1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. Özgür-Der Diyarbakır: Silahların Susması Tarihi Bir Fırsattır!
Özgür-Der Diyarbakır: Silahların Susması Tarihi Bir Fırsattır!

Özgür-Der Diyarbakır: Silahların Susması Tarihi Bir Fırsattır!

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, yaptığı açıklamada yıllardır süren çatışmaların toplumda yarattığı rahatsızlıkların giderilmesi açısından silah bırakma kararının yeni bir kapı araladığını söyledi.

13 Mayıs 2025 Salı 13:46A+A-

HAKSÖZ-HABER

PKK'nın silah bırakıp örgütü feshetme kararı sonrası Özgür-Der Diyarbakır Şubesi yayınladığı bir basın açıklaması ile bunun tarihi bir fırsat olduğunu ifade etti.

Açıklamada yıllardır süren çatışmaların maddi yıkımların yanında toplumda da ciddi yaralar açtığı hatırlatılırken, silah bırakma kararının yeni bir kapı aralayacak nitelikte olduğunu belirtildi.

Basın Açıklaması:

Silahların Susması Tarihi Bir Fırsattır

PKK, 5-7 Mayıs’ta gerçekleştirdiği kongre sonrası kendini fesh ettiğini, silahlı mücadele yöntemini ve PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdığını ilan etti. Örgütün silahlı mücadeleyi sonlandırma ve silah bırakma iradesini beyan etmesi, çatışmalardan yorgun düşen halkımız açısından olumlu bir gelişmedir. Yıllardır süren şiddet sarmalı, sadece maddi yıkımlara değil, toplumsal çözülmeye, kuşaklar arası travmalara ve derin güven krizlerine yol açmıştır. Bu nedenle örgütün silah bırakma kararı, yeni bir başlangıcın kapısını aralayabilecek niteliktedir.

Ancak bu adımın, sadece teknik bir silahsızlanma süreci olarak değerlendirilmesi, geçmişte yaşananların üstünü örtmek olur. Türkiye’de Kürt meselesi, ne salt bir “güvenlik sorunu” ne de sadece bir “örgüt/terör meselesi”dir. Sorunun kökleri, Cumhuriyet'in kuruluş sürecinde benimsenen Kemalist ideolojinin inkârcı, tekçi ve otoriter yapısında yatmaktadır.

Kürt halkı, İslam ümmetinin asli ve şerefli bir parçası olmasına rağmen, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kimliği, dili ve kültürü yok sayılmış; toplumsal hafızası silinmeye, aidiyet bağları koparılmaya çalışılmıştır. Kürt isyanları bahane edilerek gerçekleştirilen katliamlar, sürgünler ve kültürel asimilasyon politikaları, halkımızın hafızasında derin izler bırakmıştır. Özellikle 1925 Şeyh Said Kıyamı’nın bastırılmasından sonra uygulanan politikalar, yalnızca Kürtlüğü değil, İslam'ı da hedef almış, medreseler kapatılmış, alimler idam edilmiş, camiler ahırlara çevrilmiştir.

Kemalizmin, Ümmetten bir ulus yaratma projesinin oluşturduğu zulüm zemini,  PKK gibi örgütlerin güç bulmasına ortam hazırlamıştır. Kürt halkının dili, kimliği ve inançları uzun yıllar boyunca sistematik bir şekilde baskılanmış, İslami değerlerle yoğrulmuş toplumsal yapısı parçalanmış ve bu baskılar karşısında adaletli ve sivil talepler uzun süre görmezden gelinmiştir. PKK’nın ortaya çıkışı da büyük oranda bu baskıcı sistemin oluşturduğu zeminin bir yansımasıdır. Ancak örgütün kendi içerisinde taşıdığı ideolojik dayatmalar ve şiddet yöntemleri de halkımıza yeni acılar yaşatmıştır. Kimi zaman ideolojik farklılık, kimi zaman otorite kurma çabasıyla, farklı düşünen Kürt bireyler ya da topluluklar örgütün hedefi haline gelmiş, halkın üzerinde ikinci bir tahakküm kurularak adeta “iki arada bir derede” bırakılmıştır.

Bugün gelinen aşamada, silahların susması elbette olumlu bir gelişmedir, ancak yeterli değildir. Gerçek bir çözüm, yalnızca şiddetin sona ermesiyle değil; şiddet ve terörün tekrar üremesine sebep olabilecek ortamın da düzeltilmesini gerektirir Gerçek bir normalleşme ve toplumsal barış, aynı zamanda bu halkın uğradığı tarihsel adaletsizliklerin giderilmesi, Kemalist inkâr politikalarıyla yüzleşilmesi ve adil bir toplumsal düzenin inşasıyla mümkündür. Bu olumlu ve tarihi adım, sürecin adalet, hakikat ve toplumsal onarım ilkeleri çerçevesinde yürütülmesi ile devam ettirilmelidir.

Süreci sadece bir güvenlik meselesi olarak görmemek, halkın meşru taleplerini, kimliğini ve inancını tanıyan katılımcı ve onarıcı bir yaklaşım benimsenerek nihai çözüm hedeflenmelidir.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak, çatışmaların olmadığı ve sözün silahın vesayetinden kurtulacağı yeni bir döneme girilmesini önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriyoruz. Sürecin, Türkiye halkalarının etnik, dini, kültürel olarak kendini ifade edeceği bir adalet toplumuna evirileceğine ümit etmek istiyoruz.

Çözümü, ne devletin resmi ideolojinin 24 anayasasından mülhem totaliter milliyetçi üçüncü sınıf ulus histerisine, ne de PKK’nın “komünal demokratik toplum” gibi reel sosyalizmin maksimalist düşünme biçimlerine hapsetmeden, tüm halkları kapsayan, birlikte yaşama duygusunu güçlendiren bir tarih inşasına dönmelidir. Kalıcı barışın da ancak hakikatin konuşulduğu, adaletin tesis edildiği ve halkın iradesinin hiçbir yapı tarafından gölgelenmediği bir zeminde mümkün olacağına inanıyoruz.

Dünya ve Ortadoğu siyaseti önemli kırılmalar yaşıyor. Belli ki tarih kendine akacak yeni bir mecra bulmuştur. Tekrar hatırlatmak isteriz ki; bu coğrafyanın gerçek umudu, iman, adalet ve özgürlüktür.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi

13.05.2025

 

 

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

2 Yorum