1. HABERLER

  2. HABER

  3. HUKUK

  4. AYM'den Tartışılacak Karar: Hakaret Suçu mu, İfade Özgürlüğü mü?
AYM'den Tartışılacak Karar: Hakaret Suçu mu, İfade Özgürlüğü mü?

AYM'den Tartışılacak Karar: Hakaret Suçu mu, İfade Özgürlüğü mü?

Anayasa Mahkemesi, Edirne’de ÖDP binasında “Katil, hırsız AKP” yazılı pankartı açan, dönemin Başbakanı ve AK Parti’ye hakaret eden ÖDP’lilerle ilgili yedi yıl sonra verdiği kararda ‘ifade özgürlüğü’ dedi!

27 Mart 2020 Cuma 13:42A+A-

Sabah gazetesinde yer verilen Damla Kaya imzalı haber şöyle:

Edirne'deki eski adı Özgürlük ve Dayanışma Partisi olan Sol Parti'nin binasında "Katil, hırsız AKP" yazılı pankart açılmış, AK Parti'nin yerel seçimlerden dolayı 19 Mart 2014 tarihinde Edirne'de mitingi olduğu için de Çevik Polis güvenliği sağlamak için müdahale etmiş, pankartı açanlar gözaltına alınmıştı.

Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 4 Nisan 2014 tarihinde ÖDP'lilere kamu davası açıldı. Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi, pankartı açanlara 2 Ekim 2014 tarihinde tüm suçlamalardan beraat kararı verdi, ayrıca pankartın iade edilmesine hükmedildi. Karar ise temyiz edilmeden kesinleşti.

ÖDP'liler şüpheli kapsamında ifade verdiklerinde görevli polis memurlarından da şikâyetçi oldu. Cumhuriyet Başsavcılığı, şikâyetçi ÖDP'lilerin başvurusu hakkında yürüttüğü soruşturmada düzenlediği iddianameye ek bir kararla kavuşturmaya yer olmadığına hükmetti. Edirne Sulh Ceza Hâkimliği ÖDP'lilerin bu karara itirazlarını 15 Ağustos 2014 tarihinde ret etti. Hakimliğin kararından 9 Ekim 2014 tarihinde ÖDP'li şikâyetçilere tebliğ edildi.

AYM, "İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ" DEDİ

ÖDP'liler bu karar tebliğ edildikten sonra 10 Ekim 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel olarak başvuruda bulundu. AK Parti'ye ve dönemin Başbakanı'na hakaret eden ÖDP'lilerin yedi yıl önceki başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi yedi yıl sonra skandal bir karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, skandal bir kararla "katil" ve "hırsız" ifadesini ifade özgürlüğü kapsamında kabul etti.

MAHKEMEYE GÖRE BAŞVURUYA KONU PANKART İLE AK PARTİ TOPLANTISININ HUZUR VE SÜKûNU BOZULMADIĞI BELİRTİLDİ

Anayasa Mahkemesi'nin değerlendirmesinde başvurucu olarak tabir ettiği ÖDP'lilerin, Başvurucular, güvenlik güçlerinin darp ve hakaretine maruz kaldıklarını belirttikleri, kötü muamele yasağının, pankartın içeriğinin suç oluşturmadığını kaydettiği ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğinin ileri sürülerek başvuru yapıldığı açıklandı. Anayasa Mahkemesi, "İnsan Haysiyetiyle Bağdaşmayan Muamele İddiası Yönünden" başlıklı bölümde, Anayasa'nın 17. Maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine karar verildiği belirtildi. Anayasa Mahkemesi, "Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı" başlıklı bölümde kolluk güçlerinin ÖDP'lilere müdahalesiyle ilgili, ilk derece mahkemesinin pankartta AK Parti'ye yönelik olarak sarf edilen "Katil, Hırsız AKP" ifadelerini tahrik edici bulmadığı, mahkemeye göre başvuruya konu pankart ile AK Parti toplantısının huzur ve sükûnu bozulmadığı belirtildi.

Anayasa Mahkemesi'nden 22 üyeden 6 üyenin karşı oy kullandığı gerekçeli kararda "İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamadığı, orantılı bulunmadığı ve neticede demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir" denildi.

Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararındaki bazı bölümler dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi, başvuru konusu olayların meydana gelmesinin esas nedeni olan pankartta, iktidarda bulunan AK Parti'ye yönelik değer yargısı niteliğinde iki sert ifadenin yer aldığının görüldüğünü, demokratik rejimlerde yolsuzluk iddialarına kadar bir dizi rahatsızlıklarını yüksek sesle dillendirmelerinin doğal olduğu iddia edildi.

KATİL İFADESİ DE ÖZGÜRLÜKMÜŞ!

Kararda, Katil' ifadesinin ifade özgürlüğü olduğunun vurgulanması da dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi, ÖDP'lilerin "Katil AKP" ifadesi için "PKK, olayların meydana geldiği tarihte ve hâlen, ülke için öncelikli bir güvenlik eksenli terörle mücadele politikasını eleştirmekte, bilhassa sert güvenlik önlemlerine başvurulmasını tartışmaya açmaktadır. Güvenlik merkezli olmayan yöntemlerin benimsenmesini savunanlar devletin ve doğal olarak devlet iktidarını kullanan iktidar partisinin terörle mücadele sırasında meydana gelen ölümlerden sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Bu anlamda iktidarda bulunan partiye "katil" denmesi mevcut güvenlik politikalarından memnuniyetsizliğin en sert biçimde ifadesi olarak anlaşılmalıdır" diyerek hayret verici bir yorum yaptı.

2014'TE PKK İLE NASIL MÜCADELE EDİLDİ?

Kararda, 'Bununla birlikte devletin terörle mücadele politikalarının eleştirilmesi ile terör örgütünün faaliyetlerinin desteklenmesi ve meşru gösterilmesi arasındaki ince çizgi her zaman gözetilmelidir. Somut olayın koşullarında 'katil' ifadesinin PKK terör örgütünün şiddet eylemlerinin haklılığını ortaya koymak amacıyla sarf edildiğine dair bir veri bulunamamıştır" denilerek o dönem terörle mücadelede neler yaşandığını gözden kaçırılıp karar verdiği şüphesi uyandırıldı.

ŞEREF VE İTİBARA SALDIRI

Karşı oy kullanan üyeler, olayda kamu düzeninin tehlikeye düşme olasılığının yüksek olduğunu belirtti. "Katil" ve "hırsız" ifadelerinin soyut bir değer yargısı olmadığını, "tahkir" ve "tezyif" niteliğinde olduğunu belirten üyeler, siyasi partilerin de şeref ve itibar haklarının korunması gerektiğini belirttiler.

 

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum