1. YAZARLAR

  2. Bejan Matur

  3. Başbakan Ceylan'a ne zaman gidecek?
Bejan Matur

Bejan Matur

Yazarın Tüm Yazıları >

Başbakan Ceylan'a ne zaman gidecek?

29 Eylül 2010 Çarşamba 05:21A+A-

Bazen bir olay, bir ülkenin şah damarı olur. Yaşanan bir kayıp, hakikatli bir ayna gibi toplumun kusurlarını yansıtır. Kapatmaya çalışsanız da makyajınız yüzünüzden akar. Ceylan'ın ölümü tam olarak böyle.Sene-i devriyesinde yazmakla kendi adıma da esef duyduğum Türkiye'nin büyük utancı.

Liceli küçük çoban kızın ölümünün üzerinden tam bir yıl geçmiş. Kocaman gözleri kapanmayalı bir sene olmuş. Günler, geceler bizim için ışık hızında akarken annesi ve acılı ailesi, Ceylan için tecelli edecek adaletin ağır saatini yaşıyor. Devletten bekledikleri tazminat değil, kimin yaptığının bulunmasını istiyorlar. Failler ortaya çıksa rahat bir uyku uyuyacaklar.

Davada şu ana kadar alınmış bir mesafe yok. Mevcut rapor ve mahkeme kayıtlarında hâlâ 'fail yok' yazıyor!

Fail yok! Faili meçhul bile değil...

İşte o 'yok failin' varlığı bu ülkenin şah damarı. Vicdanlar kararacaksa oradan kararacak. Belki çoktan karardı da bizler kabullenmek istemiyoruz. Hâlâ ümitli oluşumuz, çırpınmamız boşuna belki de.

Faili gaipte olan, izi sürülmeyen bir bomba silahının namlusu Ceylan'a yönelirken hepimiz uyuyorduk. Acı olan, o küçük kız bir bomba silahıyla parçalandıktan sonra da uyanmadık. Aydınlarımız seslerini yükselttiler evet, vicdan sahibi insanlar ses verdiler. Ama siyaset sınıfta kaldı! Askerin suskunluğu ise utanç verici.

Olay mahallinde yerleşik ve seyyar halde dolaşan askerlerden hâlâ tatmin edici bir açıklama alınmış değil. Yakındaki bir tabur ve iki karakolun sorumluları hesap vermiş değiller. Asker hâlâ cm hesabı yapıyor; o mesafeden bomba mermisi hedefini vurabilir miymiş, mayın olabilir miymiş, Ceylan'ın elindeki tahra asıl suç aleti olabilir miymiş?

Tıpkı Ceylan'ın parçalandığı gün kızının, artık olmayan gövdesini kucaklayan annesinin hayretiyle sorayım: Ceylan'ı hangi yönden gelen kurşun öldürdü? O yön neresi?

Bir ülkede yaşıyorken, o ülkenin bir dağ başında, yoksul bir mezrasında koyunlarını otlatan, ağaçlarla, böceklerle konuşan bir çocuğun doğadaki masumiyetini hedef alan kim? O hedef nasıl oluşur? Hangi saik, hangi öfke ve cinnetle?

Bir toplumda yaşatılan acılara, ideolojik ayrılıktan çok, psikoloji yön veriyorsa o toplumdan korkmak gerekir. Ceylan konusu bu yanıyla diğerlerinden ayrışıyor.

Ortada sadece küçük bir çocuğun vahşice parçalanması yok çünkü. Toplumsal bir uyarı var. Cinneti yansıtan bir tablo var.

O cinnet karşısında bu kadar sessiz kalınması, sorumlu makamlardakilerin suskunluğu ise başlı başına bir uyarı alarmı;

Hadi askerden ümit yok, siyasiler neden yeterince güçlü ses veremiyor? Mesela Başbakan Erdoğan, İçişleri bakanını göndereceğine, Ceylan'ın ailesini kendisi ziyaret edemez miydi? Merhameti ile bildiğimiz Emine Erdoğan, Ceylan'ın annesinin elini tutup bir rahmet duası okuyamaz mıydı? 7 yaşından öldüğü güne kadar, Kur'an okuyan, namaz kılan küçük Ceylan bir hayır duasını hak etmemiş olamaz değil mi?

Avukatı, Milliyet'ten Devrim Sevimay'a verdiği röportajda, artık çocuk otopsilerine gidemediğini söylüyor. Büyüklerin otopsileri de zormuş ama ölü çocukların yüzünde 'neden' diyen bir ifade oluyormuş hep.

'Neden' diye soran çocukların gözleri bu ülkenin göğüne dikilmişken, sivilleşme, demokratikleşme, ekonomik büyüme ne boyutta olursa olsun başınız dik kalamaz. Başbakan hemen her fırsatta güçlü bir ülkeden, güçlü bir Türkiye'den söz ediyor. Ve canla başla bunun uğraşını veriyor. Ama o gücün içine vicdanı lekeleyen Ceylan'ın ölümü gibi karanlık olaylar sıçrarsa, dünyada yüzüne bakılır bir ülke yaratmazsınız.

Gazze'deki çocukları plajda öldüren İsrail ordusuna haklı olarak kükreyen Başbakan, Ceylan'ın ölümüne de kükreyebilmeliydi. YAŞ toplantısında askerlere meydan okuyan Başbakan, Ceylan için de askerlerden hesap sorabilmeliydi. Ceylan'ın ölümü en az Gazze'deki kadar zulüm ve cinnet içeriyor çünkü.

Bu konuda dün ve önceki gün Milliyet gazetesinde başarılı bir gazetecilik örneği veren Devrim Sevimay'ı kutluyorum. O haberi herkesten önce, sorumlu makamdakiler okumalı. Ceylan'ın açık gözlerinin hakkı var çünkü.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT