1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Gazzeliler ölürken onlar tüketiyor
Gazzeliler ölürken onlar tüketiyor

Gazzeliler ölürken onlar tüketiyor

Mısır'daki Gazzeli bir tıp öğrencisi, sınıf arkadaşları soykırımı mümkün kılan uluslararası zincirlerde yemek yerken savaşın ülkesini yiyip bitirmesini izliyor.

22 Temmuz 2025 Salı 21:40A+A-

İsa Hamdona’nın WANN’da yayınlanan yazısını Barış HoyrazHaksöz Haber için tercüme etti.


Mısır'da arkadaşlarımın dünya çapında tanınan ve birçoğu Gazze'ye füze fırlatan aynı hükümeti doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen restoranlarda yemek yediklerini görüyorum. Bu alışverişlerin benim gibi biri için ne anlama geldiğinin farkında olmadan - ya da belki de umursamadan - Instagram'da fast-food ambalajlarıyla çekilmiş fotoğraflarını paylaşırken gülümsüyorlar. Bu tür yemeklerden elde edilen para silah, gözetleme ekipmanı ve insansız hava aracı yapımında kullanılıyor. Arkadaşlarım yemeklerini çiğnerken, Gazze'deki aile üyelerim toz ve endişeyi çiğniyor.

Yalnız kaldığımda kendimi sık sık merak ederken buluyorum: İnsanlar nasıl bu kadar ilgisiz olabiliyor? Onları şehitlerin kanına sadakatsiz kılan nedir?

Ancak bunlar sadece onlar için sorular değil. Benim de aklımdan çıkmıyor. Bildiklerimi bilerek, o fast-food zincirlerine girmeme, o kahveyi içmeme ve o kızarmış tavuğu yememe izin verebilir miydim? Bunu yapmayı reddetmem yemeklerin lezzetiyle ilgili değil; ahlakla ilgili. Bu boykotun kökleri politikadan ziyade acı ve prensiplere dayanıyor. Eğer bizi yok eden ellerden yersem, başkalarını iyileştiremem. Ne kadar küçük olursa olsun, direniş eylemlerimle saygınlığımı korumaya çalışıyorum. Reddedilen her yemeğin dünyaya bir fısıltıya dönüşmesini umuyorum: Hatırlıyorum. Karşı koyuyorum.

Mısır tıp fakültesinde, benimkinden oldukça farklı bir dünyanın uzak uğultusu arasında, antiseptik kokan koridorlardan, ders kitaplarını karıştıran öğrencilerden geçiyorum, hepsi de tertemiz beyaz duvarların içinde. Bir iyileştirme eylemi olan tıp okuyorum. Halkımın yaşamı, etrafımı saran şirketlerin finanse ettiği bombalarla yok edilirken, ben anatomi çizelgelerini inceliyor ve hayat kurtarmaya dair bir şeyler okuyorum. Savaş Gazze'de olduğu kadar, tüketmeyi reddettiğim her lokma yemekle, reddettiğim her fincan kahveyle ve diğer her sessiz direniş eylemiyle benim kalbimde de.

Yurtdışında okuyan Gazzeli bir öğrenci olmak sürgünle çevrelenmiş bir yük, bir zevk değil. Doktorların altından daha değerli olduğu bir ülkeye yardım etmek için 2021 yılında tıp okumak üzere Gazze'den ayrıldım. Savaş travması geçiren gençlere yardım edebileceğim, ailelere destek olabileceğim ve hatta bozuk bir sağlık sisteminin onarılmasına katkıda bulunabileceğim bir zaman hayal ediyordum. Ancak, Ekim 2023 savaşı her şeyi değiştirdi. Benim için bu sadece başka bir manşet değildi. Kendi etrafımda oluşturduğum tüm güvenlik duygusu yok oldu. Savaş beni takip etti ve hayatımın her alanına nüfuz etti.

mcdon1.jpg

Mısır'daki sınıf arkadaşlarım bu zincirlerde yemek yerken çekilmiş fotoğraflarını paylaşırken, Gazze'deki ailem toz ve endişe içinde. Fotoğraf bir sınıf arkadaşının WhatsApp grubunun anonim bir üyesi tarafından sağlanmıştır.

Boykotlar kolaylıkla yanlış anlaşılabilir. Bazı insanlar bunların sadece sembolik ya da anlamsız olduğunu düşünür. Benim içinse kişiseldir. Bu zincirlerden birinin şubesinin önünden her geçtiğimde kalbim sızlıyor. Gazze'deki enkazı, yiyecek için feryat eden çocukları ve bir hava saldırısı sonrasındaki sessizliği hayal ediyorum. Ailemi düşünüyorum, eskiden bahçede oynayan kuzenlerimi, şimdi ya bir zamanlar bir evin altında gömülü olanları ya da çadırlarda saklananları. Annemin mutfağının, o zamandan beri yerini duman ve kıtlığa bırakmış olan sıcacık, sevgi dolu kokusunu hatırlıyorum. Ailem hayatta kalmak için ot pişirirken, ticari bir yemeği nasıl takdir edebilirim ki? Yaptığım her seçimi, hatta nereden alışveriş yaptığımı ve nasıl giyindiğimi bile, halkımın çektiği acıların kabul görmemesi umuduna dayandırıyorum.

Sizin dünyanız alevler içindeyken diğer insanların günlük hayatlarına devam ettiğini görmek özel bir acı türüne neden oluyor. İnsanları cehaletlerinden, hatta Gazze'ye karşı kayıtsızlıklarından sorumlu tutmuyorum. Ancak yarayı her gün hissediyorum ve yanımda taşıyorum. Sadece durup dinlemelerini istiyorum; tam olarak anlamalarını beklemiyorum.

Yabancılaşma sürgünde sürekli bir savaş. Etrafım insanlarla çevrili olmasına rağmen, sık sık kendimi tamamen yalnız hissediyorum. Sınavlara çalışırken, laboratuvar derslerine katılırken ve derslere girerken, düşüncelerim sürekli Cibaliye, Han Yunus ve Refah'a dönüyor. Fedakârlığın ve hayatta kalmanın iki coğrafyası ruhumun bölündüğü yer. Hayatımı burada yaşamak için çaba sarf ediyorum ama bir türlü dindiremediğim hayaletlerle lekeleniyor. Kalbim atıyor ve yas tutuyor.

Ancak bu acının beni felç etmesine izin vermeyi reddediyorum. Ona güç vermeye çalışıyorum. Ona anlam vermeye çalışıyorum. Gazze'nin artık daha fazla doktora ihtiyacı olduğunu bilmek beni daha da fazla öğrenme isteğine itiyor. Para biriktiriyorum, lüks için değil, hala kuşatma altında olan değer verdiğim insanlara yardım etmek için. Ve boykot ediyorum - tüm gücümle, sessizce ve kararlılıkla. Bu basit bir şey değil. Ancak gerekli. Burada yemek hakkında değil, sadakat, dünya yüz çevirse bile gerçeğe sadık kalmanın ahlaki yükümlülüğü, hafızanın kutsallığı ve her gün silah yerine değerlerle verdiğim sessiz savaş hakkında yazıyorum.

Dolayısıyla McDonalds ya da KFC'de yemek yemeye hayır dediğimde Gazze'ye evet demiş oluyorum. Starbucks'ta ya da Costa Coffee'de bir fincan kahveye sırtımı döndüğümde, hiçbir şeyi kalmamış ailelere yöneliyorum. Her fast-food zincirinin önünden durmadan geçtiğimde, şehitlerle, annelerle ve artık aramızda olmayan çocuklarla birlikte yürüyorum. Küçük eylemlerim belki dünyayı sarsmıyor ama ruhumu sağlam tutuyor. Bana sürgündeyken, acı içindeyken bile rahatlık yerine saygınlığı, kabullenme yerine direnişi seçme gücüm olduğunu hatırlatıyorlar.

BDS hareketinin öncelikli boykot hedefleri hakkında daha fazla bilgi edinin.

*İsa Hamdona, şu anda Mısır'da uluslararası bir programa kayıtlı Gazzeli bir tıp öğrencisi. Tıbbi konuları öğrenme konusunda tutkulu olan Hamdona'nın hedefi beyin cerrahisi uzmanı olmak ve eğitimine Amerika Birleşik Devletleri'nde devam etmek.

HABERE YORUM KAT

4 Yorum