
Dayton, barışın koruyucusu mu? Barışın önündeki sorun mu?
“Bosna Hersek'te 30 yıla yakın süredir barışı sürdüren Dayton Antlaşması, karmaşık yönetim yapısı ve demografik uyumsuzluk nedeniyle bugün ülkenin istikrarını tehdit eden ve acil güncelleme gerektiren en büyük sorun kaynağı olarak tartışılıyor.”
Dayton, Barışın Koruyucusu mu? Barışın Önündeki Sorun mu?
İsmail Özdemir / Fokus+
Bosna Hersek’te “Büyük Sırbistan” ideolojisini savunan Sırplar, 1992’de Boşnaklara saldırdı ve 3,5 yıl süren bir savaş başladı. Bu savaşta, Yugoslav ordusunun tüm imkanlarını kullanan Sırplar, Boşnaklara karşı büyük katliamlar gerçekleştirdi ve soykırım suçu işledi.
Boşnaklar, bağımsız Bosna Hersek’i savunabilmek için yalnızca Sırplarla değil, aynı zamanda Hırvatlarla da mücadele etti. Savaş boyunca her iki taraf da Boşnak sivillere karşı ağır katliamlarda bulundu.
3,5 yılın ardından 21 Kasım 1995’te ABD’nin Ohio eyaletindeki Dayton kentinde bulunan Wright-Patterson Hava Kuvvetleri Üssü’nde barış antlaşması paraf edildi. Bu antlaşma, yürürlüğe girmesinin 30. yılında hala Bosna Hersek’in en hararetle tartışılan meselesi olmaya devam ediyor. Çünkü Dayton’un beraberinde getirdiği karmaşık yönetim sistemi, çözülmesi güç sorunlar üretmeyi sürdürüyor.
Kimilerine göre Dayton, Bosna’daki barışın en güçlü garantisi, kimilerine göreyse barışın önündeki en büyük engel.
Dayton ile gelen karmaşık yönetim yapısı
Dayton’un neden büyük bir tartışma konusu haline geldiğini anlamak için önce antlaşmanın ülkeye getirdiği yönetim yapısına bakmak gerekiyor.
Dayton’a göre Bosna Hersek; Boşnak ve Hırvat nüfusun ağırlıkta olduğu Bosna Hersek Federasyonu (FBIH), Sırp nüfusun yoğun olduğu Sırp Cumhuriyeti (RS) ve özel statülü Brčko Bölgesi’nden oluşuyor.
Bosna Hersek Federasyonu ise her biri kendi hükümeti ve meclisine sahip 10 kantondan oluşuyor. Devletin en üst makamı ise Boşnak, Sırp ve Hırvat üyelerden oluşan Devlet Başkanlığı Konseyi. Konsey üyeleri dört yıllığına seçiliyor ve sekiz ayda bir dönüşümlü olarak başkanlık yapıyor.
Konseydeki Boşnak ve Hırvat üyeler FBIH’te yaşayan seçmenler tarafından, Sırp üye ise RS’teki seçmenler tarafından belirleniyor.
Dayton’un oluşturduğu yapı nedeniyle ülkede; kanton, entite ve devlet düzeyinde 5 başkan, 13 başbakan ve 130’un üzerinde bakan görev yapıyor. Bu tabloya milletvekilleri, bakan yardımcıları ve çeşitli bürokratlar eklendiğinde ciddi bir yetki karmaşası ortaya çıkıyor. Bu nedenle, özellikle dış politika ve güvenlik gibi kritik konular çoğu zaman müzakere masasına bile gelemeden tıkanıyor.
Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR)
Dayton’ın ürünü bir diğer kurum da Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR). OHR’nin görevi, uluslararası toplum adına barış antlaşmasının uygulanmasını denetlemek. Geniş yetkilere sahip Yüksek Temsilci; yasa çıkarabiliyor, devlet başkanlığı konseyi üyelerini görevden alabiliyor ve barışı tehdit eden kararları iptal edebiliyor.
Dayton’un güncellenmesi gerekir mi?
Dayton, savaşı durdurması bakımından o dönem için hayati önemdeydi. Tarihin kritik anlarını değerlendirirken aktörlerin psikolojisini ve dönemin şartlarını göz ardı etmemek gerekir.
Bosna Hersek’in kurucu lideri Aliya İzetbegoviç, antlaşmayı şöyle değerlendirmişti:
“Bu adil bir barış değil, ancak savaşın devam etmesinden daha adil. İçinde bulunduğumuz bu durumda ve böyle bir dünyada daha iyi bir barış sağlanamazdı.”
Savaş, 300 binden fazla insanın hayatını kaybetmesine, 2 milyondan fazla kişinin yerinden edilmesine yol açtı. Bu ortamda silahların susması ve barışın tesis edilmesi için Dayton vazgeçilmezdi.
Ancak bugün, aynı antlaşmanın ülkenin istikrarı önündeki en büyük engellerden biri olduğu yönündeki tartışmalar giderek güçleniyor. Ülkenin en büyük sorunlarından biri, gençlerin kitlesel göçü. Birçok genç, daha iyi bir yaşam için AB ülkelerine gitmeyi tercih ediyor; büyük bir kısmı ise ülkenin “yönetilemez” hale geldiğinden şikayetçi.
Son nüfus sayımına göre (2013), nüfusun yüzde 50,11’i Boşnak, yüzde 30,78’i Sırp, yüzde 15,43’ü Hırvat. Bugün ise Boşnak nüfus hızla artarken Hırvat ve Sırp nüfusu azalıyor. Bu değişime rağmen hâlâ “eşit temsil” üzerine kurulu Dayton sistemi, mevcut demografiyi yansıtmıyor.
Bu durum, antlaşmanın en azından karar alma süreçleri bakımından güncellenmesi gerektiğinin en somut göstergesi.
Dayton’a rağmen süren ayrılıkçı söylemler
Sırp Cumhuriyeti’nin görevden alınan başkanı Milorad Dodik, ayrılıkçı söylemlerini üretirken sık sık Dayton’u referans gösteriyor. Dayton karşıtı açıklamaları ve ayrılıkçı tehditleri nedeniyle yargılanan Dodik, 1 yıl hapis ve 6 yıl siyasi yasakla cezalandırıldı ve siyaset sahnesindeki etkisini giderek kaybediyor.
Tam da bu noktada Dayton’un önemi ortaya çıkıyor:
Dodik’in ayrılıkçı, savaş kokan söylemleri ortadayken onu frenleyen, yargı önüne çıkaran ve daha fazla zarar vermesini engelleyen mekanizma yine Dayton’un ürettiği düzen.
Bu nedenle, ayrılıkçı söylemler karşısında Dayton’un sık sık hatırlatılması, antlaşmanın barışı koruyan yönünün hala güçlü olduğunu gösteriyor.
Sırp Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Milorad Dodik
Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği’nden üst düzey yetkililer, Bosna Hersek’i ziyaretlerinde sürekli olarak Dayton’un korunması gerektiğini vurguluyorlar. Ancak belki antlaşmanın güncellenmesi gerektiğine dair yeni söylemler de üretilmeli.
Sonuç olarak yeni bir nüfus sayımı ve güncellenmiş bir sistem kaçınılmaz. Bosna Hersek’te bugün yeni bir nüfus sayımı yapılması gerekiyor. Çıkacak sonuçlar doğrultusunda daha adil, daha yönetilebilir ve ülkenin gerçek demografisini yansıtan bir güncelleme, Bosna Hersek’in geleceği için artık zorunluluk haline gelmiş durumda.













HABERE YORUM KAT