1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Esed Rejimi, Sezar Fotoğraflarının Açığa Çıkardığı Vahşeti “Beyt Sahm” Cinayetiyle Örtmeye Çalışıyor!
Esed Rejimi, Sezar Fotoğraflarının Açığa Çıkardığı Vahşeti “Beyt Sahm” Cinayetiyle Örtmeye Çalışıyor!

Esed Rejimi, Sezar Fotoğraflarının Açığa Çıkardığı Vahşeti “Beyt Sahm” Cinayetiyle Örtmeye Çalışıyor!

Muhaberat’ın güdümündeki Esed medyası, Sezar fotoğraflarının kamuoyunda oluşturduğu yankıyı saptırmak amacıyla Suriye halkının dikkatini bir anne ve üç evladının kurban gittiği “Beyt Sahm” cinayeti türü hadiselere çekmeye çalışıyor.

15 Temmuz 2020 Çarşamba 22:02A+A-

Kaysar”ın Sızdırdığı Fotoğraflar

Gayyas ez-Zehebi / Orient News

Çeviren: Asuman Gökgöz Selmanoğlu / Haksöz-Haber

Esed medyası, istihbaratın direktifiyle dikkatleri, cinayet ve tecavüz suçlarına çekmeye çalışıyor. Özellikle bir anne ve üç evladının kurban gittiği “Beyt Sahm” cinayeti… Bu şekilde Suriye halkının bakışlarını, iyice kötüleşen hayat şartlarından ve rejimin gerçekleştirdiği katliamlardan ve bilhassa da “Kaysar”ın sızdırdığı fotoğraflardan başka bir yöne kaydırmayı hedeflemektedir. Nitekim fotoğrafların sosyal medya aracılığı ile yayılmasının ardından Suriye sokaklarının konusu bu fotoğraflar olmaya başladı.

İçişleri Bakanlığı ve cenazeye iştirak eden Müftü Ahmad Hassun gibi rejim adamlarının bu korkunç “Beyt Sahm” cinayetine yönelik aşırı ilgisi, Esed rejiminin, bu ve benzeri cinayetleri kendi maslahat ve hedeflerine hizmet için kötüye kullandığı gibi başka yönlerinin de olduğuna bir kanıttır.

Siyasi araştırmacı ve akademisyen Dr. Mahmud el-Hamza rejime tabi medyanın güçlü olmadığını, yalancı bir medya olduğunu, Suriye halkının ve hatta partizanların bile güvenmediğini belirterek Orient-News’e şunları söyledi: “Esed rejimi habis bir oluşumdur ve olayları nasıl fırsata çevireceğini iyi bilir. Ancak göz boyamak adına, söylentileri yayma ve yönlendirme  ve bu söylentileri Esed rejimi çıkarlarına dönüştürme işini gerçekleştiren taraf İstihbarat organlarıdır.”

El-Hamza sözlerine şunları da ekledi: “Suriye halkının kötüleşen geçim şartları ve ekonomik kriz sebebiyle hırsızlık, tecavüz gibi suçları işlediğini duymaya başladık. Tabi buna sebep olan toplumsal ve ekonomik etkenler de söz konusu.”

El-Hamza, muhalefetin bölünmüş medyasının aksine Esed rejimi medyasının merkezi güdümlü ve tek kaynaklı olduğunu ifade etti. Esed milislerinin kontrolündeki bölgelerde yaşayan Suriye halkının çoğunun, yoksulluk ve içinde bulundukları zor hayat standartları sebebiyle medyayı takip etmediklerini; bununla birlikte rejimin, her olaya aynı önemi vermediğini belirtti. Onun için esas olanın, Esed’in koltuk bekasının sağlanması ve Suriye’deki suçların ve yolsuzluğun kaynağı addedilen ailesinin de ayakta kalması olduğunu dile getirdi.

Çöken Ahlaki Durum

“Beyt Sehm” cinayeti hususunda el-Hamza, Esed rejiminin bu olayı bir gencin para uğruna anlık bir gafleti sonucu gerçekleştiğini göstermeye çabaladığını ancak gerçekte bu cinayetin Suriye’deki çökmüş ahlaki, toplumsal ve ekonomik durumun bir yansıması olduğuna işaret ederek şunu söyledi: “Bir insanın 100 dolara tekabül eden 300 bin Suriye lirası için bir ailenin tüm fertlerini katletmesini tasavvur edebilir miyiz hiç?”

El-Hamza, göz altında Suriyelileri katleden, boğazlayan, hapishanelerde kadınlara tecavüz edenin, yolsuzlukların ve cinayetlerin asıl kaynağının rejim olduğu bilinmekle birlikte Esed rejiminin “Beyt Sehm” cinayetini kullanarak dünyaya kendisinin ne kadar şerefli; suçluları göz altına alan polis güçlerinin de, tecavüzcüleri, yolsuzluk yapanları, katilleri kovalayan bir kurum olduğu imajını vermeye çalıştığını vurguladı.

Kriminal Davranışlar

Öte yandan uzman psikolog Reşid Horani de Orient-News’e şunları söyledi: “Kontrolü altına aldığı bölgelerde Esed rejiminin uyguladığı kriminal davranışlar, Suriye halkı bireyleri arasında da uygulana gelen bir davranış şeklini almaya başladı. Bu durum psikolojide ‘Yön değiştirme’ terimiyle ifade edilir.

‘Yön değiştirme’ durumu, bireyin, içsel ve dışsal baskılardan dolayı asıl muhatabına gösteremediği veya yüzleşemediği bir takım his ve fiillerini alternatif başka bir kişiye yöneltmesi durumudur ki çoğunlukla bu kişi tehditkâr, baskı uygulayan taraftan daha güçsüz bir konumdadır. İş yerinde kendisini aşağılayan patronuna karşılık veremediği için öfkesini evde karısı ve çocuklarından çıkaran bir çalışanı bu duruma örnek olarak gösterebiliriz. Öfkesinin asıl sebebinin patronu olduğunun, aile bireylerinden kaynaklanmadığının bilincinde olabilir de olmayabilir de... Çünkü insan psikolojisi, duygularını bastırmaya meyillidir ki böylelikle üzüntülerini unutabilsin. İşte Esed milislerinin kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan vatandaşların içinde bulundukları hal, bu örneğe benzemektedir.”

Psikolog,  biraz önce bahsi geçen duruma ek olarak, ekonomik şartların kötüye gitmesi ile ortaya çıkan stresli yaşam koşullarının varlığını aynı zamanda sorumlu kurumların, toplumsal ve kültürel seviye ve bunun davranışlara etkisi, milislerin ve taraftarların yayılması ve kanunun uygulanması hususlarında son derece gevşek davrandığını da sözlerine ekledi.

Esed rejiminin zindandaki mahkumlara yönelik işlediği suçların bir kısmını rejimden ayrılan “Kaysar” lakaplı bir fotoğrafçının gün yüzüne çıkardığı söyleniyor. Şahıs, 2014 senesinin başlarında yaklaşık 55 bin fotoğraf sızdırdı. Bunların 11 bini rejimin nezarethanelerinde kalan kurbanlardan olduğu belgelendi.

Esed milislerine bağlı emniyet birimleri tarafından tutukluların maruz bırakıldıkları insanlık dışı, vahşi işkence yöntemlerinin ve tutukluların ceset görüntülerinin yayılması, binlerce Suriyeli aileyi evlat acısıyla perişan etti.

HABERE YORUM KAT