1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Türkiye’ye yönelik tecrit ve tehdit sürerken normalleşme olur mu?
Türkiye’ye yönelik tecrit ve tehdit sürerken normalleşme olur mu?

Türkiye’ye yönelik tecrit ve tehdit sürerken normalleşme olur mu?

Oruç Reis sismik araştırma gemisine yönelik Avrupa ve Amerika’dan tehditler devam ederken bir taraftan Borsa İstanbul’un %10’luk hissesini Katar’ın almasını değerlendiren Kenan Alpay, Türkiye gündeminin seyrini yorumluyor.

01 Aralık 2020 Salı 16:36A+A-

Kenan Alpay'ın yazısı:

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in dünkü değerlendirme toplantısında kurduğu cümlelerden birisi de şuydu: “AB-Türkiye ilişkilerinde istediğimiz kadar ilerleme sağlayamadık.” Konu üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşacak olsaydı benzer bir cümleyi o da kurardı. Hatta daha sert bir dizi cümle kurup Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, ayrımcılık yaptığını ve nihayet tecrit ve tehdit politikası yürüttüğünü ifade edebilirdi. Aslında edebilirdi değil henüz geçen hafta “kendimizi başka yerlerde değil Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz” cümlesini kurduğunda da bu tür vurgular yapmıştı.

Fakat çarpıcı manşet atma kaygısıyla önü arkası tıraşlanan konuşmasında Erdoğan bir taraftan Avrupa’yla ilişkilere verdiği önemi vurgularken diğer taraftan Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik olumsuz tutumları terk etmesi çağrısı yapıyordu. Erdoğan’ın yaptığı “bize ayrımcılık yapılmasın, Türkiye’ye yönelik aleni düşmanlıklara alet olunmasın” çağrısı Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde sağlıklı bir mesafe kat edilebilmesi için kuruluyor elbette. AB’ye sözlerini tutma çağrısıyla Amerika’ya yönelen “müttefik ülke gibi hareket et” çağrısının eş zamanlı olarak aynı konuşmada geçmesi nasıl bir denge kurulmak istendiğini de işaretliyor. Çünkü Avrupa ve Amerika ile ilişkileri geliştirmek üzere hareket eden Türkiye’nin Batı’nın menfaatleri doğrultusunda Rusya ve İran’la komşuluk ilişkilerini düşmanlığa çevirmeyeceği bu çağrı sırasında da ilan ediliyordu. Ayrıca Suriye ve Libya’dan başlayıp İslam ülkeleriyle çok derin ve çözüm odaklı ilişkilere dikkat çeken çalışmaların meşruiyetini şu cümle takip ediyordu: “Hiç kimsenin Türkiye'yi yalan argümanlarla tecrit etmeye ve tehdit etmeye hakkı yoktur.

Yazının Devamı >>>