
Çin rejimi Ramazan'da Uygur müslümanlarına yönelik baskıyı artırdı
Çin Komünist Partisi (ÇKP), Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Müslümanlarına yönelik baskılarını her geçen gün daha da artırıyor.
Özellikle Ramazan ayında sistematik şekilde uygulanan yasaklar ve kısıtlamalar, bölgedeki Müslümanların Ramazan ayının huzurunu yaşamalarını engelliyor.
Ramazan ayında oruç yasakları ve baskılar
Çin yönetimi, Ramazan ayı boyunca Uygur halkına yönelik dini yasaklarını sertleştirerek, oruç tutmayı ve diğer ibadetleri adeta suç haline getirdi. Yetkililer, Müslümanları oruçlarını bozmaya zorlamak için devlet destekli gündüz yemek etkinlikleri düzenledi. Oruç tutmakta ısrar edenler ise “yeniden eğitim” adı altındaki toplama kamplarına gönderilme tehdidiyle karşı karşıya bırakıldı.
ÇKP yetkilileri açıkça zulmü savunuyor
Doğu Türkistan’daki ÇKP Genel Sekreteri Ma Zhengrui’nin Ramazan öncesinde yaptığı şu açıklama, Çin’in İslam karşıtı politikalarının bir itirafı niteliğindeydi:
Sincan’daki İslam’ın Çinlileştirilmesi gerekiyor. Bu kaçınılmaz bir eğilimdir.
Bu sözler, aslında Çin’in asimilasyon politikalarını açıkça gözler önüne seriyor. Uygurların dini kimliğini hedef alan Çin hükümeti, Ramazan ayında baskılarını artırarak, İslam’ı kendi ideolojilerine uygun şekilde ‘ılımlı’ hale getirmeye çalışıyor.
Zorunlu eğlence ve camilerde engellemeler
Çin yönetimi, Müslümanları ibadetlerinden uzaklaştırmak için Ramazan ayında kasıtlı olarak konserler, eğlence etkinlikleri ve zorunlu devlet programları düzenliyor. İnsanlar, dini ibadet yerine parti propagandasına alet edilmek isteniyor. 2024 yılında da birçok camide Ramazan Bayramı namazı yasaklanmıştı. Yalnızca yaşlılara izin verilmiş, onlar da ağır polis denetimleri altında kısıtlı şekilde ibadet etmek zorunda bırakılmıştı.
Benzer baskılar önceki yıllarda da uygulandı. 2022 yılında Kaşgar’da Uygur erkekleri, oruçlarını bitirdikten sonra cami önünde dans etmeye zorlanmış ve bu görüntüler propaganda amacıyla Çin devlet medyasında yayınlanmıştı.
ÇKP’nin asıl amacı: İslam’ı yok etmek
Çin Komünist Partisi, “İslam’ın Çinlileştirilmesi” adı altında, aslında onu tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir politika izliyor. Uygurların dini geleneklerini baskı altında tutarak, onların kimliklerini yok etmeyi hedefliyor.
Uluslararası kamuoyu, Doğu Türkistan’da yaşanan bu sistematik baskıları daha fazla görmezden gelmemeli ve Çin yönetiminin bu insan hakları ihlallerine karşı ciddi adımlar atmalıdır. Müslümanlar, en temel dini vecibelerini dahi yerine getiremiyorsa , bu sadece Uygurların değil, tüm insanlığın ortak meselesi olmalıdır.
Uygur Hareketi, Uygurlara Ramazan’ı yasaklayan Çin’e karşı harekete geçilmesini istedi
Çin işgal altında tuttuğu Doğu Türkistan’da her sene olduğu gibi bu sene de Ramazan ile ilgili her türlü ibadeti yasakladı. Doğu Türkistan’da yaşayan Müslümanlar ne oruç, ne sahur, ne teravih; hiçbir dini vecibelerini yerine getiremiyorlar. Uygur hak savunucusu Uygur Hareketi yaptığı açıklamada Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlarlara Ramazan’ı yasaklayan Çin’e karşı harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Tarihsel olarak, Uygur Müslümanlarına yönelik zulüm Ramazan ayında artmaktadır. Oruç tutmaları yasaklanmış, gözetim altında -Helal olmayan yiyecekler de dahil olmak üzere- gündüzleri yemek yemeye zorlanmış ve bunu reddettikleri için cezalandırılmışlardır. Tahminen 16.000 cami yıkıldı ya da hasar gördü, kalanlar ise barlara, kafelere ve turistik yerlere dönüştürülerek Uygurların dini kimliği silindi. Hükümet “İslam’ı Çinlileştirme” çağrısında bulunarak Uygurların seslerini sustururken, çektikleri acıları siyasi tiyatro için istismar ediyor.
Uygur Hareketi kurucusu ve Başkanı Ruşen Abbas, “Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar Ramazan ayını dua ve tefekkürle geçirirken, Uygur Müslümanları hapsediliyor, zorla çalıştırılıyor ve acımasız bir gözetim altında boğuluyor. Dini özgürlükleri ellerinden alınan Uygurların oruç tutmaları, namaz kılmaları ve hatta kendilerini Müslüman olarak tanımlamaları bile yasaklanırken, Çin rejimi onlara karşı işlediği suçları pervasızca sürdürmektedir. Bu Ramazan sessizlik bir seçenek değil. Küresel Müslüman toplumu ve tüm insan hakları savunucuları bir arada durmalı, adalet talep etmeli ve Uygur soykırımını sona erdirmek için cesur adımlar atmalıdır.” dedi.
Uygur Hareketi açıklamada, hükümetleri, insan hakları örgütlerini ve küresel Müslüman toplumunu Çin’in Uygur Müslümanlarına yönelik zulmüne karşı derhal harekete geçmeye çağırdı. Ayrıca, “Uygurlar için seslerinizi yükseltin, Uygur Müslümanlarının zorla çalıştırılmasıyla bağlantılı ürünleri boykot edin ve hükümetlerinizi Çin’i insan hakları ihlallerinden sorumlu tutmaya çağırın.” dedi.











HABERE YORUM KAT