1. YAZARLAR

  2. Abdurrahim Elveren

  3. Filistin Çıkmazdan Çözüme

Abdurrahim Elveren

Yazarın Tüm Yazıları >

Filistin Çıkmazdan Çözüme

Eylül 2003A+A-

Dünya siyasetinin ve uluslararası ilişkilerin en önemli çatışma alanlarından biri olan Filistin ile ilgili bir konuda akademik ve derli toplu araştırmaların ne derece önemli olduğu tartışılmazdır.

İsrail'in kuruluşundan Ortadoğu Barış Süreci'ne, küresel ve bölgesel güç odaklarının Filistin meselesine yaklaşımından İkinci İntifada'ya kadar birçok konu üzerinde hamasetten uzak, ayakları yere sağlam basan ve sorunu bütün boyutlarıyla ele alan çalışmaların kültür dünyamızda önemli bir açığı kapattıkları şüphesizdir.

Bir grup genç akademisyenin yürüttüğü bir "atölye çalışması"nın ürünü olarak ortaya çıkan "Filistin Çıkmazdan Çözüme" adlı kitap, her biri çok değerli 11 makaleden oluşmaktadır.

Filistin sorununu "uluslararası ilişkiler disiplini" içinde ele alarak irdelemeye çalışan bu kitap, İsrail-Filistin çatışmasının bütün yönlerinin anlaşılmasına ışık tutan analizler yapmakta ve okuyucuya hiç şüphesiz önemli bir perspektif sunmaktadır.

Kitap, Prof. Dr. Ahmet Davudoğlu'nun önemli bir makalesiyle başlamaktadır. Uluslararası ilişkiler literatüründe referans metni olan "Küresel ve Bölgesel Dengeler, Ortadoğu Barış Süreci" başlıklı bu makale, Barış Görüşmeleri'nin en çetrefil meseleleri olan Kudüs'ün nihai statüsü sorunu, mülteciler sorunu, yerleşimciler sorunu ve Filistin Devleti'nin topraksal sürekliliği sorunu gibi problem alanlarını ve problemler karşısında tarafların pozisyonlarını ele alıyor. Barış Süreci'nin tıkanması ve İkinci İntifada'nın başlamasından sonra taraflar arasında kalıcı bir barışın sağlanması için asgari şartların neler olduğunu, neler yapılması gerektiğini de maddeler halinde sıralayan Davudoğlu, tarihi perspektif ve uluslararası dengeler açısından bölgesel ve küresel anlamda sorunu anlamaya yönelik temel bir metin sunuyor.

Yunus Sönmez ve Ömer Faruk Kalaycı'nın birlikte kaleme aldıkları "1990 Sonrası Dönemde Ortadoğu Barış Süreci'ne Bakış" adlı çalışmada, Körfez Savaşı sonrası uluslararası konjonktürün ve aktörlerin zorlaması sonucunda iki tarafın masaya oturmasıyla başlayan "Barış Süreci"nin ne şekilde başladığı, nasıl bir seyir izlediği ve niçin tıkandığı gözler önüne seriliyor.

Mesut Özcan'ın "Filistin-İsrail Barış Süreci ve Türkiye" adlı araştırması, Türkiye'nin Filistin sorunu karşısında takındığı tavrı bütün yönleriyle sorguluyor. Bir yandan ABD ile stratejik müttefik olmanın neticesi olarak İsrail ile askeri ve stratejik işbirliği anlaşmaları imzalayan, diğer yandan aynı kültür ve tarih mirasını paylaştığı İslam dünyasının ve toplumsal tepkilerin zorlamasıyla Filistin davasını da destekleyen Türk Dışişleri'nin "denge" politikasının aslında ne kadar inişli çıkışlı olduğunu, Türkiye'nin Ortadoğu politikasının iç yüzünü bu araştırmada bulmak mümkün.

Filistin sorununda en belirleyici taraf olan ABD'nin İsrail-Filistin çatışmasına yaklaşımını "ABD'nin Filistin Politikası" adlı incelemesinde ele alan Ekrem Karakoç, Ortadoğu politikaları bağlamında ABD'li politikacılar arasındaki yaklaşım farklılıkları, İsrail'e verilen her türlü desteğin boyutları ve bunu etkileyen iç faktörler üzerine ayrıntılı bir çalışma sunuyor. ABD'nin inisiyatifi olmadan bölgede kalıcı bir çözümün çok zor göründüğü bu aşamada, bu küresel aktörün tavır alış biçimlerini görmezlikten gelmek doğru olmasa gerek.

Muzaffer Şenel'in çalışmasının başlığı ise "Avrupa Birliği'nin Ortadoğu Barış Süreci'ne Etkileri". Ortadoğu'nun ABD ve Sovyetler Birliği'nin nüfuz alanına girmesinden önce, bu bölge, Osmanlı İmparatorluğu'ndan hakimiyeti devralan İngiltere ve Fransa'nın tesiri altındaydı. Bu durum II. Dünya Savaşı'na kadar devam etti. Bu savaştan sonra, iki süper güç, ABD ve Sovyetler Birliği bölgede daha etkin rol oynamaya başladılar. Böyle olmakla birlikte Avrupa Birliği'nin bölgeye yönelik ilgisi azalmadı. AB'nin bölge politikalarının şekillenmesinde, o sömürgeci mirasın etkili olduğu söylenebilir. ABD'nin İsrail'e yakın durmasına karşılık, AB'nin Filistinlilere ve Arap ülkelerine daha yakın durmasının nedenlerini, kısaca AB'nin Ortadoğu politikalarına ve Arap-İsrail sorununa yaklaşımını anlamak için bu çalışmanın okunması gerektiğine inanıyoruz.

