1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Kullanılmış kumaştan bir mısra
Kullanılmış kumaştan bir mısra

Kullanılmış kumaştan bir mısra

Gazze'de her şeyi yeniden tanımlıyoruz. Eskiye yeniden hayat bulma şansı veriyor, yoksulluğu dirence dönüştürüyor ve en dar köşelerde kısa süreli haysiyet anları arıyoruz.

07 Şubat 2025 Cuma 10:00A+A-

Saeda Hamdonanın electronicintifada’da yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz-Haber için tercüme edilmiştir.

 

Bu kış, adım atacak yer kalmayan Gazze Şehri'ndeki ikinci el dükkânlarını ziyaret etmeye karar verdim.

Omuzlarımda anneliğin ağır yükünü taşıyordum. Oğlum 3 yaşındaki Zekeriya'nın sıcak tutacak bir pantolona ihtiyacı vardı ama ceplerim bomboştu.

İnanılmaz pahalı yeni kıyafetler satan mağazaların önünden geçtim. Çocuğum için bir kışlık pijama takımı 100 dolardan fazlaydı! Yiyeceğini zar zor temin edebilen bir aile, bu kadar parayı nasıl vermeyi düşünebilir ki?

Bu yüzden Gazze'nin yoksullarının sığınağı olan ve acımasız soğuktan korunmak için kullanılmış giysiler arasında sıcaklık aradığımız ikinci el dükkânlarına yöneldim.

Kumaşların “bitmemiş hikâyelerin sayfaları” olduğu bu dükkânlar, buradaki birçok kişi için bir sığınak haline geldi. Gelişigüzel istiflenmiş giysi yığınlarının önünde durarak, uzak yerlerden gelmiş giysi denizini eliyoruz - başka hayatlar yaşamış, belki de hiç tanışamayacağımız insanların hayallerini taşıyan giysiler.

Küçük oğlum için bir şeyler aramak üzere yığınlar arasında dolaştım. Dağınık giysi parçaları, uyumsuz renkler ve birbirine ait olmayan şeyler buldum. Yine de, anlamlı bir şey oluşturma umuduyla bir rüyanın parçalarını bir araya getiren biri gibi onları topladım.

Terziye gitmeye karar verdim. Belki bu dağınık parçaları bir araya getirebilir ve oğlum için sıcak tutan bir pantolon yapabilirdi.

Terzi orta yaşlı bir adamdı, zor zamanların yıprattığı yüzü yine de gülümsemesini engelleyemiyordu. Kıyafetleri önüne koydum ve ne istediğimi anlattım. Elinde bir kumaş parçası üzerinde çalışırken, yanında elinde yırtık bir elbise tutan bir kadın oturmuş, zar zor duyulabilen bir sesle konuşuyor ve tamir edilmesi için yalvarıyordu.

Yaptığı iş için ona ödeyecek parası olmadığını bildiği için defalarca nasıl özür dilediğini ve kendini anlatmaya çalıştığını fark ettim. Terzi kızgın görünmüyordu ama tereddüt etti. Mırıldandığını duydum: “Pazarlarda irmiği zor buluyorum. Bugünlerde ekmek bile acılaştı.”

Adamın ihtiyacının kadınınkiyle aynı olduğunu fark ettim; her ikisi de burada hepimizin katlandığı aynı acı gerçeği yaşıyorlardı.

Bir şey için başka bir şey

İrmik yapmak için evde makarna öğüttüğümü hatırladım. Gazze'de, “şairlerin mısralar” yazdığı gibi çözümler icat ediyoruz. Ev yapımı irmik, artık satın almaya gücümüzün yetmediği tatlılara yeni bir tat vermişti.

“Bende irmik var,” dedim terziye. “Eğer bu kadından tamir için para almazsan, sana biraz verebilirim.”

İşini bıraktı ve bana baktı. Bir an için zaman donmuş gibiydi. Sonra gülümsedi ve kabul etti.

Oğlumun yeni pantolonunu elimde tutarak dükkânından ayrıldım - kumaşların yamalı bohçasından yapılmış, ancak hepimizin ortak anneliklerinin ve sabrının sıcaklığıyla dolu bir giysi. Kadın da gitti, sessiz bir minnettarlık bakışı bana doğru döndü.

Eve dönerken bu hayatın tuhaflığı üzerine düşündüm. Gazze'de her şeyi yeniden tanımlıyoruz. Eskiye yeniden hayat bulma şansı veriyor, yoksulluğu dirence dönüştürüyor ve en dar köşelerde kısa süreli haysiyet anları arıyoruz.

Eve döndüğümde oğlum, gerçekliğin acımasızlığından etkilenmemiş çocuksu bir sevinçle beni bekliyordu. Ona yeni pantolonunu giydirdim. Onu yeni kıyafetleri içinde özgürce hareket ederken izlerken, bizi hapsetmeye kararlı bir dünyaya karşı kısa bir süreliğine de olsa kazanmış gibi hissettim.

Hiçbir şey basit değildir.

Terzi sadece kıyafet tamir eden bir adam değildir; günlük hikâyelerimizin bir kahramanıdır.

İrmik sadece bir gıda maddesi değildir; direniş zincirinin bir halkasıdır.

Ve eski giysiler sadece kumaş değildir - onlar nasıl yaşayabileceğimizi ve enkazın ortasında bile nasıl güzellik yaratabileceğimizi anlatan şiirlerdir.

 

*Saeda Hamdona, Gazze'de yaşayan bir yazar.

HABERE YORUM KAT

6 Yorum