1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Evimi kaybetmek, kendimin bir parçasını kaybetmek gibi
Evimi kaybetmek, kendimin bir parçasını kaybetmek gibi

Evimi kaybetmek, kendimin bir parçasını kaybetmek gibi

Eve dönebileceğim umuduna tutunmaya çalışıyordum. Ama şimdi bunun mümkün olmadığını biliyorum. Evim gitti. Ve onunla birlikte, eskiden olduğum küçük Rana da.

21 Şubat 2025 Cuma 22:54A+A-

Rana al-Shorbaji’nin electronicintifada’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.

 

Gazze'deki evimiz geniş ve güzeldi; üç yatak odası, iki oturma odası ve her zaman annemin yemeklerin kokusu olan bir mutfağı vardı. Bir evden öte, her köşesinde bir hikâyenin anlatıldığı bir anılar koleksiyonuydu.

Odam açık pembeye boyanmıştı, sıcaklık ve konforla doluydu. Yalnızca benim sığınağım değildi - kız kardeşlerim Reem ve Iman ile paylaşıyorduk.

Odamızda üç yatak vardı ve her biri içinde büyüdüğümüz, güldüğümüz, kavga ettiğimiz, çalıştığımız ve hayal kurduğumuz alanı işaret ediyordu. Pembe duvarlar ve pencereden süzülen ay ışığı benim değişmez yoldaşlarımdı. Yatağımdan her zaman ayı görebilirdim - günün en sevdiğim manzarası.

Oturma odası bizim ana toplanma yerimiz, ailemizin kalbiydi.

Herkesin boş olduğu cuma günleri, birlikte öğle yemeği yediğimiz, hikâyeler paylaştığımız ve birbirimizin arkadaşlığından keyif aldığımız yerdi. Aynı zamanda sevgi ve kahkahalarla dolan misafirlerimizi ağırladığımız yerdi.

Ancak annemin kendi odasının ötesinde gerçekten değer verdiği bir yer varsa, o da kendine ayırdığı ikinci oturma odasıydı. Burası onun inzivaya çekildiği, güne bir fincan kahve ve bir parça çikolata ile başladığı yerdi.

Sıcak bir kucaklaşma gibi

Okuldan ya da üniversiteden eve döndüğümde ilk koştuğum yer mutfak olurdu. Annemin bizim için hangi yemekleri hazırladığını öğrenmeye hevesli bir şekilde derin derin nefes alırdım, güzel kokular beni sıcak bir kucaklama gibi karşılardı. Mesele sadece yemek değildi - her yemeğin içine giren sevgi, özen ve düşüncelilikti.

Sonra balkon vardı, çalışmak için en sevdiğim yer. Oradan zeytin ağaçları ve çiçeklerle dolu güzel parkı görebiliyordum. Huzurlu bir yerdi ama dikkat dağıtıcı unsurları da vardı. Babam ve arkadaşları sık sık şafak vakti orada toplanır, kahkahaları ve sohbetleri havayı doldururdu. Bazen bu benim dikkatimi dağıtırdı ama aldırmazdım. Enerjiyi, kitaplarımın dışındaki hayat hissini seviyordum.

gazze-ev2.jpg

Reem küçük bir casus gibi davranır ve balkondan gizlice beni gözetleyerek dikkatimi dağıtmadan çalıştığımdan emin olurdu. Zaman zaman beni rahatsız etse de, beni gözetlemesi bir çeşit sevgi ve ilgiydi.

Akrabalırımız özel günlerde evimizde bir araya gelmeyi severdi. Bu toplantılar için mükemmel bir mekândı ve mezuniyet partimi hep orada yapmayı hayal ederdim. Çok canlı bir şekilde hayal ettim - sevdiğim insanlarla kutlama yapmak, içinde büyüdüğüm mekânda dans etmek.

Ama böyle olması gerekmiyordu.

Yeni hayat

Temmuz 2023'te Katar'a giderken geride pek çok anı bıraktım. Her şeyi yanımda götüremezdim; taşıyabileceğim çok şey vardı. Güzel elbiselerimi, arkadaşlarımın bana yazdığı mektupları, bana verdikleri hediyeleri ve başarılarımı gösteren sertifikaları bıraktım.

Bir gün onlar için geri döneceğime dair kendime söz verdim.

Üniversite kitaplarım, tavsiye mektuplarım ve hocalarımın sınavlarımla ilgili yorumları - hayatımın pek çok önemli parçası evim dediğim yerde geride kaldı.

Ateşkes olduğunda, bunun rahatlama getireceğini ve acıların sona ereceğini düşündüm. Aileme bir video mesajı göndererek yakında hepimizin eve döneceğini söyledim.

gazze-ev3.jpg

Onlarla Gazze'de yeniden bir araya gelmenin ve küçük oğlum Saif'e annesinin büyüdüğü yeri göstermenin hayalini kurdum. Odaları birlikte gezdiğimizi, benim eski yatağıma oturmasını, eskiden bir araya geldiğimiz oturma odasında televizyon izlediğimizi hayal ettim. Mutfakta yemek pişirdiğimizi ve annemi birlikte büyüdüğümüz yemekleri hazırlarken gördüğümüzü hayal ettim.

Ama ateşkes umduğum huzuru getirmedi.

Annemi aradığımda, İsrail'in evimizi yıktığı haberini verirken sesi titriyordu.

Buna inanamadım. Tüm o anılar, kendime ait tüm o parçalar enkaza dönüşmüştü. Evim ve onunla birlikte kim olduğuma dair pek çok şey gitmişti. Sadece bir beton yığınını bombalamamışlardı. Hayatımı, çocukluğumu, kimliğimi bombaladılar.

Eve dönebileceğim umuduna tutunmaya çalışıyordum. Ama şimdi bunun mümkün olmadığını biliyorum. Evim gitti. Ve onunla birlikte, eskiden olduğum küçük Rana da.

Bu kaybın acısı hala taze. Ailemin uzun süredir yaşadıkları çadırı terk edip evlerine geri döneceklerine dair umutlar şimdi paramparça oldu. Bunun yerine, aynı geçici barınağa geri dönecekler ve bir kez daha belirsizlik ve istikrarsızlıkla karşı karşıya kalacaklar. Bu hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bir döngü.

Şimdi, eskiye dönüşün olmadığını bilerek yeni bir hayat kurmaya çalışırken, kaybedilenlerin anılarını kalbimde taşımak zorundayım.

 

*Rana al-Shorbaji, İngilizce öğretmeni ve yazardır.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum