1. HABERLER

  2. HABER

  3. 'Anayasadan Sapmadık Bundan Sonra Da Sapmayız'
'Anayasadan Sapmadık Bundan Sonra Da Sapmayız'

'Anayasadan Sapmadık Bundan Sonra Da Sapmayız'

Başbakan Davutoğlu, "7 Haziran'dan beri anayasadan sapmadık, bundan sonra da sapmayız. Ümit ederim temsil kabiliyeti yüksek bir meclis oluşturmak için seçimlere gideriz" dedi.

23 Ağustos 2015 Pazar 18:49A+A-

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Merkezi ve davet üzerine, aynı binada bulunan Medya İhtisas Gazetecileri Federasyonu'nu ziyaret etti. 

Ziyaretlerin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Davutoğlu, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir'e, yaklaşık iki hafta önce uğradığı silahlı saldırı nedeniyle "geçmiş olsun" dileğini iletti ve görüşmede hem sorunların hem de beklentilerin ele alındığını söyledi.

Anadolu'nun 12 ve 13'üncü yüzyıldan bu yana insan onuruna dayalı Anadolu felsefesi anlamında köklü bir geleneğe sahip olduğunu, bugün sürdürülen geleneğin gelecekte de ilelebet yaşatılacağını kaydeden Davutoğlu, Alevi toplumunun temsilcileriyle yaptığı görüşmelerin, son dönemde özellikle Türkiye'deki birliği ve kardeşliği hedef alan, Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi ayrımlarla bu topraklardaki kardeşlik hamuruna zarar vermeye çalışan bütün faaliyetlere, şiddete ve teröre karşı omuz omuza vermenin güzel bir sembolünü oluşturduğunu dile getirdi.

Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Demir'e yönelik saldırıyla ilgili olarak, "Bu saldırıların şahsen kendilerine değil, Türkiye'deki barışa, huzura dönük olduğunu da ifade etmek istiyorum. Kim, ne niyetle hangi vatandaşımıza saldırırsa saldırsın, saldırgan kamu düzenine, bu topraklardaki kardeşlik hamuruna saldırmış demektir" diyen Başbakan Davutoğlu, hükümet olarak bu saldırıların karşısında en etkin tedbiri aldıklarını, almaya devam edeceklerini, bu kardeşliği ilelebet "eşit vatandaşlık" ilkeleri çerçevesinde sürdüreceklerini söyledi. 

Bütün Alevi vatandaşlara "geçmiş olsun" dileğini ileten Davutoğlu, Sünni, Alevi bütün vatandaşları bu saldırılar karşısında omuz omuza olmaya çağırdı. 

Ziyaret dolayısıyla Medya İhtisas Gazetecileri Federasyonu yetkilileri ile de görüşme fırsatı bulduğunu aktaran Başbakan Davutoğlu, basının her zaman Türkiye'de fikir ve düşünce özgürlüğünün temel omurgası olduğuna dikkati çekti.

"Her şeyin siyasi meşruiyet çizgisinde olması önemli"

Başbakan Davutoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

Hükümet kurulması için öngörülen 45 günlük sürenin bugün sona ereceği, seçimlerin yenilenmesi kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra 5 gün içinde Geçici Bakanlar Kurulu'nun oluşturulması gerektiği hatırlatılan ve bu konudaki değerlendirmesi sorulan Davutoğlu, Türkiye'nin demokrasi tarihinde ilk kez böyle bir durumla karşı karşıya kalındığını kaydetti.

7 Haziran seçimlerinin çarpıcı bir tablo ortaya koyduğunu, AK Parti olarak az bir marjla tek parti iktidarını kaçırdıklarını ifade eden Davutoğlu, "Parlamentoya da, 2002'den bu yana ilk defa dört parti girmiş oldu. Çok hassas bir siyasi denge oluştu. Geçmişte de koalisyon hükümetleri oldu ama orada daha parçalanmış bir tablo vardı, 90'lı yıllarda. Koalisyonun kendi içinde başka bir mantığı, dokusu vardı. Uzun zamandır Türkiye'de koalisyon tecrübesinin olmamış olmasından da kaynaklanan belli bir intibak dönemi oldu" diye konuştu. 

