
Gazze'deki Filistinliler Trump'ın 'temizlik' planına tepki gösterdi: 'Hayal görüyor'
Yerlerinden edilen Filistinliler, kuzeye dönerlerken ‘topraklarını asla terk etmeyecekleri' konusunda kararlı.
Ahmed Dremly’in Middle East Eye’da yayınlanan yazısı Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.
ABD Başkanı Donald Trump tartışmalı “Gazze'yi temizleme” planını açıklarken, güneydeki yerleşim bölgesinde yerlerinden edilmiş yüz binlerce Filistinli, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine -ya da onlardan geriye kalan çok az şeye- dönüşlerini kutlamaya başladı.
Birçokları için Trump'ın sözleri sadece küçümseyici değil aynı zamanda Filistinlilerin topraklarında kalabilmek için on yıllardır verdikleri mücadeleyi de hatırlatıyordu.
İsrail ile Hamas arasında 19 Ocak'ta ateşkes ilan edildiğinden beri 64 yaşındaki Nizar Noman, Gazze'nin ortasından geçen İsrail Netzarim askeri koridoruna en yakın noktada bekliyor ve Gazze Şehri'ndeki evine dönmek için sabırsızlanıyor.
Noman, “Ben vatanıma ait olduğum gibi, vatanım da bana ait” dedi. “Bir daha evimden uzakta bir an bile geçirmek istemedim.”
Noman ve ailesi, İsrail askerlerinin mahallelerini kuşatmasının ardından Aralık 2024'te güneye tahliye edildi. Gazze'nin büyük bölümünü harap eden 15 aylık İsrail saldırısı sırasında yaşanan amansız şiddet ve yerinden etme çabalarına rağmen Noman geri dönme umudunu hiç kaybetmedi.
“Evimi terk edip güneye gittiğim güne pişmanım,” dedi. “Filistin'de başka bir şehre gitmek için bile olsa evimi tekrar terk etmektense evimin enkazı altında ölmeyi tercih ederim.”
Trump'ın Mısır ve Ürdün'ün Gazze'deki Filistinlileri kabul etmesi ve “her şeyi temizlemesi” yönündeki önerisi kuşatma altındaki bölgede inançsızlık ve meydan okumayla karşılandı.
Noman, “Başkan Trump, tarif ettiği gibi bir karmaşa olsa bile, Gazze'deki insanların buradan ayrılabileceklerini düşünerek hayal görüyor.” dedi.
“Şimdi Gazze'deki insanları önemsiyor ve bizim geleceğimizi mi düşünüyor? Bizler Amerikan vergileriyle finanse edilen İsrail füzeleriyle öldürülürken o neredeydi?”
Gazze'de tanınmış bir işadamı olan Noman'ın Gazze Şehri'nde birkaç dükkânı vardı ve bunların hepsi İsrail saldırıları sırasında yıkıldı ya da yakıldı. İki oğlunun evleri de hava saldırıları nedeniyle harabeye döndü.
Yine de Noman, diğer ülkeler teşvik teklif etse bile Gazze'den ayrılmayı hiç düşünmüyor.
“Burası bizim vatanımız” diyor. “Ne ben, ne çocuklarım, ne de torunlarım burayı asla terk etmeyeceğiz.”
Trump'ın sözleri şaka gibi
Gazze Şeridi'nin kuzeyinden 42 yaşındaki Zaid Ali, Trump'ın açıklamalarının, İsrail devletinin kuruluşu sırasında 750.000 kişinin evlerinden zorla çıkarılıp komşu ülkelere sürüldüğü yeni bir Nakba'ye yönelik gizli gündemin parçası olduğuna inanıyor.
Ali, “Amerika ve İsrail, toprakları zorla ya da çeşitli bahanelerle ‘temizlemek’ için her zaman ellerinden geleni yapıyorlar, ancak ruhlarımız bu toprakların kumuna bağlı olduğu için her zaman başarısız oluyorlar” dedi.
7 Ekim 2023'ten bu yana Ali ve ailesi birçok savaşa, kayba, açlığa, hastalığa, korkuya ve aşağılanmaya katlandı. Yine de Gazze'yi terk etmek hiçbir zaman bir seçenek olmadı.
“Ailem ve ben Kuzey Gazze'de kalmaya kararlıydık.” dedi. “Buradan ayrılmayı aklımızdan bile geçirmedik.”
Ali, kendisinin ve beş erkek kardeşinin, özellikle İsrail hava saldırılarında üç torununu kaybettikten sonra sağlığı kötüleşen 85 yaşındaki babalarını Mayıs 2024'te sınır kapatılmadan önce Mısır'a tahliye etmeye nasıl ikna etmeye çalıştıklarını anlattı. Ancak babaları Filistin topraklarını terk etmeyi reddetti.
Ali, “Nakba'ya tanık oldu ve Hayfa'dan zorla göç ettirildiklerinde çocukken bir kez evini terk etti.” dedi.
“Babasının hatasını asla tekrarlamayacaktı. İsrail bombardımanının yoğun olduğu bir dönemde mahallemizi boşaltması için onu ikna etmemiz günler sürdü.
“Onun için Trump'ın sözleri şaka gibi.”
Binlerce kez ölümden kurtuldu
Ali, İsrail'in ‘General Planı’ adı verilen planla Gazze'nin kuzeyini kademeli olarak boşaltmaya çalıştığını ancak Filistinlilerin direnci nedeniyle başarısız olduğunu düşünüyor.
“Benim gibi yüz binlerce insan binlerce kez ölümden kurtuldu” dedi.
“Eğer savaş yeniden başlarsa, topraklarımızda kalmaya devam edeceğiz. Bugün kuzeye evlerine dönen yerinden edilmiş insanlar bile tekrar burayı terk etmezler.”
Ali, Gazze Şehri'nin batısındaki El Raşid Caddesi'nde kız kardeşini bekliyordu.
İsrail güçleri tarafından gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan kocasıyla yeniden bir araya gelmek için Ocak 2023'ün başlarında güneye tahliye edilmişti.
Yüz binlerce kişi gibi o da aylarca süren ayrılığın ardından sevdiklerine kavuşmanın verdiği rahatlama ve minnettarlık duygularıyla doluydu.
“Trump bugün burada olsaydı ve evlerine dönenlerin kutlamalarına tanık olsaydı, Filistinliler ile toprakları arasındaki derin bağı anlardı.”
Umut için bir alan
Ali gibi 27 yaşındaki Lama Ebu Asi de Gazze'nin kuzeyini terk etmemiş, ancak Gazze Şehri'ndeki evleri geçen mayıs ayında İsrail saldırılarında kısmen yıkıldıktan sonra ailesi birkaç kez geçici barınaklara tahliye edilmiş.
Ebu Asi, hayal bile edilemeyecek acılara rağmen Gazze'deki insanların daha iyi bir gelecek için hala umutları olduğunu söyledi.
“Evlerimizi ve pek çok sevdiğimizi kaybetmiş olsak da, topraklarımızda bir çadır kurmak anlamına gelse bile hayatlarımızı yeniden inşa etmek için minnettarız.”
Trump, İsrail bombardımanının yol açtığı geniş çaplı yıkım nedeniyle Gazze'den “yıkım alanı” olarak söz etmiş olsa da Ebu Asi, “Bir yılı aşkın süredir yaşadığımız zorluklarda bizi ayakta tutan umudumuz, ülkemizi kendi ellerimizle eskisinden daha güzel bir şekilde yeniden inşa etmemizi sağlayacaktır” dedi.
Yerlerinden edilen Filistinlilerin Gazze'nin güneyinden kuzeye dönmesi de Lama'yı sürgünde yaşayan Filistinlilerin bir gün geri döneceği konusunda umutlandırıyor.
“Gazze'de bizler, maruz kaldığımız çifte standart ve terk edilmişlikten sonra dünyadan hiçbir şey beklemiyoruz” dedi.
“Tek umudum dünyanın insan haklarına saygı göstermesi, insanlara onurlarını vermesi ve vatanlarını terk etmelerine değil, kendi topraklarına dönmelerine yardımcı olması.”
Yine başarısız olacaklar
Gazzeli 68 yaşındaki Hüsnü Mustafa, kanser hastası eşinin tedavisi için Mayıs 2024'te tahliye edildiği Mısır'da ikamet ediyor. Trump'ın açıklamalarını Filistin'i, özellikle de Gazze'yi boşaltmaya yönelik uzun süredir devam eden çabaların bir parçası olarak görüyor.
Mustafa, “1970'lerden bu yana İsrail ve diğer ülkeler, seyahat masraflarını karşılayarak ve yurtdışında iş olanakları sunarak Filistinlilerin göçünü kolaylaştırmaya çalıştı” dedi.
“O zaman başarısız oldular ve yine başarısız olacaklar.
“Trump Gazze'deki insanların ülkeyi terk edebileceğini ve böylece topraklara yatırım yapabileceğini düşünebilir ama bunun mali teşvikler ve ayarlanmış göçle bile imkânsız olduğunun farkında değil.”
Mustafa, toprakla olan kopmaz bağlarının bir kanıtı olarak insanların yakın zamanda kuzeydeki evlerine dönmelerini gösterdi.
“İnsanlar sokaklarda uyuyarak, sadece birkaç kilometre ötede olsa bile evlerine - ya da evlerinin enkazına - dönecekleri anı beklediler” dedi.
“Filistin bizim toprağımızdır ve yeryüzündeki hiç kimse bizi buradan söküp atamaz.”
Yerleşimci sömürgeciliği
Gazze'deki El Aksa Üniversitesi'nde doçent ve Pretoria Üniversitesi Afrika'da Asya Çalışmaları Merkezi'nde (CASA) araştırma görevlisi olan Haidar Eid, Middle East Eye'a yaptığı açıklamada Trump'ın önerisinin İsrail siyasetine de hakim olan aşırı sağcı ideolojiyi yansıttığını söyledi.
Trump'ın sözde ateşkes sağlama çabalarının sadece o zamanki rolüyle bağlantılı olduğunu ve son açıklamalarının daha derin bir gündemi ortaya koyduğunu söyledi.
Eid, “Trump'ın ilk açıklaması özünde bir etnik temizlik çağrısıdır” dedi. “İsrail'i kontrol eden ve yerinden etme politikalarını ilerletirken barışçıl bir çözüm efsanesini sürdüren aynı ideolojiyle uyumludur.”
Eid, ABD-İsrail ilişkisinin yerleşimci sömürgeciliğinin “ortak ideolojisinden” kaynaklandığına inanıyor. Savaş sırasında İsrailli yerleşimciler ve aşırı sağcı İsrailli yetkililer, Filistinlilerin Gazze'nin geniş alanlarından zorla göç ettirilmesi ve yerlerine İsrailli yerleşimcilerin yerleştirilmesi planlarını defalarca savundular.
“Avustralya gibi yerleşimci-sömürgeci devletler ve eski sömürgeci güçler de, yerli halkları yerleşimci topluluklarla değiştirmeye yönelik çıkarlarını paylaştıkları için İsrail'i desteklemektedir.”
Eid'in analizi, Trump'ın tartışmalı sözlerinin daha geniş bağlamının altını çiziyor ve bu sözleri Filistinlilerin maruz kaldığı uzun bir yerinden edilme ve baskı tarihiyle ilişkilendiriyor.
“Tanık olduğumuz şey münferit bir olay değil, Filistinlilerin varlığını topraklarından silmeye yönelik sistematik bir çabanın parçasıdır” dedi.
“Ancak, tıpkı atalarımızın direndiği gibi, biz de direnmeye ve topraklarımızda kalmaya devam edeceğiz.”
HABERE YORUM KAT