İsrail-Filistin meselesinin en sıcak boyutları olan işgalin sona erdirilmesi, mülteciler sorunu ve ateşkes anlaşmalarının gözlenmesi gibi konularda Birleşmiş Milletler'in aldığı kararların uygulanabilmesi ve takibi için gereklilik oluşturan askeri müdahalenin, yani barış gücü gönderilmesinin hukuki ve fiziki şartlarının yerine getirilmesi icap etmektedir. Talha Köse, "Filistin-İsrail Sorunu'nda Askeri Müdahale ve Barışgücü Operasyonları: İmkanlar ve Sınırlar" adlı makalesinde bölgede askeri müdahale ve barış gücü kullanımının imkan ve sınırlarını ele alıyor, işgal ve hukuk arasındaki ayrımı ortaya koyuyor.

İsrail toplumunun iç yapısını, İsrail'in iç ve dış politikalarını belirleyen temel toplumsal dinamikleri araştıran çalışmaların pek fazla olduğu söylenemez. Mehmet Yılmaz, "Radikal Sağın İsrail Dış Politikasına Etkisi" başlıklı çalışmasında MafDaL'dan Likud Partisi'ne, Menachem Begin'den Netanyahu'ya İsrail dış politikasında belirleyici olan radikal sağ akımı irdeliyor. İsrail'in "güvenlik" problemini önceleyen uzlaşmaz politikalarını, İsrail siyasetine etki eden "şahinler"i ve bugün Filistin'de oluk oluk kan akıtan Şaron'u "Beyrut Kasabı" ve Filistinlilerin katili yapan sosyo-psikolojik altyapıyı anlamak için bu çalışmanın dikkatle okunması gerekir.

Kitabın ikinci bölümünde, genel olarak Barış Görüşmeleri'nin en çetin sorunlarının masaya yatırıldığını görüyoruz.

"Kudüs'ün Statüsü Sorunu" adlı incelemede Süleyman Beşli, İngiliz Manda Yönetimi'nden günümüze değin kutsal Kudüs şehri etrafında ortaya çıkan siyasi sorunları, Kudüs'ün paylaştırılması meselesini ele alıyor. Üç semavi din için mukaddes olan Kudüs şehri, bugün İsrail ve Filistin Yönetimi arasındaki en karmaşık ve çözümü zor olan mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinî ve tarihi özellikleri dolayısıyla bölgesel ve küresel birçok aktörün müdahil olmaya çalıştığı Kudüs sorununun BM Paylaştırma Planı'ndan bu güne kadar uluslararası hukuk, anlaşmalar ve BM kararları doğrultusunda nasıl bir seyir izlediğini merak edenler için derli toplu bir inceleme özelliği taşıyor bu makale.

Sevinç Alkan Özcan ise, Filistinlerin en büyük problemlerinden biri olan ve on yıllardır devam eden mülteciler sorununu "Filistinli Mülteciler" adlı araştırmasına konu edinmiş. Dünyanın en kalabalık mülteci nüfusunu oluşturan ve birçok ülkeye dağılmış olan milyonlarca Filistinli mültecinin yurtlarına geri dönmeleri meselesi, Barış Görüşmeleri'nin en önemli gündem maddelerinden birini oluşturuyordu. Ve bu sorun bugün bütün sıcaklığıyla devam etmektedir.

"Filistin-İsrail Su Kaynakları ve Bölgesel Su Kaynaklarının Ortadoğu Sorununa Etkisi" adlı çalışmada Selami Çalışkan, Ortadoğu'daki çatışma ve siyasi anlaşmazlıklarının en önemli sebeplerinden biri olan su gibi doğal kaynakların kullanımını araştırmış. İsrail'in işgal politikalarını belirleyen en önemli dinamiklerden biri de bölgedeki su kaynaklarıdır. İsrail'in Suriye'ye ait Golan Tepeleri'ni işgal etmeye devam etmesinin bir nedeni, oranın stratejik önemi ise, diğer nedeni de bu arazilerin İsrail'in en önemli su kaynağı olmasıdır. İsrail, topraklarındaki suları büyük ölçüde Yahudi halkının yararına sunmakta, Filistinlilere su kullanımında büyük bir kısıtlama getirmekte, kısacası bir "su işkencesi" uygulamaktadır. Anlaşmazlığın bu "insani" boyutunu da görmeden Filistinlilerin direnişini anlamak mümkün değildir.

Kitaptaki son makale ise A.Tayanç Gündüz'ün yazdığı "Filistin-İsrail Meselesi'nin Ekonomik Arkaplanı Üzerine Bir Değerlendirme" adlı makaledir. Yazar burada İsrail işgal politikalarının Filistin halkını ne derece yoksullaştırdığını, ekonomik yönden ne denli ezdiğini ve işsizlik, parasızlık, işe gidememe gibi sebepler yüzünden Filistin halkının ne kadar gayr-ı insani şartlar altında yaşadığını gözler önüne seriyor.

Son bölüme eklenen bazı ekler, belgeler, haritalar ve dizinle zenginleştirilen bu akademik değere haiz eserin, Filistin Sorunu'nu yakından anlamak ve bu konuda makul değerlendirmeler yapabilmek açısından muhakkak okunması gerektiğine inanıyoruz.

(KÜRE YAYINLARI, 1.Basım Mayıs 2003, XXIV + 440 sayfa)

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR