1. YAZARLAR

  2. Mehmet Kamış

  3. Apo'yu değerlendirmek...
Mehmet Kamış

Mehmet Kamış

Yazarın Tüm Yazıları >

Apo'yu değerlendirmek...

04 Eylül 2010 Cumartesi 00:57A+A-

Evet, tam da bunu diyorduk işte. PKK ile derin bürokrasinin hayasızca bir ilişkide olduğunu söyleye söyleye dilimizde tüy bitmişti. Öylesine açık, öylesine ayan beyan ortada olan bu sözler, PKK'nın da derin bürokrasinin de bütün ipliğini pazara çıkartıyor.

Yıllardır Türkiye'de birtakım güç merkezleri terörün bitmesine müsaade etmiyor. PKK-Ergenekon ilişkisi defalarca suçüstü yapılmış, defalarca ifşa edilmiş bir ilişki olduğu için Yargıtay üyesi Hamdi Yaver Aktan'ın ve Fatih Arkan'ın internete düşen konuşmalarını dinlerken çok da şaşırmıyor insan.

Çünkü bu oyun o kadar aleni ve o kadar göstere göstere oynanıyor ki, kör olmak bile arkadaki oyunu görmeyi engelleyemiyor. Türkiye'de sözüm ona adalet dağıtan bir kurumun üyesinin, bir yüksek yargıcın kullandığı o cümleyi derin bürokrasi, derin devlet o kadar çok kullandı ki, her sıkıştığı zaman söyledi: "Abdullah Öcalan'a çok ihtiyaç var şimdi."

Abdullah Öcalan'a nasıl çok ihtiyaç duyar bu ülkenin bürokratları? Abdullah Öcalan ne yapacak? Silahları tekrar yerinden çıkaracak ve ortalığı kan gölüne döndürecek. Nitekim referandum sürecine girdiğimiz mayıs sonunda bunu yaptı ve bir bahane bularak silahları tekrar çıkardı. Sonra çocuklarımız tekrar toprağa düşmeye başladı.

Çocuklarımız toprağa düştükçe, bunlar Kürt düşmanlığını daha çok tahrik ettiler. Bu etnik tahrik sayesinde vatan-millet edebiyatını en çok yapanlar büyük prim elde etmiş oldu. Çocuklarımızın hükümetin açılım politikaları nedeniyle öldüğü söylendi. Bu referandumun açılımın devamı olduğu ve eğer buna 'evet' denilirse ülkenin bölüneceği propagandası pompalandı durdu.

Ne büyük bir suçüstü bu! Çocuklarımızın katilleri gerçekten kimler acaba? Aktütün'de, Dağlıca'da, Şemdinli'de, Reşadiye'de, Hantepe'de, Çeliktepe'de yapılan suçüstü gibi belki çok daha büyük bir suçüstü bu. PKK'yı yardıma çağıran, yüksek yargı mensupları... Erzurum'daki Ergenekon davasının bütün yargı teamüllerini allak bullak ederek Yargıtay'a alan ve sanıkların tahliyesini gerçekleştiren bu isimler, aynı zamanda da çocuklarımızın katillerini referandum için yardıma çağırıyor.

Yakın vakte kadar bu ülkenin bütün düzeneği çözümsüzlüğe endeksliydi. Olaylar ne kadar çözümsüz kalırsa Türkiye'nin dünyaya açılması o kadar engellenmiş olunurdu. Bunun için mesela Kıbrıs konusu çözümsüz, Ermeni meselesi çözümsüzdü. Bütün bunlar birer ikişer ellerinden gidiyor. Şimdi ellerinde sadece Kürt meselesinin çözümsüzlüğü kaldı. Bu konuyla ilgili kim ne zaman adım atmaya niyetlense PKK ortaya çıkıyor ve her şeyi karmakarışık hale getiriyor.

Son bir yılda ortaya çıkan gerçekler de iyice gösteriyor ki, PKK ile devletin yetkilerini kullanan derin bir çetenin çok derin ilişkileri var. Referandum sürecinde PKK'nın nasıl işe yaradığını görmek için Hamdi Yaver Aktan'ın sözlerini duymaya gerek yok. Öylesine tezgahın içinde olduğu ortada ki... Bu başka bir mesele ancak yazık ki bir yüksek yargı mensubunun ağzından çıkan böylesine korkunç sözlerin deşifre olmasına rağmen, hâlâ kıyamet kopmuyor. Şehit anaları, şehit babaları, yıllardır bu ülkede ciğeri yananlar, evlat acısı yaşayanlar bunun hesabını sormuyor veya soramıyor.

Böylesine bir yargı mensubu hâlâ istifa etmedi ve görevinin başında duruyor. Yazık, bu ülkeye çok yazık!

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT