Türkiye, son yıllardaki en ilginç darbelerden birini yaşadı önceki gün. Bir siyasi partinin yönetimi yargı kararıyla düşürüldü ve diğer taraf iktidara getirildi.

Türkiye, son yıllardaki en ilginç darbelerden birini yaşadı önceki gün. Bir siyasi partinin yönetimi yargı kararıyla düşürüldü ve diğer taraf iktidara getirildi. Saadet Partisi'nin seçilmiş Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği kararla görevinden uzaklaştırıldı. Böylece, siyaset tarihimize askerî darbelerden sonra başka bir darbe biçimi daha girmiş oldu.

Necmettin Erbakan ise taraf olduğu bir meselede belki de ilk defa bir mahkeme kazandı. Bu açıdan bakıldığında da mahkemenin verdiği karar bir hayli ilginç. Yakın siyasi tarihimize baktığımızda Erbakan'ın, girdiği bütün mahkemelerden istediği sonucu çıkartamadığını hatırlamakta fayda var. Yargı tarafından defalarca partisi kapatılmış, birçok haksız uygulamalara maruz kalmış Erbakan Hoca, yargıdan belki ilk defa istediği sonucu alabildi.

Mahkemenin verdiği karar kimin işine yararsa yarasın, adaletin işine yaramadığı kesin. Karar, kamu vicdanında adalet duygusunu sarsan, ona olan güveni derinden etkileyen bir karar olarak anılacak. Öyle ki mahkeme, birbiriyle yarışan iki taraftan biri lehine karar verip mevcut legal yönetimi görevden uzaklaştırdı ve kayyum adı altında karşı tarafı yönetime getirdi. Kayyum olarak daha tarafsız kişiler atanmış olsaydı kamu vicdanı bu denli rahatsız olmayabilirdi.

Söz konusu kararın diğer parti içi kavgalara da örnek olması muhtemel. Asıl tehlikeli nokta da bu. Çünkü yaşanan hadise, siyasi partilere ve siyasi partilerin iç işlerine yargının darbe yapmasına imkan sağlayan bir gelişme. Bu bakımdan da bütün partilerin tepki göstermesi gereken bir karar aslında. Çünkü bizim mahkemeler hâlâ şapkadan tavşan çıkartabilme yeteneğine sahip. Bunun örneklerini geçmişte bir hayli yaşadık. Biz olayın şunların lehine bunların aleyhine olmasından çok, konunun kamuoyunda nasıl algılandığıyla ve bu kararın siyasette ne gibi etkiler yapacağıyla ilgileniyoruz.

Saadet Partisi yeni bir bölünmenin, daha önce yaşadığı kopuş gibi bir kopuş yaşamanın eşiğinde maalesef... Numan Kurtulmuş kendine göre bir aorası olan Türk siyasetinde iz bırakma potansiyeli bulunan bir lider. Eğer birazcık yargı darbesine maruz kalmamış, birazcık imkân bulabilmiş olsaydı, Saadet Partisi'ne yeni bir hareketlenme ve atağa geçme imkânı sağlayabilirdi.

Türk siyaseti, siyaset dışı darbeler yüzünden bir türlü sağlıklı bir yörüngeye oturmayı beceremiyor. Saadet Partisi'ndeki bütün meseleler, parti içinde çözülebilmeliydi. Bu başarılabilseydi, yaşanan tartışmadan hem partideki taraflar, hem de siyaset ve demokrasi kazançlı çıkardı.

ZAMAN