1. HABERLER

  2. HABER

  3. Abdullah Gül: "Askerî Hazırlık Bir Zorunluluk!"
Abdullah Gül: Askerî Hazırlık Bir Zorunluluk!

Abdullah Gül: "Askerî Hazırlık Bir Zorunluluk!"

Harp Akademileri’nde konferans veren Cumhurbaşkanı Gül, Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirdi.

06 Nisan 2012 Cuma 12:00A+A-

 

“Taşlar yerinden oynuyor. Askerî hazırlık bir zorunluluk!”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ortadoğu’daki gerilimin sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olabileceğini belirterek, “Bu şartlar altında, Türkiye’nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü yoktur. Bir yandan her türlü olumsuz senaryoya karşı hazırlanırken, diğer yandan böylesine bir felaketin önüne geçmek için diplomasinin tüm imkanlarından azami ölçüde yararlanmak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla Türkiye için diplomatik aktivizm ve askerî hazırlık bir seçenek değil, zorunluluktur” dedi.

Harp Akademileri Komutanlığı’nda konferans veren Cumhurbaşkanı Gül, uluslararası sistemin, siyasi, ekonomik ve askerî bakımdan yeniden şekillenmesine yol açacak bir sürece tanıklık edildiğini anlattı. Taşların yerinden oynadığı, kıtalar ve ülkeler arasındaki güç dengelerinin değiştiği, tarihin akışının hızlandığı bir süreçten geçildiğini belirten Gül, böyle dönemlerin ciddi risklerin olduğu kadar, muazzam fırsatların da doğduğu dönemler olduğunu kaydetti. Gül, özetle şunları söyledi:

Korku duvarları yıkıldı

“Arap Baharı kapsamında kardeş halklar, Tunus’ta, Mısır’da, Libya’da ve Yemen’de diktatörleri yerlerinden etmişlerdir, Suriye’de ise hayatları pahasına özgürlük, adalet ve onur mücadelesi vermeye devam etmektedir. Artık korku duvarları tamamen yıkılmıştır. Bu halk hareketleri, İslam’ın demokrasiyle uyumlu olmadığını iddia eden ‘siyasi oryantalistleri’ de, ‘biz başka bir kültüre aitiz’ kisvesi altında halklarını insan haklarından, demokrasiden ve cinsiyet eşitliğinden mahrum bırakan ‘kültürel rölativistleri’ de hayal kırıklığına uğratmıştır... Küreselleşme gerçekten tarihin akışını hızlandırmıştır, toplumların siyasi, ekonomik, sosyolojik ve kültürel kimyalarını değiştirmiştir. Hiçbir rejimin halkını demir perdelerin arkasından yönetme lüksü de kalmamıştır. Komşumuz Suriye’de akan kan devam etmekte, Irak’ta mezhepsel temelde siyasi istikrarsızlık yaşanmakta, İran’ın nükleer programı çerçevesinde odaklanan gerilimin sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali bulunmaktadır.

Soğuk savaşa doğru...

Yakın komşularımızda cereyan eden bu istikrarsızlık ortamı, bölgesel ve küresel güç mücadelesinin provasının yapıldığı yeni bir soğuk savaş sahnesine dönüştürülmek istenmektedir... Bölgedeki gerilimin sıcak çatışmalara veya iç savaşa sebep olması durumunda, yeni bir belirsizlik ve kaos ortamının doğması yüksek bir ihtimaldir. Bu şartlar altında, Türkiye’nin gelişmeleri uzaktan izleme lüksü de yoktur. Bir yandan her türlü olumsuz senaryoya karşı hazırlanırken, diğer yandan böylesine bir felaketin önüne geçmek için diplomasinin tüm imkânlarından azami ölçüde yararlanmak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla Türkiye için diplomatik aktivizm ve askerî hazırlık bir seçenek değil, zorunluluktur... Daima İsrail’e olan çağrımız şu oldu; stratejik miyopluğu bırak, gayet dikkatli şekilde analiz et, 50 yıl sonrayı, daha ileriyi düşünerek hareket et ve gerçek güvenliği sağlayıcı adımları sağlam bir barışla at.”

 

HABERE YORUM KAT

5 Yorum