1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Dr. Abu Nujaila: Sonuna kadar kaldım. Unutmayacağız ve yeniden inşa edeceğiz
Dr. Abu Nujaila: Sonuna kadar kaldım. Unutmayacağız ve yeniden inşa edeceğiz

Dr. Abu Nujaila: Sonuna kadar kaldım. Unutmayacağız ve yeniden inşa edeceğiz

Gazze'deki Filistinli doktorların fedakârlığı yeni nesil tıp öğrencilerine ilham verdi. Ben de onlardan biriyim.

16 Şubat 2025 Pazar 22:11A+A-

Hend Salama Abo Helow’un aljazeera’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.

 

“Sonuna kadar kim kalırsa hikâyeyi o anlatacak. Biz elimizden geleni yaptık - bizi hatırlayın.”

Dr. Mahmud Abu Nujaila 20 Ekim 2023'te Cibaliye mülteci kampındaki El Avda Hastanesi'nde bunları yazdı. Yazıyı ameliyat programları için kullanılan beyaz bir tahtaya mavi kalemle karalamıştı. Bunlar direncin bir kanıtı, meydan okumanın bir mesajıydı.

Bir ay sonra Nujaila, Hipokrat yemininin ahlaki boyutlarını kelimelerle değil, kendi kanıyla yeniden tanımladı. İsrail'in hastaneye düzenlediği bir hava saldırısında o ve iki meslektaşı; Dr. Ahmed Al Sahar ve Dr. Ziyad Al-Tatari hayatını kaybetti.

Nujaila'nın sözleri 15 ay boyunca aklımdan çıkmadı; Gazze'de çalışmayı umduğum tıp merkezinin nasıl bombalanarak yerle bir edildiğini, kendilerinden bir şeyler öğrenmeyi umduğum doktorların nasıl öldürüldüğünü, işkence gördüğünü, zorla kaybedildiğini dehşet içinde izledim.

Hayatın her yönü ölümle lekelenmişti. Her sıcak “anı” dehşetin istilasına uğradı. Her kesinliğin yerini bilinmezliğin uçurumu almıştı.

Soykırım başlamadan sadece bir ay önce acil servisinde gönüllü olarak çalıştığım Gazze Şehri'ndeki El-Şifa Hastanesi basıldı, yağmalandı ve yakıldı. Burası Gazze'nin en büyük hastanesiydi, başka bir yerde bulunamayacak kritik sağlık hizmeti veriyordu ve son derece yetenekli doktorlardan oluşan bir kadroya sahipti.

Burası sadece bir şifa yeri değil, aynı zamanda yerinden edilenler için bir sığınaktı. Ama bir mezarlığa dönüştürüldü.

Meme kanseri farkındalığı üzerine bir üniversite projesine katıldığım Türk-Filistin Dostluk Hastanesi bombalandı, ardından kuşatıldı ve kapatıldı. Hastaları yavaşça ve çaresizce ölüme terk edildi. Gazze'deki tek kanser hastanesinin kaderi, İsrail ordusunun Gazze'yi kuzey ve güney olarak ikiye bölmek için kurduğu ve işgal ettiği Netzarim Koridoru olarak adlandırılan “ölüm ekseni” içinde yer alan konumuyla belirlendi.

Büyükannemin, kendini işine adamış ve yetenekli bir cerrah olan Dr. Muhammed Al-Ron tarafından kritik bir ameliyat geçirdiği Gazze Şehri'ndeki El-Kudüs Hastanesi saldırıya uğradı ve bombalandı. Ardından kuşatıldı, dünyayla bağlantısı kesildi - sağlık personeli, hastalar ve yerinden edilmiş siviller aç ve susuz içeride mahsur kaldı. Sonunda herkes zorla dışarı çıkarıldı ve hastane hizmet dışı bırakıldı.

Daha sonra Al-Ron'un Gazze'nin kuzeyindeki başka bir hastaneden zorla kaçırıldığını ve İsrail zindanlarında işkence gördüğünü öğrendim. İki ay sonra ortaya çıktığında 30 kilo vermişti. O hala şanslı olanlardan biriydi.

El Şifa Hastanesi'nin önde gelen cerrahlarından Dr. Adnan Al-Bursh işkenceyle öldürüldü.

Kemal Adwan Hastanesi'nin başhekimi Dr. Hussam Ebu Safia, işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı İsrail esaretinde kalmaya devam ediyor.

Gazze'de 1.000'den fazla sağlık çalışanı öldürüldü. 300'den fazlası ise zorla kaybedildi.

Gazze'de sağlık çalışanlarının da hedef olduğu apaçık ortadadır. Doktorluk ölümcül bir meslek haline gelmiştir.

Yine de kendimi korkmuş ve cesaretsiz hissetmiyorum. Soykırım sırasında hastaları için ayağa kalkan ve hayatlarını riske atan doktorlar bana ilham kaynağı oldu: Ebu Safia, Dr Ghassan Abu Sitta, Dr Muhammed Ebu Salmiya ve daha niceleri.

Kendi kız kardeşim Dr. Meryem Salama Abo Helow benim için parlak bir örnek oldu. Güneyde geriye kalan tek işlevsel hastane olan El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde çocuk doktoru olarak çalışıyor. Meslektaşlarıyla birlikte savaşıyor, dehşete tanıklık ediyor - yaralı, yetim, yanmış, yetersiz beslenmiş, donarak ölmüş çocuklar.

Gazze'nin sağlık sisteminin yıkımına ve Filistinli sağlık çalışanlarının toplu katliamına tanık olmama rağmen, doktor olma kararlılığım son 15 ayda daha da güçlendi. Gazze'nin oğullarına ve kızlarına her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Bu yüzden çok çalışmak ve olabileceğim en iyi doktor olmak benim ahlaki, vatani ve insani yükümlülüğüm.

Ocak 2024'te Gazze'yi terk etme fırsatım vardı ama gitmek istemedim. Bana en çok ihtiyaç duyduğu anda evimi nasıl terk edebilirdim?

Nuseyrat mülteci kampından sürüldüğümde, tıp kitaplarımı sırt çantamda taşıdım ve Gazze'deki altı üniversitenin de ağır hasar görmesi ve yıkılmasının ardından çevrimiçi eğitimin sağladığı sönük umuda sarıldım.

İkinci tahliye emri gelmeden dakikalar önce araştırma kâğıtlarını gözden geçiriyordum. Nereye gideceğimi bilmiyordum. İnternet bağlantısı olup olmayacağını bilmiyordum. Hayatta kalıp kalamayacağımı bile bilmiyordum. Ama o anda işimi yarım bırakamazdım.

Babama beklemesi için yalvardım. Sadece bu görevi bitirmeme izin ver.

Hayatımı tehlikeye attım. Ailemi tehlikeye attım. Yine de iki saat daha kaldım - bombardıman altında, araştırma kâğıtlarını gözden geçirerek.

Ben Gazze'de her şeye rağmen kalmak isteyen yüzlerce tıp öğrencisinden biriyim. Hepimiz eğitimin çeşitli aşamalarındayız ve Gazze'deki hastanelerin paramparça olmuş kalıntıları arasında, bu saldırıdan sağ kurtulanların rehberliğinde mesleki kariyerlerimize başlamak için sabırsızlanıyoruz.

Umutsuzca evlerine dönüp hizmet etmeyi bekleyen tıp öğrencileri ve çalışanları var. Bunlardan biri de Gazze'de diş cerrahisi alanında lisans eğitimi aldıktan sonra yurtdışında halk sağlığı ve sosyal adalet alanlarında yüksek lisans ve doktora yapan kız kardeşim Dr. Intima Salama Abo Helow.

Aralık ayında, her şeye rağmen, El-Ezher Üniversitesi'ndeki 80 tıp öğrencisi mezun oldu ve insanlara şifa dağıtmaya hazır doktorlar haline geldi.

Ben de 2028 yılında mezun olacağım. Beyin cerrahı olmaya kararlıyım. Gazze için. Geçen yıl şehit edilen büyükannem için. Bu hayalin peşinden gitmeme yardımcı olmak için her şeylerini feda eden ailem için. Çalınan her gelecek için. Yıkılan her hastane için. Kaybedilen her doktor için.

Ben başardım, Dr Abu Nujaila. Sizin ve diğer cesur Filistinli doktorların hikâyelerini yanımda taşıyacağım.

Ve yenilmeyeceğiz,

 

*Hend Salama Abo Helow; araştırmacı, yazar ve Gazze'deki El-Ezher Üniversitesi'nde tıp öğrencisidir. We Are Not Numbers, Washington Report on Middle East Affairs, Mondoweiss ve Institute for Palestinian Studies'de yazıları yayımlanmıştır. ‘Yazı yazmanın’ bir direniş biçimi olduğuna inanıyor.

HABERE YORUM KAT

2 Yorum