1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Suudi Arabistan'ın imaj değişikliği mahkûm tahliyelerini ve güç oyunlarını içeriyor
Suudi Arabistan'ın imaj değişikliği mahkûm tahliyelerini ve güç oyunlarını içeriyor

Suudi Arabistan'ın imaj değişikliği mahkûm tahliyelerini ve güç oyunlarını içeriyor

Son mahkûm tahliyeleri, özellikle ABD ve diğer uluslararası güçlerle daha derin ekonomik bağlar kurmaya çalışan Suudi Arabistan'ın küresel imajını düzeltmeye yönelik daha geniş çaplı bir çabanın parçası olabilir.

02 Mart 2025 Pazar 18:21A+A-

Nasim Ahmed’in MEMO’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.

 

Suudi Arabistan'ın son haftalarda siyasi tutukluları serbest bırakma çabalarını sessizce arttırması uluslararası kamuoyunun dikkatini çekti. Financial Times'a göre krallık, siyasi nedenlerle gözaltına alınan onlarca kişiyi kademeli olarak serbest bırakıyor. Bu gelişme Suudi Arabistan'ın küresel konumunu güçlendirme, yabancı yatırım çekme ve değişen dünya düzenindeki yerini sağlamlaştırma çabasının bir parçası olarak görülüyor.

Siyasi tutukluların serbest bırakılması da bu büyük stratejinin bir parçası olarak görülüyor. Suudi Arabistan'ın devam etmekte olan Vizyon 2030 girişimi, ekonomisini petrolden uzaklaştırarak çeşitlendirmeye, toplumunu modernleştirmeye ve uluslararası piyasalardaki konumunu güçlendirmeye odaklanıyor. Ancak bu dönüşümün önündeki en önemli engellerden biri, tarihsel olarak bazı yatırımcıları caydıran bir faktör olan ülkenin insan hakları siciline ilişkin endişeler olmuştur. Krallık, siyasi tutukluları kademeli olarak serbest bırakarak, bu değişikliklerin ölçeği ve kalıcılığı belirsizliğini korusa da, daha fazla açıklığa doğru bir kayışın sinyallerini veriyor gibi görünüyor.

Serbest bırakılanlar arasında, kadın haklarını savunan sosyal medya paylaşımları nedeniyle 2022 yılında 34 yıl hapse mahkûm edilen Britanyalı doktora öğrencisi Salma Al-Shehab da bulunuyor. İnsan hakları örgütleri onun mahkûm edilmesini Suudi Arabistan'ın siyasi ifadeye yönelik önceki baskılarının aşırı bir örneği olarak nitelendirdi. Bir başka kişi olan 47 yaşındaki öğretmen Asaad Al-Ghamdi de benzer sosyal medya faaliyetleri nedeniyle 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Onun davasının da muhafazakâr muhalifleri hedef alan daha geniş bir kampanyanın parçası olduğu bildirildi.

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın 2017'de iktidara gelmesinden bu yana Suudi Arabistan büyük siyasi ve ekonomik değişimler geçirdi. Başlangıçta, kraliyet ailesi üyeleri, işadamları, aktivistler, akademisyenler ve blog yazarları da dâhil olmak üzere yüzlerce kişinin tutuklanmasına yol açan sert bir baskı vardı. Hükümet bu eylemleri, iddialı reformlarını siyasi ve dini muhafazakârların müdahalesi olmadan uygulamak için gerekli olarak gerekçelendirdi. Ancak bu baskılar liberal aktivistlere, insan hakları savunucularına ve entelektüellere de uzanarak krallığın siyasi iklimine dair endişeleri arttırdı.

Serbest bırakılan pek çok mahkûm seyahat yasağı ve diğer kısıtlamalar altında kalmaya devam etmekte, bu da onların kamusal hayata tam olarak yeniden entegre olmalarını engellemektedir. Ayrıca, aralarında Salman Al-Ouda ve Nasser Al-Omar gibi önde gelen din âlimlerinin de bulunduğu en üst düzey tutuklulardan bazıları halen gözaltında tutulmaktadır. Raporlar bu kişilerin serbest bırakılmalarının hala değerlendirilmekte olduğunu gösteriyor, ancak henüz net bir doğrulama yok.

Suudi Arabistan'ın uluslararası itibarındaki en önemli dönüm noktalarından biri 2018'de gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olmuş, bu olay yaygın kınamalara ve Batılı hükümetlerle ilişkilerin gerilmesine yol açmıştı. Son mahkûm tahliyeleri, özellikle ABD ve diğer uluslararası güçlerle daha derin ekonomik bağlar kurmaya çalışan Suudi Arabistan'ın küresel imajını düzeltmeye yönelik daha geniş çaplı bir çabanın parçası olabilir.

Konuyla ilgili bir gelişme olarak Suudi yetkililer geçen hafta Miami'de krallığın varlık fonunun ev sahipliğinde ve Donald Trump'ın katılımıyla üst düzey iş dünyası liderlerinin Suudi temsilcilerle yüz yüze görüşmek istediği yüksek düzeyde katılımlı bir toplantı düzenledi. Geçmişte Suudi Arabistan'ın öncelikli olarak yurtdışına yatırım yapmasının aksine, şimdi yabancı yatırımcılardan daha derin taahhütler talep ediyor, krallıkta ofisler kurmalarını ve iddialı mega projelerine sermaye taahhüt etmelerini istiyor. Citadel, BlackRock ve SoftBank yöneticilerinin katıldığı özel bir akşam yemeğinde Suudi yetkililer yatırım fırsatlarını bizzat görüşerek krallığın artan ekonomik etkisinin ve daha iddialı bir küresel role doğru stratejik kayışının altını çizdiler.

HABERE YORUM KAT