Toplum ve partiler olarak, iki ayı geçen bu süre içinde, olgun bir şekilde yeni şartlara intibak etmek için çalışıldığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herşeyin siyasi meşruiyet çizgisinde olması önemli. Anayasa, yasalar ne diyorsa, bugünkü siyasi sistemimiz neyi öngörüyorsa onun yapılması önemli. Küçük siyasi hesaplar, menfaatler için anayasal çerçevelerden kopulduğu, ayrıldığı zaman hep beraber zarar görürüz. Şimdi bunu gururla ifade etmek isterim, AK Parti olarak da bütün siyasi kadrolar olarak da 7 Haziran'dan bu yana bu anayasal çizgiyi, çerçeveyi uygulamak için büyük çaba sarf ettik ve buradan sapmaya izin vermedik."

"Kimse, 'Türkiye'de bir olağanüstülük var' kanaati oluşturmaya kalkmasın"

Hükümet kurma sürecinin Anayasa'da belirtilen çerçevede yürütüldüğünü anımsatan Davutoğlu, "Partiler arasında koalisyon görüşmeleri yürütüldü. Bir kez daha CHP heyetine, bizim heyetimizle birlikte yoğun çabalar dolayısıyla teşekkür ediyorum. Sonunda bir koalisyon oluşmamış olması tabi bir kayıptır ama kendisi bu sürecin başlı başına bir kazanımıdır" dedi. 

Başbakan Davutoğlu, MHP ile de görüşme yaptığını ancak bir koalisyon imkanı olmayınca görevi iade ettiğini hatırlatarak, "Şimdi Anayasa'nın yine aynı çizgide, bakınız hiçbir sapma yok. Kimse, 'Türkiye'de bir olağanüstülük var' kanaati oluşturmaya kalkmasın. Ben bir vesileyle söyledim, olağandışı bir görünüm verilmek istenen her aşamada son derece olağan, sakin davranmak lazım ve yasal, anayasal çerçeveleri uygulamak lazım" diye konuştu.

"Hiçbir yerde 'Parti grubuna teklif götürülür' diye bir şey yok"

Anayasa'ya göre, 23 Ağustos'ta bir hükümet kurulamaması halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçim kararı alabileceğini kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bu Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Bu takdir çerçevesinde görev bana tevdi edilmesi halinde, yine anayasa ne diyorsa onu yapacağım. Anayasa'nın 114 ve 116'ncı maddelerinin uygulaması açıktır. Denir ki 'Görevlendirilen başbakan adayı, Meclis Başkanı'ndan oranlara göre bakanların sayılarını aldıktan sonra görevlendirme yapar ve kişisel olarak teklif eder'. Orada hiçbir yerde 'Parti grubuna teklif götürülür' diye bir şey yok. Tek tek, o sayılar esas teşkil ederek, teklif de bulunur. Kişiler bu teklifi kabul eder ya da etmez. Etmemesi halinde, yerine tarafsız, bağımsız kişilerden atama yapılır yani AK Parti'den yapılmayacak bu atama. 

"Keşke siyasi partiler olarak buna bir çözüm bulabilmiş olsaydık"

Davutoğlu, 20 Ağustos'ta son bir teklifte bulunduğunu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir araya gelip erken seçim ve hükümet kararı almayı istediğini dile getirerek, "Bu olmuş olsaydı çok daha iyiydi. Keşke Cumhurbaşkanımız, böyle bir karar vermek zorunda kalmamış olsaydı. Keşke biz siyasi partiler olarak buna bir çözüm bulabilmiş olsaydık. Ben kalben mutmain olarak elimden gelen herşeyi yaptığıma inanıyorum" ifadelerini kullandı. 

Başbakan Davutoğlu, "Son ana kadar CHP, Cumhurbaşkanından yetki bekledi ve bu yetki verilmedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Sayın Kılıçdaroğlu'na görevin verilip verilmemesi hususu ise Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Bana verilen görev bir hükümet kurmaktı, elimden geleni yaptım ve hiç vakit kaybetmeden de Cumhurbaşkanımıza görevi iade ettim. Ondan sonrası, Sayın Cumhurbaşkanımızın, diğer parti liderlerinin hükümet kurup kurmama imkanlarına göre yapacağı bir değerlendirmedir. Tabii bizim görüşmeler başlamadan önce bazı imkanlar da tüketildiği için, AK Parti dışındaki formüllerle ilgili imkanlar, bu değerlendirmeler yapılmış olabilir. Bana düşen görev, elimden geleni yapmak, netice alınmadığı anda da Cumhurbaşkanımıza iade etmekti. Bunu yaptım."

