1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Bir ağaca asılı dört saat: Bebek Ömer Al-Saqqa'nın Gazze'de hayatta kalma mücadelesi
Bir ağaca asılı dört saat: Bebek Ömer Al-Saqqa'nın Gazze'de hayatta kalma mücadelesi

Bir ağaca asılı dört saat: Bebek Ömer Al-Saqqa'nın Gazze'de hayatta kalma mücadelesi

​​​​​​​Basil bazen Ömer'e bakmakta zorlanır. O ve annesi ona ihtiyacı olan sevgi ve rahatlığı vermek için ellerinden geleni yaparlar, ancak bu asla anne ve babasının eşsiz şefkatinin yerini tutamaz.

21 Temmuz 2025 Pazartesi 02:52A+A-

Shaimaa Eid’in PC’de yayınlanan yazısını Barış HoyrazHaksöz Haber için tercüme etti.


7 Aralık 2023'te gazeteci Basil Al-Saqqa'nın ailesi insan aklının hayal edemeyeceği acı ve ıstırap dolu anlar yaşadı. Bir İsrail hava saldırısı, 33 yaşındaki kardeşi Muhannad'ın Han Yunus'un doğusundaki Al-Sika Caddesi'nde bulunan evini hiçbir uyarı yapmadan hedef aldı.

Hava saldırısı, Muhannad, eşi 27 yaşındaki Leyla Al-Şorbaji, çocukları 3 yaşındaki Muhammed ve evlerine sığınan diğer yerinden edilmiş akrabaları da dâhil olmak üzere on kişinin öldüğü ve beş kişinin yaralandığı bir katliama neden oldu.

Basil, “Zor bir gündü... Komşularımız kardeşimin evinin bombalandığını haber verdikten sonra saatlerce endişe içinde bekledik” diyor.

Basil ve annesi 5 Aralık 2023'te Han Yunus'un kuzeyindeki Hamad Kasabası'ndaki evlerinden çıkarılmıştı. Muhannad ve ailesinin bulunduğu yerden yaklaşık 12 kilometre uzaklıktaki Refah kentinde başka bir eve taşınmışlardı.

O gece bombardıman ve hava saldırıları son derece şiddetliydi ve Basil dışarı çıkıp Muhannad ve ailesine ulaşamadı.

Sivil Savunma araçları ve ambulanslar bölgeye koştu ve Muhannad'ı, karısını, en büyük oğulları Muhammed'i ve yerinden edilen diğer insanları çıkarmayı başardı. Ancak Muhannad'ın henüz iki aylık olan küçük oğlu Ömer'in yerini tespit edemediler.

Kurtarma ekipleri enkazı kazıp, cesetleri çıkarmaya çalışarak ve Ömer'i arayarak aralıksız dört saat geçirdiler. Umutlarını yitirdiklerinde, cesedinin enkaz altında kaldığını tahmin ettiler ve ailesine ölüm haberini verdiler.

“Sivil Savunma ekipleri ayrıldıktan ve iş makinelerinin gürültüsü durduktan sonra bölgeye göreceli bir sessizlik geldi ve işte o zaman bir şok yaşandı,” diye devam ediyor Basil, sesi titreyerek.

Bir komşu, bir bebeğin hafif iniltisini ve ağlamasını duymuş. Ömer patlamanın şiddetiyle savrulmuş ve bir zeytin ağacının dalında asılı kalmıştı. Yaklaşık dört saat boyunca orada asılı kaldı, çığlıkları kaos ve gürültü tarafından bastırıldı.

Komşular ambulansla ve Basil'in ailesiyle temasa geçti; hepsi de karışık duygular içindeydi: Muhannad'ın ölümünden duydukları üzüntü ve bir çocuğun katliamdan kurtulmuş olmasından duydukları sevinç.

Ömer Han Yunus'taki Nasırr Tıp Hastanesi'ne götürüldü ve burada doktorlar tarafından tam bir muayene yapıldı. Mucizevî bir şekilde hiçbir zarar görmemişti; vücudunda tek bir çizik bile yoktu.

“Saatler süren umutsuzluktan sonra bize Ömer'in bulunduğunu söyledikleri an bir mucizeden başka bir şey değildi” diyor Basil.

Basil, bazen Ömer'a bakmakta zorlanıyor. O ve annesi ona ihtiyacı olan sevgi ve rahatlığı vermek için ellerinden geleni yapıyorlar ama bu asla anne ve babasının eşsiz şefkatinin yerini tutamaz.

Şimdi, bir yıldan fazla bir süre sonra, Ömer hala amcası Basil ve büyükannesiyle birlikte, Hamad Kuleleri bölgesindeki evleri de İsrail güçleri tarafından yıkıldıktan sonra Han Yunus'un Mevasi bölgesinde bir çadırda yaşıyor.

Ölümü kucaklayan ve hayatta kalan bebek Ömer Al-Saqqa sadece hayatta kalan biri değil, asla silinemeyecek bir suçun tanığı. Enkaz altındaki ilk çığlığından bugünkü sessiz direncine kadar Gazze, acıları ne kadar derin olursa olsun kırılamayan bir halkın hikâyesini barındırıyor.

Ömer'in hayatını sonsuza dek değiştiren o gecenin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen yankıları, hikâyesini dinleyen ve detaylarını yaşayan herkesin hafızasına kazınmaya devam ediyor. Enkazdan tek bir yara bile almadan çıkan Ömer, gözlerinde yaşananların dehşetine dair sessiz bir tanıklık taşıyor. Her ağladığında büyükannesi, “Belki de annesini arıyordur... bir zamanlar onu kucaklayan ve sonra kaybolan bir göğsün sıcaklığını.” diyor.

Ağlamaları artık sadece açlık ya da soğukla ilgili değil - tüm ailesi kendisinden sonsuza dek koparıldığında henüz iki aylık bile olmayan bir çocuğun hafızasında hala kükreyen bir patlamanın kalıcı yankısı.

 

* Shaimaa Eid, Gazze'de yaşayan bir yazardır.

HABERE YORUM KAT