1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. “Dayanılmaz bir Hal”: Yerinden Edilmiş Suriyeliler Dışarıda Geceliyor
“Dayanılmaz bir Hal”: Yerinden Edilmiş Suriyeliler Dışarıda Geceliyor

“Dayanılmaz bir Hal”: Yerinden Edilmiş Suriyeliler Dışarıda Geceliyor

İdlib’te gidebileceği hiçbir yeri olmayan insanlar yılan tehlikesi, hastalıklar,açık alanlarda uyuma gibi bir çok sorunla karşı karşıyalar.

02 Eylül 2019 Pazartesi 09:55A+A-

HAKSÖZ HABER

Onlara ev sahipliği yapan Kuzey İdlib’deki açık gökyüzünü işaret ederken Muhammed’in yüzünden gözyaşları dökülmeye başlıyor.

“Etrafa bakar mısınız sizce bu ailenizi yaşatmak için sağlıklı bir yer mi” diye soruyor.

Muhammed ve ailesi Suriye’li muhaliflerin kalesi İdlib’deki yıkımdan kaçıp 20 km kuzeyde olan Hazano kasabası yakınlarındaki kampa sığınan ailelerden biri.

Ani hava saldırısı ve bombalanma tehlikesi olmasa da 1000 kişinin yaşadığı derme çatma kampta yaşam koşulları çok korkunç.

Bazı şanslı ailelerin kalabilecekleri küçük bir çadırları olsa da çoğu aile ağaçların altında başlarında bir çatı olmaksızın yere serdikleri küçük halı ve battaniyelerin üzerinde uyuyor.

Aileler aynı zamanda yılan ve akrep gibi başka tehlikelerle de yüz yüzeler. Sıcaklar artıp haşereler çoğaldığı için aileler çocuklarını koruma konusunda endişeli.

Muhammed  “Dayanılmaz bir hal!” diye feryat ediyor.

dis4.jpg

“Trajik” Bir Durum

İdlib çoğu hükümet tarafından yeniden ele geçirilen muhalif bölgelerden gelen 3 milyon insana ev sahipliği yapıyor.

Esed yanlısı kuvvetler İdlib’in güneyinde gedikler açarak ilerliyorlar, geçen hafta Halep’i Şam’a bağlayan Han Şeyhun’u ele geçirdiler.

Cumartesi günü savaş uçaklarının bombalamalarının ardından Suriye Rejimi ve Rusya tek taraflı ateşkes ilan etti ve bu ateşkes en azından diğer antlaşmalardan daha uzun olarak birkaç gün sürdü.

Beş çocuğuyla hükümet saldırılarından kaçabilmek için İdlib’in güney sınırındaki Kafranbel kasabasından geçici mülteci kampına sığınan Ahmed el- Abadi Middle East Eye’a şöyle konuştu: “Rejim mahallemize dört gün boyunca aralıksız bombardımanlar yaparken kaçmak zorunda kaldık. Ağır bombardımanlar evimizi ve mahallemizi yerle bir etti. Ayrılmaktan başka çaremiz yoktu. Çadır istedik, önümüzdeki üç ay yağmurlu olduğu için çadıra ihtiyacımız olacak. Durumumuz çok trajik: Tuvaletimiz yok, suyumuz çok az ve paramız yok. Bazen çalışıyorum ama çocuklarımı besleyebilmek için yeterli olmuyor özellikle daimi açlıktan ve sıcaktan rahatsız olup sürekli ağlayan bir küçük bebeğiniz olunca… Erişkin insanlar böyle durumlara daha fazla tahammül edebiliyor ancak çocuklar öyle değil.”

İdlib Sağlık Müdürlüğü Nisan ayı ile 21 Ağustos tarihleri arasında yerinden edilmiş insanların sayısının 910.000 kişiye ulaştığını ve bunların 198.000’inin 11 ağustos-21 ağustos tarihleri arasında evsiz kaldığını açıkladı.

Müdürlük sözcüsü Doktor Mustafa Abdu: “Alanda hiç tuvalet yok. İnsanlar ihtiyaçlarını giderebilmek için açık alanları kullanmak zorunda kalıyorlar. Çadır, ilaç ve yemek desteğine acil ihtiyaç var. Uygun konaklama şartları yetersizliği nedeniyle yakında ishal, bitler ve cilt hastalıkları gibi sağlık problemleri başlayabilir” şeklinde konuşuyor.

dis2.jpg

Tükenmişlik Hali

Bazı ailelerde tükenmişlik hali başlamış görünüyor. Vahşi doğada yeterli uyku uyuyamıyorlar ve çocuklar toz ve sinek içinde bitkin gözüküyor.

Kafr Rum’a kaçan Fatıma: “Dün bütün gece uyuyan çocuklarımı böcek, yılan ve akreplerden koruyabilmek için nöbet tuttum. Eski evimizde bombalamalardan dolayı uyuyamazdık şimdi de burada yılan ve akreplerin korkusundan uyuyamıyoruz” diyor.

İbrahim Arnus ise şöyle ifade ediyor içinde bulundukları durumu: “Kendim için endişe etmiyorum, biz ekmek olmadan da hayatta kalabiliriz. Ama yedi aylık bebeğimin süte ihtiyacı var ve ben ona süt temin edemiyorum. Yakıcı güneşten bizi koruyacak sadece ağaç dalları var üstümüzde”

İbrahim’in akrabası Sena Arnus kampa kaçan bir diğer kişi. Sena İdlib’in güney kesimindeki Alteh Köyü’nde yer alan evlerine bomba isabet etmesinin ardından hafızasını yitiren kocasının da bakımını yaptığını söylüyor ve “Olaydan sonra ne beni ne de çocuklarını tanıyabildi” diye ekliyor. “Ev kiralayacak bir paramız yok. Fakir olduğumuz için oturduğumuz köyü son terk eden biz olduk. Oradan çıkacak kadar paramız yoktu. Sonunda elde avuçta hiçbir şey olmadan bulunduğumuz yeri terk etmek zorunda kaldık.” 

Haber: Mustafa Dahnon, Alex MacDonald-Middle East Eye

 

HABERE YORUM KAT