"(3 dönem kuralıyla ilgili) Çalışma talimatı verdim"

Davutoğlu, partisinin "üç dönem kuralıyla ilgili" soru üzerine de şöyle konuştu:

"Üç dönem kuralı, AK Parti’nin, Sayın Cumhurbaşkanımızın Genel Başkanlığı döneminden ve ilk daha kuruluşundan itibaren öne çıkardığı önemli bir ilke. Bu ilkenin temel felsefesi siyasette kan değişimine imkan sağlamak ve statik bir yapıya AK Parti’nin dönüşmesini engellemekti. Felsefi yaklaşım itibarıyla doğru bir ilke olduğunu hep kabullendik ama bu sefer özel durum hasıl oldu. Çok kısa sürede 4 ayda bir dönem bitmiş oldu. Bunu dönem olarak saymak, bazı arkadaşların tam da siyasete girmiş ve tecrübe edinmiş iki dönemde tecrübe edinmiş arkadaşlarımızın birikimlerini kullanmak bakımından zorluklar doğurur. Dönem olarak saymamak da bu sefer üç dönemi doldurmuş olan arkadaşların hakları bakımından yanlışlık olur"

“Sistem ne diyorsa o olacak”

 Bir gazetecinin, “CHP ve MHP’ye de sayın milletvekillerine bağımsız bakanlık teklifinde bulunacak mısınız” sorusuna da Davutoğlu, şu yanıtı verdi:

“Tabi. Yani çünkü yine ben Anayasa’nın ruhuna bakarım. Hani herkes Anayasa’ya uyulması çağrısında bulunuyor, özellikle Cumhurbaşkanımıza, bu çağrılar yapılıyor. Anayasa şunu söylemiyor, ‘bu konuda gruplar karar alır, milletvekili adayları bildirilir, partiler karar alır’ demiyor. Anayasa, ‘Meclis Başkanı sayıları bildirir, görevlendirilen Başbakan o sayılara göre teklifte bulunur, kişiler kabul veya reddeder.’ Hal böyleyken, bütün partilerin iç disiplinlerine saygı duyarım, onların iç işlerine de karışmam. Ben de Genel Başkanım. Kimse AK Parti’nin içişlerine karışmaz, aynı şekilde ben de iç ilişkilerine müdahale etmem ama Anayasa bunu söylüyorsa, Anayasa her şeyden üstündür. Hepimiz var olan sistemi savunduğumuzu iddia ediyoruz"

"Memurlarımızın özlük hakları bağlamında iyileştirmeler gerçekleştirildi"

Başbakan Davutoğlu, kamu görevlilerinin 2016-2017 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirlendiği toplu sözleşmeye ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de şunları söyledi:

“Her şeyden önce bu varılan mutabakatın hayırlı olmasını diliyorum. Bu mutabakatın detaylarına bakıldığında, memurlarımızın özlük hakları bağlamında çok önemli iyileştirmeler gerçekleştirildiği görülür. Gelen talepler, değerli Bakanımız Sayın Faruk Çelik ve ekibi tarafından da hem müzakere edildi hem evvelsi gece geç vakte kadar birlikte bir çalışma da yaptık. Ekonomiyle ilgili bakanlarımızla birlikte şu anda gelecek sene için öngörülen yüzde 6, artı yüzde 5 zam, enflasyonun çok üzerinde bir şeyi yansıtır. Hatırlarsanız, ayda 100 lira seyyanen zam bin 100 liranın altındaki emeklilere sağlanmıştı. Bu yıl da bin 200 lira civarında takriben 1,5 maaşa tekabül ediyordu, daha önce verdiğimiz emeklilerimiz için şimdi bunu memur emeklilerimize de sağlamak suretiyle emeklilerimizin büyük çoğunluğuna bu imkanı sağlamış oluyoruz.”

AA

HABERE YORUM KAT