1. YAZARLAR

  2. Mehmet Kamış

  3. Amigolar hakem olunca...
Mehmet Kamış

Mehmet Kamış

Yazarın Tüm Yazıları >

Amigolar hakem olunca...

17 Ocak 2009 Cumartesi 01:39A+A-

Demokratik ülkelerin en temel haklarından biridir örgütlenebilme özgürlüğü. Ancak bu örgütlenme bütün meslekleri kapsar mı bilemiyorum. Bazı meslekler vardır ki taraf olmak o mesleği sürdürebilmenizi engeller.

Mesela Süper Lig'de görev yapan bir hakem Fenerbahçe sevenler derneğine üye olabilir mi? Ya da Ultraslanlar grubunun bir üyesi futbol kurallarını çok iyi de bilse maç yönetebilir mi? Yargı da böyle bir meslektir. Adalet dağıtıcıları dernekleşemez, örgütlenemez.

Bugün Türkiye'de hâkimler, yargıçlar ve savcıların kurduğu YARSAV adında bir dernek var. Başkanı da bir siyasi parti başkanı gibi basının karşısına çıkıp her konuda beyanat veriyor. İhsas-ı rey yapıyor. Biz yüksek yargının karardan önce ihsas-ı rey yapmasına Yekta Güngör Özden'den alışıktık. Ancak Yekta Bey basının önüne çıkar, o çok tartışılan düşüncelerini, kararlarını açıklamadan önce kamuoyuyla paylaşmayı severdi, o kadar. Ancak YARSAV Başkanı'nın kendinden öncekilerine rahmet okutacak bir üslubu var. Konuşurken öylesine agresif, öylesine taraf ki, yargı mensubu mu yoksa bir ideolojinin militanı mı karıştırıyorsunuz. Doğal olarak 'Böyle bir yargıç ya da savcı adaletin yerine getirilmesine yardımcı olabilir mi?' diye sormadan edemiyor insan.

Hele Ankara'da bir başka savcı Sabih Kanadoğlu'nun evinde hazırlık soruşturması yaparken, YARSAV Başkanı'nın televizyonlara çıkıp meslektaşının yaptığı işi ağır dille hem de medya önünde eleştirmesinin hukukta nasıl bir yeri vardır bilemiyorum. Böyle bir başkan tarafından yönetilen YARSAV'a üye savcı ve yargıçların nasıl adalet dağıtmasını bekleyebiliriz ki? Bir ülkenin, bir hukuk devleti haline gelmesi elbette ki adil ve hakperest yargıç ve savcılar yoluyla olur. Amigolardan tarafsız bir hakem olmasını beklemeyeceğimiz gibi bir ideolojiyi militan gibi benimseyenlerden de adalet dağıtan hakim olmasını beklemek mümkün değildir.

Bir süre önce Anka ajansı bir haber geçti. Habere göre Yargıtay cumhuriyet savcılığında görev değişimi olmuş, ajans da kimin nereye geldiğini açık açık yazmıştı. Bu değişime göre AK Parti'yi YARSAV başkan yardımcısı izleyecekti. Adalet Bakanı'nın ifadesiyle söyleyecek olursak, bundan böyle, Yargıç ve Savcılar Partisi'nin genel başkan yardımcısı, iktidardaki partiyi izleyecekti. Bu durum yargıdaki siyasallaşmayı göstermesi bakımından iyi bir örnek değil mi sizce?

Başsavcılık Yargıtay'da görev değişikliği haberimize fena halde bozulmuş. Savcılığa göre bu haber hedef gösterme. Yani YARSAV Başkan Yardımcısı basın toplantısına çıkıyor, Ergenekon davasında açıktan tavır alıyor, Eminağaoğlu 'Bu soruşturmayı nasıl yaparsınız?' diye bas bas bağırırken arkasında duruyor ve bu problem olmuyor, hedef haline gelmiyor, savcı olarak görevinin değiştirilmesinin yazılması hedef haline getirmek oluyor, öyle mi?

Başlangıçta meslek problemlerinin çözümü için kurulduğu iddia edilen dernek, Genel Başkan'ı tarafından siyasal bir aktör haline getirildi. Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen birçok belge, YARSAV'ın AK Parti'nin kapatma davasında nasıl etkili olduğunu göstermesi açısından çok önemli. İşte siyasallaşma dediğimiz durum da budur. Meslek sorunlarının çözümü için kurulduğu iddia edilen dernek, Eminağaoğlu tarafından siyasal bir aktör haline getirilmiştir. Öyle bir siyasal aktör ki konuşurken siyasi parti gibi, kendini savunurken de bir yargı mensubu gibi davranıyor. Başsavcılık, dünkü sert açıklamasının sonuna ''Yasal yollardan gereği yapılacaktır.'' diye bir not düşmüş. İnsan merak ediyor, açılacak davaya da YARSAV üyesi bir hakim mi bakacak?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT