
"Herkes kendi mizacına göre davranır"
De ki: "Herkes kendi mizacına göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir."
وَاِذَٓا اَنْعَمْنَا عَلَى الْاِنْسَانِ اَعْرَضَ وَنَاٰ بِجَانِبِه۪ۚ وَاِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ كَانَ يَؤُ۫سًا ﴿٨٣﴾
قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلٰى شَاكِلَتِه۪ۜ فَرَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ اَهْدٰى سَب۪يلًا۟ ﴿٨٤﴾
83- İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır.
84- De ki: "Herkes kendi yaratılışına göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir."
Allah Teala bu âyet-i kerimede, kendisinin himayesine mazhar olan insanların nankörlük ettiklerini, kendilerine mal, sıhhat ve zafer gibi nimetler verildiğinde Allah´a itaat ve ibadetten yüzçevirdiklerini ve yan çizdiklerini, buna mukabil, herhangi bir sıkıntıya düştüklerinde de ümitsizliğe kapıldıklarını, zira ümidin asıl kaynağının inanç olduğunu, inançsızın tutunacağı bir dal bulunmadığını beyan ediyor.
Bu hususta başka âyetlerde de şöyle buyuruluyor: "Yemin olsun ki biz insana katımızdan bir rahmet verip sonra onu kendisinden alırsak şüphesiz ki insan, ümitsizliğe düşer ve nankörleşir" "Yemin olsun ki biz insana, uğradığı zarardan sonra tekrar nimetler tanırsak "Kötülükler başımdan gitti" der. Şüphesiz ki insan, çok sevinen ve çok öğünendir." "Ancak sabredenler ve iyi amel işleyenler bundan müstesnadır. İşte onlara, günahlarından bağışlanma ve büyük mükâfaat. Hud suresi: 9 - 11
TABERİ TEFSİRİ
İnsana nimet verdiğimiz zaman Allah’a kulluktan, Allah’ın istediği bir hayattan yüz çevirir, yan çizer. Halbuki Allah’ın nimetlerine gark oldukça Allah’a kulluğu artmalıyken tamamen aksine Allah’a itaatten çıkıp isyanlara yöneliyor. Ama kendisine bir zarar dokunduğu, bir sıkıntı geldiği zaman da hemen ye’se düşüyor.
Yâni bol bol nimetlere ulaştırıldığı zaman bütün bunları kendisine lütfeden Allah’tan yan çiziyor, ama kendisine bir zarar dokunduğu zaman da hemen bir ye’se düşerek, kimseyi bulamadın da beni mi buldun? Ya Rabbi diye Allah’a kafa tutmaya, Allah’la bir çatışma içine girmeye başlayıveriyor.
İnsan nimeti vereni hatırlayıp O’na hamd ve şükretmediğinde bu nimet onu azdırır ve şımartır. Sıkıntıda, Allah’a bağlanmakla sıkıntı halinde ümit sahibi olur. Allah’ın rahmeti ve lutfu ile gönül huzuruna kavuşur, Olayları iyi biçimde yorumlar ve kendisine birtakım müjdeler çıkarır.
İşte burada da imanın değeri hem darlıkta hem de bollukta neden olduğu rahmet ortaya çıkmaktadır.
De ki: Herkes kendi yaratılışına göre davranır...
De ki herkes yaratılışına, huyuna, karakterine göre hareket eder. Herkesin davranışı, herkesin yaşantısı kendi mizaç ve karakterine göredir. Herkes ona göre bir hayat yaşar. Kimin hidâyette, kimin doğruda olduğunu da en iyi bilen Rabbindir. Kendi yolunda olanı da, yanlış yolda olanı da en iyi bilen Odur.
BASAİRUL KUR’AN





HABERE YORUM KAT