla evliliğimizin ilk iki yılında bu tartışmayı yaptık ama sonunda hep o kazandı. İlk iftarı onun ailesiyle, ikincisini benim ailemle yapardık. Ramazan hiçbir zaman sadece oruç tutmak demek değildi; Ramazan birliktelik demekti, ailelerin bir araya gelmesi ve evlerini birbirlerine açması demekti.

Ama evlendikten sonraki üçüncü Ramazan -geçen yıl- savaş sırasında geçti. Ve şimdi, dördüncüsü geldi, hala savaşın gölgesinde, ama farklı bir biçimde ve beni ailemden ayıran daha da büyük bir mesafeyle.

Evlendikten sonra her yıl Ramazan'ın ilk günü ailem akşamları beni ziyaret eder, sevdiğimi bildikleri her türlü peynir ve atıştırmalıkları getirirlerdi. En büyük kardeşim Muhammed, bana bir Ramazan feneri hediye etmek için kısa süreliğine uğrardı. Bugün sahip olduğum her fener sevgili Muhammed'imden. Şimdi onlara bakıp ağlıyorum, birlikte geçireceğimiz bir anın daha özlemini çekiyorum.

Yokluğun Acısı

Bugün, ailemin beni ziyaret etmesini ve dilekleriyle bana dua etmelerini beklemediğimi bilmek kalbimi sızlatıyor. Yarın onları ziyaret edemeyeceğim; anneme ve kardeşlerime ne alacağımı düşünerek seçenekler arasında boğulmuş bir şekilde mağazada duramayacağım. Ailemin evinde iftara davet edilmeyeceğim, çünkü o ev Mart 2023'te bombalandı.

Bugün kendimi yalnız hissediyorum.

Her gün eksik hissediyorum.

Eskiden Ramazan'ı mutluluk ve sevinçle karşılardık. Ama bu yıl, onu karşılamaya hiç hazır hissetmiyoruz. “Ramazan gibi bile gelmiyor” cümlesini son birkaç gündür tekrar tekrar duyuyorum.

Anneler şehit evlatlarının yasını tutuyor, evlatlar kaybettikleri anne babalarının hasretini çekiyor, aileler yıkılan yuvalarının yasını tutuyor. Biz henüz kendimize gelemedik. Kalplerimiz ayrılıktan kırık, ruhlarımız kırılgan ve bedenlerimiz bitkin.

Her yemek buluşmasında boş bir yer, her sahurda bir yokluk, her iftarda bir sessizlik var. Birlikteliğin o bildik sıcaklığı yerini sızılı bir boşluğa bıraktı.

Ramazan geldi ama birçoğumuz için bir zamanlar taşıdığı o ışık artık sönük.

 

* Nur Alyacoubi, Gazze'de yaşayan bir yazardır. Gazze'deki El-Ezher Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okudu. Gazze merkezli yazarlar kolektifi We Are Not Numbers'ın bir parçasıdır.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum