
"Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan..."
"Bağına girdiğin zaman, 'Maşallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan..." (Kehf/39)
وَلَوْلَٓا اِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَٓاءَ اللّٰهُۙ لَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِۚ اِنْ تَرَنِ اَنَا۬ اَقَلَّ مِنْكَ مَالًا وَوَلَدًاۚ ﴿٣٩﴾
39- "Bağına girdiğin zaman, 'Maşallah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az (güçte) görüyorsan..."
فَعَسٰى رَبّ۪ٓي اَنْ يُؤْتِيَنِ خَيْرًا مِنْ جَنَّتِكَ وَيُرْسِلَ عَلَيْهَا حُسْبَانًا مِنَ السَّمَٓاءِ فَتُصْبِحَ صَع۪يدًا زَلَقًاۙ ﴿٤٠﴾
40- "Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne de gökten 'yakıp-yıkan bir afet' gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir."
اَوْ يُصْبِحَ مَٓاؤُ۬هَا غَوْرًا فَلَنْ تَسْتَط۪يعَ لَهُ طَلَبًا ﴿٤١﴾
41- "Veya onun suyu dibe göçü verir de böylelikle onu arayıp-bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin."
Hiç olmazsa bahçene girdiğin zaman: "Maşallah güç ve kuvvet ancak Allah’a aittir deseydin." Ne olurdu şu bağına girerken “Ya Rabbi sen dilemezsen olmaz. Sen dilediğin sürece vardır deyiverseydi. Malını mülkünü, gücünü kuvvetini Allah’tan biliverseydi.
Bütün bunları yapan, yaratan Allahtır. Allah dilemedikçe hiçbir şey olmaz. Güç ve kuvvet bütünüyle Allah’a aittir. Yâni eğer şu anda bizler bir şeyler yapmayı, bir şeyler düşünmeyi, bir şeyler ortaya koymayı becerebiliyorsak bilelim ki bu Allah’tandır. Allah’ın izin vermesi ve dilemesiyle olmuştur.
Her ne kadar mal mülk yönünden çoluk çocuk yönünden beni kendinden alçak görüyor, kendinin üstünlüğünü savunmaya çalışıyorsan unutma ki Rabbim seninkinden daha güzelini bana verebilir ve senin bahçenin üzerine de gökten bir azap, bir felâket gönderip bahçeni yerle bir edebilir. Yahut suyunu Allah çekip alıverir de sen bir yerlerden asla su bulamazsın.
Bağına girdiğin zaman mâşâllah lâ kuvvete illâ billâh de. İşte burada yine sûrenin mihenk taşı yine gündeme getiriliyor. Âdeta sûrenin ruhudur bu konu. Rabbimiz daha önce peygamberine aynı uyarıda bulunmuştu. Ey peygamberim! Başlayacağın, niyetlendiğin her işini Allah’a havale et! Her işini Onun dilemesine bağlı kıl! Yapacağın hiçbir şey hakkında ben bunu herhalde yarın yapacağım deme! Meğer ki o işini Allah’ın dilemesine bağlamış olasın! Unuttuğun zaman da Rabbini an! Ve umulur ki Rabbim beni bundan daha yakın bir hayra ve muvaffakiyete erdirir de!
Maddeyi, eşyayı, gücü putlaştırmış şu medeniyetin kör gözünün bunu anlaması mümkün değildir. İşte görüyoruz. Üç yıllık, beş yıllık planlar yapıyorlar. Şu kadar yılda şu kadar ekonomik güce ulaşacaklarını söylüyorlar. Fakat haberleri yok ki her şeye egemen olan Allah’tır. Mal eksikliği, bolluk, darlık, ölüm, açlık, yağmur, rızık, bereket, sel felâketleri, deprem, zelzele gibi Kadir-i Mutlak’ın takdirleri sonucu tüm hesaplarının altüst olacağını hesap edemiyorlar. Gerekli olan tüm hesapların, tüm tedbirlerin ötesinde her şeye ilâhî iradenin hakim olduğunu göz ardı ediyorlar. Ve işte maddeye dayanan günümüz materyalist medeniyet anlayışıyla gayba imana dayan İslâm medeniyeti arasındaki en bariz farklılık bu noktada kendini gösteriyor.
Bakın mü’min arkadaşı adamı bununla uyarıyor. Diyor ki bu taksimi yapan Allah’tır. Hayata egemen olan Allah’tır. Sebepler her zaman Allah’ın elindedir. Allah’ın dilemesiyle, Allah’ın sebeplere müdahalesiyle bugünkü şâki yarın mü’min, mü’min de şâki olabilir. Bugünkü zengin yarın fakir, fakir de zengin olabilir.
BASAİRUL KUR’AN
İşte imanın kaynaklık ettiği onurluluk ve üstünlük duygusu mü’min nefiste bu şekilde coşar. Artık mü’min mal ve tayfaya aldırmaz, zenginlik ve şımarıklığa yaltaklanmaz, haktan, doğruluktan taviz vermez, bu konuda arkadaşa eşe-dosta ayrıcalıklı davranmaz. Mü’min, mevki-makam ve mal-mülk karşısında üstün bir konumda olduğunu, yüce Allah’ın katındaki nimetlerin dünya hayatının çekici güzelliklerinden daha hayırlı olduğunu yine yüce Allah’ın lütfunun büyük olduğunu o yüzden bu lütfa ümit bağlaması gerektiğinin bilincinde olur. Aynı şekilde yüce Allah’ın öc almasının korkunç olduğunu ve bunun da Allah’ı anmaktan gafil olan azgınlara isabet etmesinin pek de uzak olmadığını bilir.
FİZİLALİL KUR’AN











HABERE YORUM KAT