1. YAZARLAR

  2. Mehmet Kamış

  3. Sezar'ın hakkı
Mehmet Kamış

Mehmet Kamış

Yazarın Tüm Yazıları >

Sezar'ın hakkı

19 Ağustos 2009 Çarşamba 00:14A+A-

Son birkaç yıldır bu ülkede neler oluyor, sakin kafayla bir kere daha bakmakta fayda var. Bunu AK Parti ya da başka parti yapıyor diye düşünmeden, Türkiye'nin 10 yıl önceki fotoğrafına bakıp bugün ile kıyaslamak lazım.

Kabul etsek de etmesek de son dönemde PKK'nın beslendiği bütün kaynaklar bir bir kurutuluyor. Her şeyden önce, 12 Eylül sürecinde başlayan bölgedeki sıkıyönetim ve devamındaki olağanüstü hal kaldırıldı. Güneydoğu üç beş yıldır 'olağanüstü olmayan' bir idareyle yönetiliyor. Hatırlayın, OHAL'in kaldırıldığı dönemlerde, sanki 'olağanüstü yönetim devam etsin' dercesine terör eylemleri bir hayli artmıştı. Ama o karardan geri adım atmamak, yaranın kurutulması adına önemli mesafe kat etmemize zemin hazırladı.

Diğer en önemli adım; Güneydoğu'da terörün oluşmasında çok büyük gayretleri bulunan ve adına Ergenekon denen devlet içindeki çeteleşmenin üzerine gidilmesiydi. Devlet, bugün geçmişte bölgedeki faili meçhul dosyaları açıyor, bunca yıl kimsenin dokunamadığı kimselere dokunuyor. Bölge halkına uygulanan sindirme, yıldırma politikalarının üzerine gidiyor. Bölgede ismi faili meçhul cinayetlerle efsane olmuş Albay Cemal Temizöz, görevi başında tutuklanarak Diyarbakır'da cezaevine konuldu. Bölgede yaptığı yargısız infazlarla meşhur olmuş isimler Ergenekon soruşturması sırasında tutuklandı.

Sayıları her geçen gün artan özel okullar ve etüt merkezleri Kürt çocukların iyi eğitim almasını, çağa uygun yetişmesini sağlıyor. Kavganın anlamsızlığı, lüzumsuzluğu ve yabancılığı her geçen gün biraz daha fazlaca anlaşılıyor. Örneğin, Türkiye'de hiç kimse bir kişinin Kürt olduğu için devletin üst kademelerine yükselmesinin engellendiğini söyleyemez. Kürt olarak, hükümetin ve bürokrasinin içinde çok kritik görevlerde bulunmanın önünde hiçbir engel olmadığı iyi biliniyor.

Üç beş sene korka korka Kürtçe klip yayınlayan TRT, bugün Kürtçe bir televizyon kanalını yayın hayatına kazandırdı. Resmî ideolojinin dayatmacı propagandasını yapıp PKK'nın ekmeğine yağ sürmeyen TRT Şeş var artık. Halkın kendi arasında Kürtçe konuşmasının yasaklandığı dönemden Kürtçe televizyona uzanan önemli bir değişim yaşadı Türkiye. Özellikle valiler üzerinden Köydes projesi adı altında bölgeye büyük altyapı hizmetleri götürüldü, yoksullara ciddi yardımlar yapıldı.

Sadece Kürtlerin meseleleri değil, Alevi çalıştayının yapılması, Alevilerin rahatsızlık sebeplerinin ortaya konulması ve bunların çözülmesi için girişimlerde bulunulması, azınlıkların problemleriyle ilgilenilmesi, katsayı ile mağdur edilmiş büyük bir kesimin problemlerini çözmek için yasa hazırlanması iç barışı sağlamak için atılmış çok önemli adımlardı. Türkiye içindeki statükocular işte bu değişimin kavgasını veriyor. Kavga malzemelerinin birer ikişer ellerinden alınmasından bir hayli rahatsızlar. Dün Habertürk gazetesinde birinci sayfa karikatüristi Mehmet Çağçağ'ın çizdiği harika bir karikatür vardı. Bir beyaz güvercin zeytin dalı götürürken bütün akbabaların, savaş tellallarının hışmına uğruyordu.

Böyle bir süreçte Öcalan'ın ortaya çıkıp inisiyatif almaya uğraşması, kendini yenilemeye ve geliştirmeye çalışan Türkiye Cumhuriyeti devletinin yaşayacağı değişimin önündeki en büyük engeldir. Unutulmamalıdır ki PKK, derin devletin kullanabileceği neredeyse tek argüman olarak kalmıştır. PKK'nın terörü bırakması demek; Türkiye'de bütün söylemlerin değişmesi, devletin kendini yeniden tanımlaması, daha demokratik, daha insan merkezli bir devlet haline gelmesi

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT