1. YAZARLAR

  2. Bilal Taner

  3. Batı ve Şartlı İfade Özgürlüğü

Batı ve Şartlı İfade Özgürlüğü

Temmuz 2002A+A-

Değerli Haksöz okuyucuları ve Haksöz'e emeği geçenler;

Ben Hollanda'da yaşayan ve Haksöz'ü bir senedir takip eden bir okuyucunuzum. Avrupa'daki tek yönlü haberlerin yerine müslümanları ilgilendiren olayların Batı medyasının filtresinden geçirilmeden Haksöz tarafından aktarılması bence çok yararlı. Özellikle Filistin davası hakkında insanların doğru bilgilerle aydınlatılmasını çok önemsiyorum.

Filistin'de işgal ve katliamın yoğunlaştığı günlerde Hollanda'da Filistin davası hakkında 'enteresan' bir olay oldu. Bunu Haksöz okuyucularına aktarmak istiyorum.

Merkezi Frankfurt'ta bulunan Avrupa Merkez Bankası'nın başkanı, Wim Duisenberg (bir Hollandalı) ismi Filistin konusuyla birlikte sıkça anılmaya başladı. Aslında bu olay küçük ölçekli de de olsa Yahudi-Filistinli savaşını mikro düzeyde iyi anlatıyor. Wim Duisenberg'ın eşi Gretta Duisenberg Filistin davasını destekleyen bir kadın. Hatta Cenin'de yaşanan olaylardan sonra Filistin'e destek amaçlı bir yürüyüşe de katıldı. Bu bayan Filistinlilerin yaşadığı haksızlıkları sembolize etmek için Hollanda'da ki evinin dış duvarına bir Filistin bayrağı astı. Komşularının şikayetleri üzerine medya bu olayın üzerine yüklendi. Hatta Yahudi bir avukat (kendisi aynı zamanda bir Yahudi derneğinin de başkanı) Gretta Duisenberg hakkında Yahudi düşmanlığı yapıyor diye dava açtı. Bununla da yetinmeyip eşinden dolayı Avrupa Merkez Bankası'nın başkanı Wim Duisenberg de kıskaca alınmaya çalışıldı. Yahudilerin finans piyasalarında ve bankalarda ne kadar güçlü oldukları bilinmekte.

Duisenberg ABD de Yahudi kampanyasının hedefi haline geldi. Wim Duisenberg'i Yahudi lobisi, yani National Jewish Congres, dünyada banka ve finans sektörünün merkezi sayılan Amerika'da da karalamaya başladı. Baskılar Wim Duisenberg'in kariyerini olumsuz etkilemesi üzerine sonunda eşi Hollanda da artan baskılara da daha fazla dayanamayarak evinin duvarından Filistin bayrağını indirdi. Buna karşın Gretta Duisenberg özellikle Amerika'daki çok güçlü Yahudi lobisinin etkisiyle Filistinlilerin uluslararası kamuoyunda yalnız bırakıldıklarını vurgulamayı sürdürüyor.

Bu olaydan çıkartılabilecek iki sonuç olduğunu düşünüyorum:

1-Batı'daki ifade özgürlüğü ancak statükoyu desteklemeniz durumda geçerlidir. Bu kural bir Avrupa Merkez Bankası başkanı için dahi değişmez.

2-Batı'da İsrail'i eleştirmek neredeyse imkansız çünkü tüm eleştiriler İkinci Dünya savaşında gerçekleştirilen Holocaust'la bağdaştırılıyor. Yani Batılılar kendi günahlarını Filistinlilere ödetiyorlar.

Filistin davasının gerçek boyutlarıyla anlaşılması yolundaki çabaların eksik olmaması dileğiyle...

Rotterdam/Hollanda

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR