1. YAZARLAR

  2. Bejan Matur

  3. Açılım, denklemi değiştiriyor
Bejan Matur

Bejan Matur

Yazarın Tüm Yazıları >

Açılım, denklemi değiştiriyor

23 Eylül 2009 Çarşamba 18:11A+A-

Türkiye'de her zaman, devletin görünen ajandasının dışında bir gizli ajandasının olduğuna inanılır.

Kürt sorununun çözümünü samimiyetle isteyen çoğu kimsenin kafası karışık. Bu karışıklığın nedeni, devletin, gizli ajandasını görünür kılmasıdır. Bizzat Başbakan tarafından yapılan açıklamaların dışında, Bülent Arınç, Ömer Çelik gibi yetkililer de yol haritasının ipuçlarını veriyorlar. Yol haritasını detaylarıyla tartışmaya açanlardan biri de Başbakan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan.

Akdoğan, "Asker sürecin ne başında, ne dışında" başlıklı yazısında (Açık Görüş, 20.09.2009) Açılım tartışmalarında DTP'nin ve PKK'nın aldığı pozisyonları tartışıyor. Açılım sürecinin hassasiyetlerini ifade eden Akdoğan'a göre; DTP, PKK'yı meşrulaştırma çabasından vazgeçmeli, Kürt sorununu öncelikli gündemi olarak kabul eden bir siyasi parti olarak sürece destek vermeli.

Akdoğan yazısında PKK ve DTP'ye öneriler sunuyor. PKK'nın acilen atması gereken adımları kısaca şöyle sıralıyor;

1. Silahlı unsurları Türkiye dışına çekmeli. 2. Her türlü saldırıya son vermeli. 3. Silahları tamamen bırakmalı.

Aynı yazıda DTP'ye yönelik öneriler de var; 1. PKK ile bağlantısını bitirmeli. 2. Hukuki meşruiyetini sorgulatacak hamlelerden uzak durmalı. 3. Yedek bir oyuncu olarak değil, bir siyasi parti gibi davranmalı. 4. Sertlikten uzak durmalı. 5. Bu süreci PKK'yı meşrulaştırma değil, kendi politikasını oluşturma süreci olarak görmeli.

Akdoğan'ın DTP ve PKK'ya yönelik önerileri, PKK'ya yakınlığı ile bilinen haber sitelerinde ilk kez küçümseyici yorumlar eklenmeden yayımlandı. 1984'ten bu güne şiddet dışında, psikolojik yöntemler de bir propaganda aracı olarak kullanılmıştı. AKP'nin iktidarında yeni bir konuşmanın başlamış olması önemli bir gelişmedir. Nihayet 'ölmek ve öldürmek' edebiyatı yerini 'konuşma ve dinlemeye' bırakıyor.

Akdoğan'ın yazısını genel bir çerçeve olarak kabul edersek, şu soruyu sormak gerekiyor; öneriler pratik ve uygulanabilir mi?

PKK'nın demeçlerinden, mevcut denklemde kendisinin hesaba katılmadığını gördüğünü düşünüyorum. Bu durumda belirleyici olacak olan DTP'nin tavrıdır. DTP ne yapacak? Daha doğrusu PKK, DTP'nin güç kazanmasına müsaade edecek mi?

Yurtdışındaki mevcut hava, PKK'nın da 'açılım' sürecini ciddiye aldığı ve öneriler geliştirdiğini gösteriyor. Avrupa'daki bazı PKK'lılara göre, KCK operasyonları yapılmamış olsaydı, süreç daha sağlıklı ilerleyebilirdi. Çünkü onlara göre KCK örgütlenmesinden gelecek öneriler hem DTP'yi hem de PKK'yı bağlayıcı nitelikte olurdu. Oysa Devlet, KCK operasyonları ile bu kişileri gözaltına almakla DTP ile PKK'nın arasındaki kanalları boşalttı. Böylece PKK'ya etki edecek figürleri devre dışı bıraktı.

Bu iddiada dile getirildiği gibi, KCK, dağ ile ova arasında bir imkân sağlayabilir miydi?

Bana göre KCK operasyonları ile devlet, DTP ve PKK'dan önce 'Açılım'a sert muhalefet sergileyen ordu ve bürokrasi içindeki şahinlere mesaj verdi. Bu mesaj şuydu; 'Kürt sorununu çözeceğim ama bu süreçte PKK'nın siyasallaşmasına da müsaade etmeyeceğim.'

DTP'lilerin KCK operasyonlarına verdiği sert tepki, süreci devlet ve PKK arasında görmelerinden kaynaklanıyor. Oysa Başbakan'ın ve diğer yetkililerin açıklamalarında görülen şey şu; açılım sürecinin başarısını belirleyecek olan açılıma muhalefet eden statükonun temel tezlerinin çürütülmesidir.

Diğer yandan devletin KCK operasyonları ile PKK'nın DTP üzerindeki etkisini kırmak istediği de biliniyor. Bu senaryoya göre DTP, PKK'nın sert unsurlarından arındırılırsa bir emir eri olmaktan sıyrılacaktır. Dolayısıyla bu sıyrılma DTP'nin elini zayıflatmayacak, aksine güçlendirecektir.

DTP'nin, PKK'nın her söylediğini hayata geçiren bir parti olmaktan çıkıp, PKK'nın talepleri konusunda ikna edilmesi gereken bir parti haline gelmesi yeni denklemin meşruiyet alanını gösteriyor.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT