1. YAZARLAR

  2. Mehmet Kamış

  3. Sarp Kuray konuşursa
Mehmet Kamış

Mehmet Kamış

Yazarın Tüm Yazıları >

Sarp Kuray konuşursa

10 Aralık 2008 Çarşamba 05:37A+A-

Sarp Kuray çok ilginç bir isim. Çok bilinen şeyler olmasına rağmen onunla ilgili bazı bilgileri tazelemekte yarar var. Kuray, İnönü döneminin Ankara Valisi Enver Kuray'ın oğlu ve Yassıada savcısı Ömer Egesel'in yeğeni.

1970'li yılların hızlı solcusu Kuray, önce Ankara Hukuk Fakültesi'nde, daha sonra da Deniz Harp Okulu'nda okudu. Dev-Genç'in de kurucularından. Kendi ifadesiyle Deniz Harp Okulu'nun delikanlı bir kurum olmasında çok önemli görevler üstlenmiş biri. İnönü ve o dönemde devleti yöneten birçok isimle yakından tanışıyor.

Kuray, hızlı geçen gençlik yıllarını ve o dönemde gizli kalmış pek çok olayı ilk kez Aksiyon dergisinden Cemal Kalyoncu'ya anlatmıştı. 9 Ocak 2006 tarihli röportajında paşaların isteğiyle nasıl eylemler yaptıklarını dile getirmişti. Yükseliş Koleji'ne Muhsin Batur'un emriyle nasıl bomba attırdıklarını ayrıntılarıyla aktarmıştı. Verdiği bilgilere göre, Muhsin Batur MGK'da yapacağı bir konuşmanın altyapısına uygun olsun diye Yükseliş Koleji'ni bombalatmıştı, bunu da Kuray'ın kendi ekibinden istemişti. O günkü röportajdan küçük bir bölüm aktarmak istiyorum:

"-Bu eylemin kararını kimler aldı, kanaatiniz nedir?

Faruk Gürler ile Muhsin Batur çıkıyor benim karşıma.

-Bu ekibin içerisinde saydığınız isimlerin dışında başka kimler var?

Tabii bunların arkasında Celil Gürkan paşalar var. Yani bizim bildiğimiz bunlar. Yani bunun arkası dolu tabii esasında.

-Söylemek istemediğiniz isimler var mı?

Yok. Söylediklerim zaten işin başındaki adamlar yani. Bunu konuştuğunuz zaman rahatsız oluyorlar. Çünkü devletin yapması gereken bir özeleştiri var burada. İşte derin, gizli denilen olaylar bunlar yani. Ama bunun tepesinde de Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Kara Kuvvetleri var. Bunun derinliği nerede, sığlığı nerede esasında? Biliniyor, bilinerek yapılıyor bu işler."

Bugün 63 yaşında olan Sarp Kuray, 15 yıldır yargılandığı davadan ceza aldı. "Partizan Yolu'' ve "16 Haziran'' isimli örgütlerin lideri olmak suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılan Kuray, bundan sonra yedi yıl daha hapiste yatacak. Yakın geçmişi faili meçhuller ve çok kanlı eylemlerle dolu Türkiye'de, normalde bu tür şeylerden kimseye ceza verilmez. Bu eylemlerin ya failleri hiçbir zaman yakalanmaz ya da yakalanan birileri uzun yargılanma süreçlerinden sonra beraat eder. Hele de kamuoyu ilgisi de yoksa o yargılanmalardan hiçbir şey çıkmaz. Bu nedenle Sarp Kuray'ın ceza alması çok garip bir durum. O da bu cezayı 'siyasi' olarak değerlendiriyor. Ona göre bu cezanın nedeni Türkiye'nin gizli kalmış gerçeklerini konuşmak ve bunları gündemde tutmak. Ceza ise bir nevi sus emri.

Sarp Kuray'la 28 Şubat'ın o en karanlık günlerinde, Batı Çalışma Grubu'nun Gestapo gibi çalıştığı bir zamanda görüşmüştüm. Bu örgütün iç yapısı hakkında bilgiler vermiş ve o gün çok etkin görevlerde olanlarla geçmişte ne tür ilişkiler içinde bulunduğunu anlatmıştı. Maalesef dile getirebildikleri sınırlıydı. O dönemde anlatmadığı çok ama çok bilgi vardı.

Bugün biraz daha fazla anlatıyor ama henüz söylemediği 'yakın ve derin' çok şey olduğunu düşünüyorum. Aksiyon dergisinin son sayısında yeni bilgiler veriyor ama Sarp Kuray gerçekten konuşursa Türkiye'nin 1960 sonrası çok daha açık bir şekilde anlaşılacak. Bu sayede, Türkiye'deki derin devlet, 9 Martçılar, 12 Eylül süreci, 28 Şubat'ın aktörleriyle ilgili çok daha net bilgilere ulaşacağız.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT