1. YAZARLAR

  2. Ali Değirmenci

  3. Dilenenler ve Direnenler

Dilenenler ve Direnenler

Nisan 1998A+A-

İnsana onur ve hayat bahşeden direnişle, insanı küçülten, zelil kılan çözülüş ve sinikliğin bir arada yaşandığı günlerden geçiyoruz.

Yer ve gök; direnenlere ve dilenenlere tanıklık ediyor.

Kimilerimizin başı omuzları üstünde gurur ve sevinçle daha bir yükselirken, kimilerimizin omuzları düşüyor, çöküyor. Baş kaldıranlar özgürleşirken, baş eğenlerin omzunda hayat büsbütün yük olmaya başlıyor.

İslam'ın "tevhid, adalet ve özgürlük" içeren yürüyüşü, yeryüzünü yeniden uyandırıyor, sarsıyor, sevindiriyor. Zincirlerimiz kınlıyor bir bir. Saflarımız sıklaşıyor. Sesimiz sedamız güç kazanıyor, gürleşip güzelleşiyor. Karanlığın, karanlıktan beslenenlerinse gücü azalıyor, gözü dönüyor. Yazık ki muskaları çoğalsa da dizleri çözülüyor ürkeklerin, kaçanların, erteleyenlerin, yozlaşanların, uzlaşanların karşısına daha yüksek duvarlar çıkıyor. Öte yanda, muhkem kılınmış bilgi ve inanç, bir güzellik hâlesi, bir eylem yumağı, devingen bir kor olup ışıldıyor caddelerde, alanlarda... Çağrımız inkılâp ederek, dünyanın dört bir yanında hayatı örmeye, kuşatmaya başlıyor. Bir damar ve sinir ağı gibi. Toplumun içinde, toplumu ateşleyerek dolaşıma çıkıyor. Sabırla, namusla... Halkın içinde halka halka halkalaşıyor. Sinikliğin, korkaklığın içinde, müşterek bir salih amele dönüşüyor inancın şavkıyan iradesi. Ve dönüştürüyor. Susan konuşmaya başlıyor; unutan hatırlamaya, oturan yürümeye, yürüyen koşmaya... Öğrenerek öğretiyor, direnerek arınıyoruz,

Biz ki müslümanız. Zillet bizim mektebimizden uzaktır!

Düştüğümüz yerden, yine kendimiz kalkar; yaralarımızı kendimiz sararız.

İşte, zulmün üstüne savurduğumuz çığlıklar, meydanlarda biriktirdiğimiz: adımlar, yüreğimizde coşkuyla yazdığımız pankartlar murdar yüzlerdeki maskeleri düşürüyor. Kardeşliğimiz, sağaltıyor bizi ve tüm evreni. Yerin altına emanet ettiğimiz, tanık bıraktığımız canlar, yerin üstüne direniş ve onurun filizlerini salıyor. Dört bir yanda, el ele tutuşuyor, aynı dili konuşuyoruz. Soluklarımız aynı yumruğa can katıyor; yumak olup aynı bilekte kenetleniyor.

Bir elimiz taş atıyor yahudinin silahına, tel örgüsüne, bir elimiz kavgacı bir takva eşliğinde duaya kalkıyor. Allah bizi; bizim bilincimizi, emeğimizi biraraya topluyor, eli battalı Kabillere, zorbalara inat. Onur, hepimizin künyesi oluyor, direniş hepimizin sevdası, adaşı, arkadaşı... Hep birlikte, özenle büyütüyoruz 'yarın' adlı çocuğu. Kudüs bir yanımızda ayaklanıyor. Kerbela diğer yanımızda.

Bomba gibi taşıdığı yüreğiyle İstanbul'da, başörtüsü ve özgürlük için caddelerde koşan artık Sena'dır ve bizim kızlarımız tekmil İntifada coşkusunda.

El-Aksa Beyazıt'a göz kırpıyor ve bizim feryadımız omuz veriyor Filistin kıyamına. Bir yanımız Zeyneb'in muntakim ve iffetli yurdu, bir yanımız Hüseyin'in şerefli mektebi. Ve; yüreklerimiz ayakta!..

Aynı Kitab'ın kavline uyarak ışıldıyor zihnimiz, bilincimiz. Zulmün, egemenlerin, sömürgenlerin çehresinde patlayan bilenmiş haykırışlarla kol kola, omuz omuza yürüyoruz. Direnerek deneniyor, hep birlikte münbit bir imeceye soyunuyoruz. Ve ümmetin göğsündeki sıkıntı hafifliyor. Dili çözülüyor mahrumların, kınanmışların, ezilmişlerin. Güç kazanıyor soluğumuz. Furkan, yolumuzu aydınlatıyor: Kazanıyoruz. Cesaret dalga dalga yayılıyor Allah'ın yardımıyla.

Biz ki müslümanız.

Biliriz ki izzet Allah'ın yanındadır, direnenlerin ışıldayan alnında.

Zillet bizden uzaktır! Zillete boğulanlar da!..

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR