HAKSÖZ HABER

Filistinli Müslümanlar yüz yıldır işgale karşı amansız bir direniş gösterirken 7 Ekim 2023 tarihinde ise büyük bir kırılma yaşandı. Kassam mücahitlerinin Aksa Tufanı ismini verdikleri operasyonla Siyonist çete tarihindeki en büyük hezimeti yaşadı. Aksa Tufanı sayesinde Filistin’in işgaline dair tüm ezberler bozulurken Siyonist işgal çetesi ise yerle bir olan yenilmezlik algısını kurtarmak için insanlık dışı yöntemlere başvuruyor.

20 aydır katliamlarını sürdüren Siyonist çete bu süreçte tamamen yalnızlaştı. İşgalin en büyük destekçisi olan ABD dahi son süreçte tavrını görünür şekilde değiştirirken dünya halkları ise Filistin direnişi ile birlikteliğini güçlendiriyor.

Dünyadan yükselen tepkilere destek olmak ve Filistin direnişinin hafızasını tutmak adına Ekin Yayınları, Süleyman Ceran’ın editörlüğünde üç ciltlik bir külliyatın neşrini gerçekleştirdi. 93 yazarın desteğiyle hazırlanan Gazze direnişinin hafızası Kızıl Kapı’nın tanıtım toplantısı Taksim Camii’nde gerçekleştirildi.

Ekin Yayınları Koordinatörü Kürşat Okur, selamlama konuşmasını gerçekleştirirken Filistin için bir araya gelen yazarların üstlendiği sorumluluğa dikkati çekti.

“Saygıdeğer misafirler, kıymetli yazarlar ve Filistin dostları, hepiniz ‘Kızıl Kapı’ üçlemesinin tanıtım programına hoş geldiniz.

Bu akşam burada sadece bir kitabın tanıtımı için değil, bir vicdanın bir direnişin ve ortak bir çağrının etrafında buluşmak için bir aradayız. Gazze'de yaşanan trajedilere karşı kalemlerini bir direniş aracı olarak kullanan, Türkiye’den 83 ve Filistin’den 10 yazar, akademisyen ve aktivist, bu kitapta seslerini birleştirdi. Onların ortak emeğiyle ortaya çıkan “Kızıl Kapı” sadece bir anlatı değil, bir tanıklıktır.

Bu akşam, Gazze’ye adanmış metinleri dinleyecek, kitaba katkı sunan değerli isimlerle kısa söyleşiler gerçekleştirecek ve her satırı bir çığlık olan bu eserin arka planına birlikte tanıklık edeceğiz. Katılımınız bu sesin daha gür çıkmasına vesile oluyor. Filistin için buluşan herkese gönülden teşekkür ediyor, programımıza başlarken hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum.”

Ekin Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Murat Ayar, Filistin direnişinin sesi olacak her çalışmaya destek vermenin onur vesilesi olduğunu aktardı.

“Abdullah Galib Bergusi, Yoldaki Mühendis kitabında ‘Eli kalem tutan bu davayı yazsın. Hitabeti güçlü olan bu davayı konuşsun. Herkes bir şey yapsın ama sakın sessiz kalmasın. Çünkü sessizlik öldürür.’ diyor. Biz de susmamak için bir araya geldik. Kelimelerle, cümlelerle, sayfalarla haykırmak için. Çünkü bazı acılar sessizlikle değil, anlatılarak taşınır. Kızıl Kapı, 'özgürlüğün kızıl bir kapısı vardır; ancak kanlı eller o kapıyı aralayabilir' sloganıyla yükseldi. İşte bu kitap, o kapının eşiğinde duran direnişin, onurun ve insanlığın ortak vicdanıdır.

Türkiye’den ve Filistin’den onlarca kalem bu çağrıya ses verdi. Biz de yayınevi olarak o sesleri bir araya getirdik, çoğalttık ve bu eserle bir hatırlatma yaptık. Mazlumun sesi kesilmesin, zalimin sesi bastırılabilsin diye. Bu kitap bir sonuç değil, bir başlangıç. Filistin’e uzanan kalemlerin, yüreklerin ve duaların kapısını hep birlikte aralayalım. Katılımınız, sesimize ses kattı. Hepinize teşekkür ediyorum.”

Kitabın editörlüğünü üstlenen edebiyatçı-yazar Süleyman Ceran, Kızıl Kapı’nın ortaya çıkış sürecine dair bilgi verirken Gazze’deki direnişe güç katacak çalışmaların önemini vurguladı.

"Müminler bir vücudun azaları gibidirler.' hadis-i şerifi bizim ilkemizi oluşturuyor. Çekilen acıları anlatmak bu zulümle mücadele etmenin bir yolu. Kardeşlerimizin çektikleri acılara kayıtsız kalmamak için bir araya geldik ve bu eseri oluşturduk. Aksa Tufanı'nda yaşananları anlatmak ve şahitliğimizi paylaşmak için çaba gösterdik. Bu bağlamda tüm yazarlarımıza ve destek olan herkese çok teşekkür ediyoruz. Bu kitabı Gazze'nin şehit komutanlarına, doktorlarına ve çocuklarına armağan ediyoruz... "

Kitaba yazılarıyla katkı sunan yazarlardan bazıları da selamlama konuşması gerçekleştirdi.

Adem Turan:

"Başta Süleyman Ceran olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Çok zorlu günlerden geçiyoruz. Gazze'deki kardeşlerimiz bize mücadelenin ne kadar muazzam bir şey olduğunu gösterdiler. Ve insanlığı da bu mücadelenin bir parçası kıldılar. Ben de bu sebeple kendisini yakarak işgale tepki gösteren Aaron Bushner'i kaleme aldım."

Adem Özköse:

"İzzetbegoviç 'hayatın en büyük anlamının kötülüğe karşı savaşmak' olduğunu ifade ediyor. Milyonlarca insanın anlam krizi yaşadığı bir dünyada Filistinli kardeşlerimiz kötülüğün temsilcisi işgalciye karşı amansız bir mücadele gösteriyorlar. Şehit komutan Yahya Sinvar ise şehadetiyle bu mücadelenin en önemli sembollerinden birisi oldu. Kitapların en güzelini Gazze'deki kardeşlerimiz yazıyor bizler de onların hafızasını kayda geçiriyoruz... "

Ahmet Varol:

"Bizler bu direniş destanını kaleme almaya çalışırken Gazzeli kardeşlerimiz destanı yaşıyorlar. Tabi ki bu vahşeti tanıtmak ve direnişin gücünü kitleselleştirebilmek çok önemli. Eğer ki bu işi yıllar önce başarabilmiş olsaydık işgalciler bugün bu kadar hoyrat olamazlardı. Bu sebeple yapılan bu çalışmayı çok değerli buluyorum."

Ali Emre:

"Kardeşlerimizi bu vahşetin elinden kurtaramamanın hüznü içindeyiz. Ancak eğer onların hafızası olabilirsek belki gelecekte işler daha farklı olur. Geçmişte zulme karşı taraf olanlar bu tarz çalışmalar gerçekleştirmediler. Belki Kızıl Kapı çalışması bu anlamda Müslümanlar için bir yolun başı olur. Hafıza inşası çok kıymetli bir iştir. Bu çabayı çok önemsiyorum, Allah razı olsun..."

Asım Öz:

"Bu kadar kıymetli bir çalışmaya öncülük eden Süleyman Ceran'a editörlüğü ve sabrı için çok teşekkür ederim. İsrail'in kuruluş sürecinde Türkiye’de farkındalık çalışması üreten erken dönem metinler büyük oranda unutuldu.  Sebilürreşad gibi mecmualarda üretilen çalışmaları tekrar gün yüzüne çıkartmalıyız. Hissiyatımız önemli ancak artık çok daha detaylı ve nitelikli çalışmalara imza atmamız gerekiyor. Kızıl Kapı'nın bu bağlamda başlangıç olmasını ümit ediyorum. Allah razı olsun..."

Beşir Eryarsoy:

"Yüzyıldır cihat bayrağını dalgalandıran Filistin halkının amansız mücadelesi zulme karşı direniş denildiğinden tüm insanlığa örnektir. İslam coğrafyası üzerinde tasallut kuran zalimler tüm cepheleri çökertmenin yollarını ararken Filistin kalesi hiçbir zaman ylmadı, yıkılmadı. Gazze kadar diri ve Gazze kadar fedakar olmak için bu mücadeleyi içselleştirmemiz gerekiyor. Dokuz evladını şehit veren annenin ertesi gün tekrar doktor olarak görevine dönmesini nasıl izah edebiliriz. Gazze bu ümmeti diriltecek ruhtur! Ümmetin ihyası Gazze ile mümkün olacaktır..."

Kitabın yazarlarından Grup Yürüyüş solisti Mehmet Ali Aslan, Gazze direnişini selamlayan bir ezgi söyledi.

Günay Bulut:

"Gazzeli kardeşlerimizin yaşadıkları unutulmasın diyerek küçükte olsa bir çabada bulunduk. Amacımız çarpıtılmış bilgilere son verip doğru bilgi ile insanlığın tanışması. Kızıl Kapı bu bağlamda vakıf bir eserdir. Gazze'nin sesi olmak için atılan bu adıma destek verdiğim için mutluyum. Gazze için haykırmayı sürdüreceğiz, asla susmayacağız!"

Hamza Türkmen:

"Hayatın iman ve cihad olduğu ifadesi Filistinli kardeşlerimiz için gerçeğin ta kendisidir. Kızıl Kapı bu bağlamda bir şahitliğin külliyatıdır. Ben de Refah'ı yazarak Gazze'deki direnişin en önemli kalelerinden birini kayda geçirmeye çalıştım.  Refah ve Gazze var olma mücadelemizde bizler için bir örnektir. Yaşasın Filistin cihadımız!"

Hülya Şekerci:

"Küçücük bir toprak parçası kendisini güç olarak tanımlayan tüm zorbalara dünyayı dar etti. Üstünlüğün takvada olduğu ilahi emrine gözlerimizle şahit oluyoruz. Ölümü öldüren bir halkı asla yenemezsiniz. Bu bağlamda kimlik ve vicdanların yok edildiği bir dünyada Gazze hepimiz için gerçek kurtuluşun anahtarıdır. Yaşasın özgür Gazze, yaşasın Filistin mücadelemiz!"

Hüseyin Akın:

"Çocuk ve kadınların katledildiği ancak dünyanın sessiz kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Yaşanan zulümlerin son bulması için biz ne yapıyoruz sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. İşgalciler bombalarla katlederek, şehitlerin naaşlarını dahi bombalayarak soykırım gerçekleştiriyor. Bu kitapla ses olmak için çaba gösterdik. En azından sessiz kalmadık diyebilmek için..."

Gazzeli Nur Al-Hilal:

"Aksa Tufanı sadece bir askeri operasyon değildir. Tüm ümmeti ayağa kaldırma projesidir. Kızıl Kapı'nın da bu hamleye vereceği desteği görmemiz gerekiyor. Zulme karşı olmanın ve direnişi desteklemenin en önemli yollarından biri o direnişin sesi olmaktır."

Kenan Alpay:

"Geçmişte Siyonistlerin suçlarını aklamak için çaba gösterenleren sayısı oldukça fazlaydı. Bugünse en azından açıktan bunu yapamıyorlar. Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesi tüm dünyada her geçen gün daha da güçlenen İslami mücadelemizin en önemli kalelerinden birisidir. Yaşanan zorbalıklara şahit olurken üzüleceğimiz, nutkumuzun tutulacağı anlar yaşayacağız ancak direnişin şarkısını söylemeye de devam edeceğiz. Zira hayat böyle bir şey. Afganistan'da Suriye’de yaşadığımız zaferi Gazze'de de görmeyi Allah bizlere nasip etsin."

Muhammed Ata:

"Bir Mısırlı olarak öncelikle Muhammed Mursi'yi rahmetle anıyorum. O elinden gelen tüm imkanları Gazze'ye sarf etti. Bugün de aramızda olsaydı aynı tavrını sürdürürdü. Siyonist işgalciye karşı tepkiler hiç olmadığı kadar fazla. Örnek olarak Afrika kıtasında işgalciler her gün lanetleniyor. Siyonist çete tarihinde hiç olmadığı kadar yalnızlaştı!"

Peren Birsaygılı Mut:

"Böyle bir çalışmaya imza atan Süleyman Ceran'a ve Ekin Yayınları’na teşekkür ediyoruz. İsrail katliamlarla kurulan bir devlettir. Bugün de aynı mirası sürdürüyor. Bu mirasın önemli bir parçası ise Siyonist tarih yazımıdır. Siyonistler tarihi istedikleri gibi araçsallaştırdılar. Kendi yalan dolu hikayelerini tüm dünyaya anlattılar. Kızıl Kapı kitabı bu açıdan bakıldığında Siyonistlerin düzmece tarih anlatısına atılmış bir tokattır!"

Muhammed Güneş:

"Kızıl Kapı'da Gazze'deki direniş ve sabrın özü olan Kuran halkalarını yazmaya çalıştım. Siyonistler Gazze'yi yerle bir ederken aslında direnişi unutturmak istiyorlar. Sembolleri, mekanları ve insanları hedef alırken temel amaç budur. Bu sebeple unutturmamak ve hatırlamak direnmenin en önemli yollarından biridir. Sembollerin savaşını kazanacak olan hafızasını diri tutanlar olacaktır!"

Muin Naim:

"Gazze cihadı sadece bir halkın savaşı değil ümmetin ayağa kalkma azmidir. Unutturulan bir ibadet olarak cihat Gazze halkı sayesinde hafızalara kazındı. Direniş Tugayları'nın en güçlü kalelerinden birisi olan Beyt Hanun'u yazdım. Doğup büyüdüğüm yer bugün yerle bir olmuş durumda ama bu sebeple hüzünlü değilim. Beyt Hanun halkı zaman içerisinde Filistin İslami hareketinin en güçlü olduğu bölgelerden birisi haline geldi. Bugün o mirası sürdürüyor ve bununla gurur duyuyorum. Yıkılan evler yapılır, önemli olan cihadı sürdürebilecek nesiller yetiştirmiş olmaktır!"

Nesibe Tezcan:

"Sahte kahramanların değil gerçek kahramanların hikayesini yazmaya çalıştım. Suriye nasıl özgürleştiyse Gazze'de öyle özgürleşecek Allah'ın izniyle..."

Musa Üzer:

"Şehadet ve direnişin bir mektep, bir kültür olduğu mücadeleden bahsediyoruz.  Türkiyeli Müslümanların kolayca çözülen, moralleri bozulan gerçekliğini gözönüne aldığımızda bu mücadeleden öğreceğimiz çok şey var. Şehidlik ve mücadelenin kültür olması öylesine geçiştirilecek bir mevzu değil. Yine aynı şekilde bu mücadeleyi veren insanın ortaya çıkış süreci, ahlaki, ilmi, ameli terbiye süreci gölgesi olmayan öncüleri ortaya çıkarıyor. Tam da bu bağlamda nefsin bu kadar kutsandığı bir zaman diliminde nefsimizi prangalarından kurtaracak örneklere şehidler sayesinde şahit olduk. Muhammed Deyf'ten Rantisi'ye, Salah Şahade'den Ahmet Cabir'e, Yahya Ayaş'tan İmad Akil'e bütün bu şehidler yüksek mücadele ahlakının neferlerinden bazıları. Dolayısıyla ben, ferd olarak bu mücadele ahlakı, kişiliğinden nasibimi almanın cehdi içerisinde olmalıyım."

Mustafa Özel:

"Süleyman Ceran kalabalık bir yazar kadrosunu kısa denebilecek bir sürede çok iyi örgütledi. Kendisine teşekkür ediyorum. Kızıl Kapı'nın İngilizce ve Arapça olarak da neşredilmesi gerekiyor. Bu kitap ihlaslı bir çaba ve güzel bir birliktelik örneğidir. Böylesi çabaların artırılması gerekiyor."

Nehir Aydın Gökduman:

"Dünya döndüğünden beri bir şeyler yazılıyor. Kızıl Kapı ise bizim sözümüzü söylediğimiz zemindir. Sesimizi çoğaltmamız gerekiyor. Filistin'in haritasını kaleme almaya çalıştım. İşgalciler 75 senede yavaş yavaş Filistin'i haritadan sildiler. Bugünse küçücük bir toprak parçası tüm ümmeti ayağa kaldırıyor."

Nuriye Çakmak Çelik:

"Gazze bu kadar yükü çekerken bir de bizleri ayağa kaldırmakla uğraşıyor. Gazzeliler çok güçlü ve azimliler. Bize düşen sadece onların ne kadar güçlü olduğunu anlatmak, çaba gösteren herkese teşekkürler..."

Sinan Özyurt:

"Süleyman Ceran çok kıymetli bir işe imza attı. Beni kitap için aradığı gün önümde Yasin-105 maketi vardı ben de kitaba onu yazdım. Bugün o maketi Süleyman Ceran'a takdim etmek istiyorum."

Tülay Gökçimen:

"7 Ekim’den bu yana o kadar çok şey yaşandı ki hep bunlar nasıl kayda alınacak diye endişeleniyordum. Süleyman Ceran bu çabasıyla direnişin sembollerin hafızalara kazıdı. Çaba gösteren herkese teşekkür ediyorum."

Zehra Türkmen:

"Filistinli tutsakların hikayesini yazmak bana düştü. Onlar tüm zorbalığa ve baskıya karşı asla geri adım atmadan duvarların arkasında direnmeye devam ediyorlar. Filistinli olmak deyince aklımıza özgürlük geliyorsa bunda onların katkısı çok büyük. Allah hepsinden razı olsun!"

Kitaba katkı sunan ilahiyatçı-yazar Fevzi Zülaloğlu'nun duasıyla program sona erdi.

Foto Galeri İçin Tıklayınız.