HAKSÖZ-HABER 

“Kur’an’ın aydınlığına doğru” şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz’ün Mart-Nisan 2025 tarihli 408-409. sayısı çıktı. Gazze zaferini manşete taşıyan derginin manşetinde ise Trump’ın söylemlerine gönderme var: “Gazze’nin İzzeti Trump’ın Tehditlerini Boşa Çıkartacak!”  

Gazze’de ateşkesi Hamas adına neden zafer olarak görmek gerektiğinin ortaya konduğu Gündem yazısında Trump’ın Gazze planına da mercek tutuluyor. Bu bağlamda öncelikli hedefe odaklanmanın önemine dikkat çekiliyor; Suriye devriminin İsrail’le imtihanı değerlendiriliyor ve direnişin uzun soluklu olacağının altı çiziliyor. 

Rıdvan Kaya, Hamas ile Siyonist İsrail arasındaki ateşkesi ele aldığı yazısında Siyonist çetenin kibrinin nasıl kırıldığını gözler önüne seriyor; kazanımların yanı sıra bu süreçte Gazze’nin öğretici yanlarına işaret ediyor. 

Sümeyye Gannuşi’nin yazısında Gazze’nin iradesini hesaba katmayan Trump’ın söylemlerinin neden boş ve temelsiz olduğu net bir şekilde ortaya konuyor. 

Abidin Doğmuş, Gazze’deki 15 aylık süreçte Kur’an ayetlerinin nasıl yaşanarak tefsir edildiğini irdelerken bu sürece dair almamız gereken ibretlere odaklanıyor. 

Hala H. Durrah, soykırımın normalleştirilmemesi için nasıl bir duyarlılık ve bilinç geliştirmek gerektiğini yorumluyor. 

Necmettin Irmak ile 15 aylık süreçte Gazze Dayanışma Platformu tecrübesi tartışılıyor. Irmak, eylemlerin mahiyetine ve üzerimize düşen sorumluluklara dair sorulara cevap veriyor. 

Hamza Türkmen, Öcalan’ın çağrısı sonrası yeni durumu Suriye’deki devrim ve Gazze’deki ateşkesle birlikte tahlil ediyor. PKK ideolojisinin çöküşünü “sünnetullah” kavramı çerçevesinde analiz ediyor. 

Rıdvan Kaya, bir diğer yazısında yeni süreç dolayısıyla Kürt sorunu meselesini ve sorunun köklerini irdeliyor. 

Yılmaz Çakır, devrim sonrası Suriye’yi, izlenimleri üzerinden kaleme alırken tarihsel arka plana da ışık tutuyor; bu devrim için heyecanlanmanın kaçınılmaz olduğunu belgeliyor. 

İslami kimliği dolayısıyla 1999’da Suriye’de tutuklanan Hasip Özel ile 10 yıllık tutukluluk sürecine dair bir röportaja da yer veriliyor dergide. Gözaltı merkezleri, Tedmur ve Saydnaya hapishanelerinde rutin olarak yaşananlara dair tüyler ürperten ifadeler devrik rejimin vahşi yüzünü gözler önüne seriyor. 

Bu bağlamda yeni Suriye yönetimini anlamaya matuf olarak Martin Smith’in 2021’de Ahmed eş-Şara ile yaptığı uzun bir röportajın Lokman Doğmuş tarafından yapılan tercümesine de yer veriliyor. 

Mehmet Hasip Yokuş, İslamcılık konulu yazılarına devam ederek “temel kaynaklara dönüş” fikrinin özellikle 19. Yüzyıl sonrası seyrini ele alıyor; bu fikir etrafındaki tartışmalara dair değerlendirmelerde bulunuyor. 

Fevzi Zülaloğlu, namazdaki tahiyyat selamının Kur’an’da geçip geçmediğiyle ilgili tartışmalara da değinerek ayet ve hadisler ışığında tahiyyat duasını ele alıyor. 

Mustafa Akman, biyografik çalışmalarına Dâvûd-i Karsî ile devam ediyor. Karsî’nin hayatı, ilmî kişiliği ve eserleri hakkında bilgi veren Akman, yanı sıra Karsî’nin düşüncelerini de yorumluyor. 

Mehmet Kırtorun, içinde bulunduğumu dijital gözetim çağını konu edindiği yazısında Byung-Chul Han gibi isimlere de referansla kitlesel gözetim, manipülasyon ve bireyin yok oluşuna dair düşüncelerini paylaşıyor. 

Mehmet Ali Aslan’ın, Gazze’de doktorların muhasara altında seslendirdiği “Sevfe Nebka Huna” ezgisinden hareketle bir deneme kaleme aldığı dergide Mehmet Şirin Yavuz, Esmanur Erken, Celal Kurşun ve Bünyamin Doğruer’in de şiirlerine yer veriliyor. 

Derginin arka kapağı Muhammed Deyf ve diğer Gazze şehitlerine ayrılmış.  

İRTİBAT: 0212 524 10 28 

[email protected]