1. YAZARLAR

  2. Mustafa Taşlı

  3. Fecre Doğru-Yüreklere Yürüdük

Fecre Doğru-Yüreklere Yürüdük

Ağustos 1997A+A-

"Yürek çarptığı günden beridir ne söz sustu, ne saz... / Göz yürekle gördü, söyletti dile ne gördüyse / Ve çaldı sazlar dilin söylediği iklimden, ağıtları, Yüreklere Yürüyenler'in destanını."

Grup Genç'in çıkardığı ezgi kasetlerinin üçüncüsü olan "Yüreklere Yürüdük-Fecre Doğru" adlı kasetin, kapak yazısından bir bolümle başladık değerlendirmemize.

Son çalışmalarını, çarpan yüreklerin ağıtlarını ve bu yüreklere yürüyenlerin destanını, sazların dilinden aktarmaya çalıştıklarını ifade eden Grup Genç'in, sanat açısından yeni arayışlar içinde olduğunu daha önceki değerlendirmemizde (49. sayı) ifade etmiştik. Bu arayışların, enstrümental ve armonik çeşitlilik açısından gelişme göstererek devam ettiğini söyleyebiliriz. Ancak, müzik türü (melodik içerik), ritim ve yorum açısından önceki kasetlere oranla kayda değer bir gelişme gösterdiğini söylemek biraz zor görünüyor.

Genel olarak müzik albümleri ilk dinlenildiğinde, dinleyicide "bir öncekinin kalitesini ve güzelliğini aratıcı" nitelikte bir çalışma olduğu hissi uyanır. Bu tür hislerin uyanmasında. Önceki çalışmaların zamanla oturmuşluğun, son çalışmaların da yeniliğin etkisi büyüktür. Bir albümün dinleyicide bıraktığı ilk imaj önemlidir. Grup Genç'in son çalışmasının bıraktığı ilk izlenim de bu yönde görünüyor. Ancak bu çalışma, zamanla dinleyiciyi kendi atmosferine çekebilme başarısını gösterecek bir niteliğe de sahip.

Albümde, "Özgürlüğün Türküsü", "Fecre Doğru" adlı ezgilerle "Biz" adlı şiir dikkat çekiyor. Bu ezgilerin besteleriyle şiirin dokunaklı bir tonda seslendirilmesi bizce çalışmanın güzel yanlarından birisini oluşturuyor. Diğer ezgiler de yukarıda genel olarak ifade ettiğimiz gibi, "kendisini dinletebilme" potansiyelini taşıyor.

İlk parça olan "Asra Ağıt"ın oluşturduğu ağıt havasının diğer parçalar boyunca da sürmesi, müzikaliteye gölge düşürücü bir unsur oturarak öne çıkıyor. Çünkü bilinen ritmik seviyeye ve düzene ulaşılamamasında, bu havanın hakim olmasının çok etkili olduğunu düşünüyoruz.

Diğer taraftan, ritim her ne kadar yavaş olsa da ezgiyi okuyan kişinin sesine ve yorumuna bağlı olarak bu olumsuzluk aşılabilirdi. Ancak yorumların da bu anlamda ritimle uyum gösterdiğini görüyoruz. Daha dokunaklı ve tok bir sesle, birtakım psikolojik durumları yansıtabilecek ve bu anlamda dinleyiciye verilmek istenen duyguyu yaşatabilecek bir yoruma ulaşılabilirdi.

Albüm, müzikal form açısından, klasik Türk müziği, arabesk müzik ve geleneksel kaidelerle oluşan ilahi-kaside türlerinin bir bileşkesi olarak enteresan bir görünüm arz ediyor.

Kasetin kapağını teknik açıdan değerlendirdiğimizde, grafik tasarımındaki sadeliğin, kapak içinde gösterilen titizlikle beraber iyi bir düzeyi yakaladığını belirtmemiz gerekir.

İşitsel etki alanının görsel etki alanıyla birlikte toplum nezdinde zirveye oturduğu bir ortamda, müslümanların ihmalkâr davranarak bu alanlara girmekte geciktiğini hatırlayacak olursak, böylesi bir ortamda Grup Genç'in samimi çabalarını taktir etmemek mümkün değildir.

Müslümanların dinleyici olarak, çoğu sözlerine katılmadıkları halde farklı kesimlerin müziklerine itibar etmeleri, bizleri daha kaliteli müzik arayışlarına itmelidir.

"Şehadet Vakti" ile ihmal edilmiş bir alana adım atan ve "Kan Toprağa Düşünce" ile bizleri ümitlendiren Grup Genç'in, son çalışması da her ne kadar ideal olana ulaşamamışsa da, sözünü etliğimiz müzik kalitesine imkanları dahilinde ulaşabilecek potansiyele sahip olduklarını düşünüyoruz. Grup Genç'in, samimi duyguları ve gayretli çabalarıyla bu potansiyeli harekele geçirebileceğine inanıyoruz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR