1. YAZARLAR

  2. Mehmet Kamış

  3. Yeni açılım yapılacaksa onu da biz yaparız!
Mehmet Kamış

Mehmet Kamış

Yazarın Tüm Yazıları >

Yeni açılım yapılacaksa onu da biz yaparız!

18 Nisan 2009 Cumartesi 15:16A+A-

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un hafta içinde yaptığı konuşmanın yankıları hâlâ sürüyor. Günlerdir gazete ve televizyonlarda yapılan tartışma, 'Demokratik ülkelerde bir genelkurmay başkanı bu kadar önemsenir mi? Ya da çıkıp bir siyasi parti lideri gibi her konuda görüş belirtebilir mi?' sorularından başladı.

Daha sonra, Türkiyelilik kavramından cemaatlere, konuşmanın entelektüel düzeyinden dağdaki teröristlere kadar pek çok meseleyi içine aldı. Gerçekten de genelkurmay başkanları ya da daha genel konuşmak gerekirse asker; neden bir siyasi parti gibi bu ülkedeki her konu hakkında görüş bildirmek zorunda hisseder kendisini? Ve neden bu askerler en az kendi meselelerine kafa yorarlar? Örneğin, uluslararası savaş stratejileri, ülke güvenliği, dünyadaki değişen denge ve konjonktürler gibi konular üzerinde yeteri kadar çalışırlar mı? Kamuoyunun bununla ilgili ciddi şüpheleri varken neden sürekli iç politikaya yönelik açıklama yaparlar?

Asker bu topraklarda Osmanlı'dan beri toplumu şekillendirmeye kendini vazifeli görmüştür. Modernleşme ve Batılılaşma asker eliyle yapılmış, ordu ülkedeki gelişim trendlerini belirlemede birinci derecede aktif rol almıştır. Yine yakın tarihe baktığımızda asker sadece Mustafa Kemal döneminde olması gereken yerde durmuş, topluma öncülük etme düşüncesini sivillere bırakmıştır. Atatürk ve İnönü dönemlerinden sonra hükümetin Demokrat Parti'ye geçmesiyle 1960 İhtilali'ni yapmış ve o görevi yeniden kendisi devralmıştır. Yaptığı bütün darbelerin altında da bu yatar.

Yani asker, bu ülkenin nereye gideceğine, nasıl bir politika ile yönetileceğine, toplumun ne şekilde modernleşeceğine kendisinin öncülük etmesi gerektiğini düşünüyor. Milli Şef döneminin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'ın "Bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz getiririz." dediği gibi, 'Ülkede yeni açılımlar yapılacaksa onu da biz yaparız' anlayışındalar. Onlara göre, bu ülke ya askerin belirleyeceği kadar demokratik olacak, ya da olmayacak.

Dünya hızla değişiyor. Türkiye ise dünyadakinden daha hızlı bir değişim geçiriyor. Çağdaş dünya ile aramızdaki makas her geçen gün daralıyor. Türk toplumu askerî darbelerle sürekli sekteye uğratılmış çağdaşlaşma yolunda bir hayli hızlı ilerliyor. Şüphesiz çağdaşlaşma sadece insanların giyim kuşamlarıyla olabilen bir şey değil. Okuyan, öğrenen, dünyadaki anlayışları yakından takip eden, başkalarının hakkına saygı duyan ve kendi haklarına da saygı duyulmasını isteyen, özgüveni her geçen gün artan bir toplum haline geliyor Türkler... Teknolojik gelişmeler sayesinde etrafında nelerin döndüğünü daha iyi anlıyorlar. Bugüne kadar toplum mühendislerinin elinde oyuncak olmuş Türk toplumu yaşanan olayların artık farkında. Türkiye artık daha çok soru soruyor, daha çok sorguluyor, kendi haklarına daha çok sahip çıkıyor. Mesela PKK terörünün neden 30 yıldır hep aynı kaldığını, neden azalmadığını ya da artmadığını soruyor. Ya da neden bu ülkede sürekli faili meçhul cinayetler işlenir ve bunu yapanlar bir türlü bulunmaz, merak ediyor. Terör olaylarının aslında Türk siyasetini belirleme aracı olduğunun farkında. Sürekli isim ve ideoloji değiştirerek tam 40 yıldır bu ülkenin siyasetini belirleyen terör canavarının gerçek sahiplerinin artık ortaya çıkarılmasını istiyor. Eskiden işlenen bütün faili meçhul cinayetler, toprağa gömülüp üstü örtülürdü. Ancak bugün öyle olmuyor. Kim ne yapıyorsa bir müddet sonra bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor. Teknoloji, şebekeleri bir hayli tehdit ediyor.

Aynı zamanda dünya ve etrafımız da değişiyor. Türkiye'nin jeopolitik konumu değişti. Yunanistan, Suriye, Bulgaristan bizim için artık en büyük tehdit unsuru değil. Irak'taki durum, Kafkasya'daki durum bugün çok farklı.

İlker Başbuğ'un konuşmasına bu açıdan bir kere daha bakmakta yarar var. Askerin çıkıp Türkiye'de tartışılan birçok konuyla ilgili söz söyleyip yorumlar yapmasının altında bu tarihsel geçmiş yatıyor. Asker, Osmanlı'dan beri Türkiye'ye yeni bir vizyon çizmeye çalışıyor, tartışılan bazı konulara olur veriyor ya da vermiyor. Ama hâlâ toplumdaki gelişmeyi tam olarak okuyamıyor. Türk toplumu çağdaşlaşma konusunda askerin çok önünde artık...

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT