
“Tahtımı veririm, tacımı veririm; ama devletime sığınan mazlumu asla vermem!”
Göç İdaresi Başkanlığı’nın tertiplediği Türkiye’nin Göç Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli değerlendirmelerde bulundu.
HAKSÖZ HABER
Göç konusunda Batılı ülkelerin ikiyüzlülüğünden Türkiye’nin önemli sorumluluklarına; göçmen sayıları konusundaki dezenformasyondan ırkçı saldırılara, güvenlik endeksli politikanın yetersizliğinden Göç İdaresinin eksikliklerine birçok konuda değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şu şekilde;
Göçün müsebbibi Batılı ülkeler göçmenler konusunda riyakâr
“Şu tenakuzu ifade etmek mecburiyetindeyim; insanları göçe mecbur eden çoğunlukla Batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen iş yük paylaşımına gelince hiçbirini ortalıkta göremiyorsunuz.”
“Muhammed’i tüm Türkiye, göz yaşları içinde sınıf arkadaşlarının uğurlamasıyla tanıdı. Muhammed yavrumuz şu an Şam’da”
— Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) April 28, 2025
Tarihi bir döneme de şahitlik ediyoruz. Suriye’de 61 yıllık bir zulüm devri sona erdi. Baas rejiminin enkazı altında ezilen o kadim topraklar, bugün;… pic.twitter.com/iVIXxBy5S2
Mazlumun imdadına koşmayı insanlık görevimiz biliyoruz!
“Anadolu tarih boyunca hep bir göçmen yurdu oldu. Yaşadıkları yerlerde zulüm, baskı ve şiddet gören tüm mazlumlar güvenli bir liman olarak daima Anadolu’yu, Türkiye topraklarını gördü. Engizisyondan kaçan Musevilerde Doğu Avrupa’daki Hıristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlardaki Müslüman kardeşlerimizden Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes ülkemizin kapısını çaldı. Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse, Allah’a hamdolsun, bir eman yurdu olarak yönünü önce Türkiye’ye dönüyor. Açık söyleyeyim, bundan sonra da yüksünmüyor ve kesinlikle şikâyet etmiyoruz. Bilakis mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz.”
Toplam 4 milyon 33 bin muhacir var
Türkiye’de bulunan göçmen sayısı konusunda da muhalefetin ve ırkçı faşistlerin dezenformasyonlarının yanlış algılar oluşturduğunun altını çizen Erdoğan; geçici koruma, ikamet izni ve uluslararası koruma statüsü dahil olmak üzere toplam 4 milyon 33 bin göçmenin bulunduğunu belirtti.
Lümpen faşizme ve ırkçı vandallığa müsaade etmeyeceğiz!
“Göç konusunda yıllardır büyük bir tutarlılıkla devam ettirdiğimiz vicdani ve insani tutumumuzun olumlu neticelerini de görmeye başladık.
“Türkiye olarak son asrın en büyük insanlık sınavlarından birini alnımızın akıyla vermenin haklı gururunu yaşıyoruz. Çünkü sonunda ölümün, işkencenin olduğu böyle bir meselede dahi tam 13 buçuk yıl boyunca gerçekten çok ağır eleştirilere maruz bırakıldık. Katliamların tüm vahşiliğiyle sürdüğü günlerde ülkemizdeki mazlumları otobüslere doldurup ölüme göndermekten bahsedenlerden; 14-28 mayıs seçimlerinde sağa sola ırkçı afişlerin yapıştırılmasına, Ankara ve Kayseri’de yaşanan alçakça provokasyonlardan her seçim öncesinde körüklenen yabancı düşmanlığına kadar pek çok badire atlattık.
Tüm bu sınamalarda biz inancımıza ve insanlığımıza yakışanı yapmaktan asla vazgeçmedik.
Bu ülkeye bir daha Boraltan Köprüsü Faciası gibi bir utanç yaşatmayacağız, dedik.”
“Türkiye ‘göze sezdirmeden gözyaşı silen’ dostların ülkesi olmayı, her türlü kışkırtmaya rağmen, başarmıştır.
İnşallah bu temiz sicilimize leke sürdürmeyeceğiz. Nefret söylemlerine, lümpen faşizme ve ırkçı vandallığa ve provokasyonlara müsaade etmeyeceğiz”
İhlalci görevlinin gözünün yaşına bakmayacağız!
“Batı ülkelerinde sıkça şahit olduğumuz göçmenlere kötü muamele gibi insanlık dışı davranışlara fırsat vermemekte kararlıyız. Şayet herhangi bir sebeple hukukun, insani değerlerin ve göçle ilgili temel politikalarımızın dışına çıkan olursa da gerekeni yapacak, kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.”
Sadece güvenlik endeksi göç politikası eksik ve yanlış
“Göç ve göçmen olgusunun sadece güvenlik parantezine alınması eksik bir yaklaşım olacaktır. Göçün ekonomiden ticarete, kültürden bilime, her alanda olumlu etkileri olduğunu gözardı etmemeliyiz. Bir üzüntümü ifade edeyim; faşist çevrelerin körüklediği korku ikliminden dolayı, göçmenlerin Türkiye ekonomisine katkıları maalesef sağlıklı bir şekilde tartışılmadı. Tabloyu ortaya koymaya çalışanlar sindirildi, susturuldu ve hedef haline getirildi.”
İş dünyası bize ifade ettiklerini kamuoyuna açıklamadı
“İş dünyamızda linç edilmekten çekindiği için kapalı kapılar ardında bize söylediklerini çıkıp kamuoyu önünde cesaretle dillendiremediler. Türkiye’nin kalkınması için maddi sermaye kadar beşerî sermayeye de ihtiyacı var. Gelişen ülkeler, görüyoruz ki, göç konusuna sadece güvenlik odaklı yaklaşmıyor, çok boyutlu bir şekilde değerlendiriyor. Toplum olarak bizim de artık bu konuları daha serin kanlı ve önyargıdan uzak bir şekilde tartışmamız gerekiyor. Ekonomimize katkı veren, sanayiden tarıma, hizmet sektöründen diğer alanlara katma değer üreten kardeşlerimizle ilgili daha rasyonel politikaları devreye alma mecburiyetindeyiz. Diğer türlü ekonomide hedeflerimize ulaşmakta zorluk çekeriz.
Bir avuç ırkçı lümpen figürün topluma sürekli korku yayan nefret söylemlerine Türkiye’yi mahkûm etmeyeceğiz.”
Göç İdaresinden daha fazla gayret bekliyorum
“Paradigmamızı yenilememiz şart. Önyargıları kırma, gençlerimizi yabancı düşmanı akımlardan koruma ve milleti doğru bilgilendirme noktasında Göç İdaresine görevler düşüyor.
Gençlerimizi nasıl zehirlediklerini yakın zamanda pek çok kez yaşadık. Siyasal ve toplumsal maliyetlerini yüklenmek zorunda kaldık. Göç İdaresinden bu konuda daha fazla gayret bekliyorum.”
HABERE YORUM KAT