1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Gazze'de Filistinlilerin kurban edildiği bir başka kanlı Kurban Bayramı
Gazze'de Filistinlilerin kurban edildiği bir başka kanlı Kurban Bayramı

Gazze'de Filistinlilerin kurban edildiği bir başka kanlı Kurban Bayramı

​​​​​​​Huda Skaik, bu Kurban Bayramı'nın Gazze'de soykırımın yaşandığı dördüncü bayram olduğunu ve tek kutlama nedeninin yeni kıyafetler değil, yiyecek ve bir gün daha hayatta kalmak olduğunu yazıyor.

13 Haziran 2025 Cuma 00:15A+A-

Huda Skaik’in The New Arab’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.


Kurban Bayramı, Gazze'de artık acı bir ironiyi barındırıyor. Sevinç sesleri kederin feryatları altında gömülü, bayramın tatlıları ise kül ve yıkımla kaplı. Soykırım altında, Dhul Hijjah'ın (Hac ayı) 'en güzel günleri' bile yasla ağırlaşıyor.

Savaştan önce, birkaç şanslı hacı, İslam'ın beş şartından biri olan haccı yapmak için Mekke'ye yolculuk yapıyordu. Ancak iki yılı aşkın bir süredir hiçbir Gazze'li bu kutsal yerlere ayak basamadı — bu, azalan umutlara sessizce vurulmuş son darbe oldu.

Hayvan kurban etmenin kutsal ritüeli olan Kurban Bayramı bile ulaşılamaz hale geldi. İki milyondan fazla Gazze sakini için, bu karanlık kıtlık günlerinde taze et düşüncesi bile dayanılmaz — hayvanlar bir yana, unumuz bile yok.

Ateşkesin çökmesinden iki ay sonra, Ramazan Bayramı sırasında, binlerce Filistinli yıkılmış camilerin dışındaki molozların arasında ve okul bahçelerinde dua etti. İsrail saldırıları o kadar acımasızdı ki, bayram namazları sabahın erken saatlerinde öldürülen şehitler için cenaze törenlerine dönüştü.

O gün yaklaşık 127 Filistinli öldü, bunların %75'i kadın ve çocuklardı. Çocuklar yeni bayram kıyafetleriyle çadırların yakınında oynarken öldürüldü. Videolar, bilezikli küçük kızları, yeni ayakkabılar giymiş erkek çocukları, kutlama için ayrılmış bir anda hayatlarının son bulduğunu gösteriyordu. Bu, Gazze'deki 'yeni normal' — bir başka bayram, daha fazla kan dökülmesi.

Eskiden böyle değildi. Filistinli kadınların pişirdiği maamoul, kahk ve kurabiyelerin kokusu, Umm Kulthum'un “Laylat al-Aid” şarkısı yumuşak bir şekilde çalarken, Al-Rimal gibi mahallelerde esiyordu. Onun sesi yankılanıyordu: “Ey bayram gecesi, bizi neşelendirdin.”

Çocuklar, sevinçleri gözle görülür bir şekilde, oyuncaklarını ve çikolatalarını sıkıca tutuyorlardı; bu basit hediyeler onlara büyük bir mutluluk veriyordu. Ancak şimdi, eskiden heyecanla bütün gece uyanık kalan Gazze'nin çocukları, yeni kıyafetleri için geri sayım yapmıyor, komşularının üzerine düşen İsrail bombalarını bekliyor ve kıyafet yerine tabut giyiyorlar.

Gazze'nin çocuklarının şu anda istediği tek bayram “hediyesi” yeni bir sabah görmek; kalpleri geçmiş kutlamalar için acıyor. Gazze'nin camilerinde, çatlamış duvarların inlemeleri arasında tekbirler yükseliyor. Her “Allahu Ekber” yetimlerin gözyaşlarını ve yas tutan annelerin iç çekişlerini taşıyor. Bir zamanlar neşe dolu olan müezzinin çağrısı, şimdi dünyanın sessizliğinde bir çığlık gibi geliyor - şehrin yaralarından kan sızıyor.

Sevdiklerini kaybedenlerin gözleri kederle dolarken, kalpleri de üzüntüyle sarsılıyor. Toprak şehitlerin kanıyla ıslanmış durumda; duman gökyüzünü karartıyor. Güneş dar sokakların üzerinde doğsa da, yıkımın gölgeleri uzuyor ve bayramın ışığının geri dönüp dönmeyeceği konusunda şüphe uyandırıyor.

Sadece Gazze'de sevinç kanla lekelenir. Sadece burada çocuklar bayram kıyafetleri yerine kefenlere sarılır ve kutlamaların yerini cenaze duaları alır. Rüyalar kâbusa, bedenler parçalara dönüşür. Hayatta da ölümde de barış yoktur - sadece acı ve sevinç için en ufak bir umut vardır.

 

*Huda Skaik, Gazze'den bir İngiliz edebiyatı öğrencisi ve yazardır. We Are Not Numbers üyesidir ve Electronic Intifada, Middle East Eye ve WRMEA'ya da katkıda bulunmaktadır. Habercilik ve yazmaya büyük ilgi duymaktadır.

HABERE YORUM KAT