1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Özgürlük ve Adalet Talebini Hakikatle Buluşturmak

Özgürlük ve Adalet Talebini Hakikatle Buluşturmak

Ocak 2012A+A-

Ortadoğu, tarihinin en hareketli dönemlerinden birini yaşıyor. Statükoyu temelinden sarsan intifada süreci 1. yılını doldurdu. Toplumsal olayların gelişim seyrine bakıldığında 1 yıl uzun bir süre sayılmaz. Ne var ki, 2011 yılı Ortadoğu halkları açısından çok uzun, zorlu ve de bereketli bir yıl oldu. Büyük bedeller ödendi, halen de despotik iktidarların yürüttüğü vahşi katliamlar sürmekte. Ama zulüm kaleleri ardı ardına göçüyor. Özgürlük ve adalet talepleri susturulamıyor. Halklar değişim istiyor.

İntifada olgusu Ortadoğu’da değişimin adresini ve yönünü ortaya koymuş halde. Bu süreç küresel Batı hegemonyasına eklemlenmeyi getirecek diye endişe edenler, halk isyanlarını “dekoratif bir muhalefet” şeklinde tahfif edenler, gerçekçi ve dürüst olmalı ve İslamcı hareketlerin her yerde sürece ağırlıklarını koymaları karşısında tezlerini gözden geçirmeliler. Müslüman halkların ağır bedeller ödeyerek gerçekleştirdiği intifadaya hep evhamlı bir ruh haliyle ve komplocu bir kafayla yaklaşanlar Tunus’ta yanıldılar, Mısır’da yanıldılar, Libya’da yanıldılar, inşallah yakın bir zamanda Suriye’de de derin bir yanılgı içine düştüklerini görecekler! Allah için ödenen bedellerin karşılıksız kalmayacağına iman eden bizler Rabbimizin yardımına, bereketine ve ihsanına güveniyoruz!

2011 yılı Türkiye açısından da önemli gelişmelere sahne oldu. Asker-sivil bürokratik yapı daha da geriletildi. Kemalist resmi ideolojinin muvazzaf ve gönüllü muhafızlarınca her daim canlı tutulmaya çalışılan laiklik-irtica tartışmaları gündemden çekildi. Buna karşın anayasa değişikliği konusunda ise somut adımlar atılamadı. Açıkçası süreç bir tıkanmaya doğru yol almakta. Oysa gerek yakıcı Kürt sorununun çözümüne yönelik olarak gerekse de resmi ideolojik tahakküm zeminlerini zayıflatmak açısından yeni anayasa ileriye doğru bir adım olabilirdi. Türkiye’nin asırlık dayatmalarından, en azından bir kısmından kurtulmak için bir zemin oluşturabilirdi.   

Bu ülke ve halk on yıllardır, Kuzey Kore padişahı Kim Jong-il’in ölümü üzerine ekranlara gelen, fotoğraflara yansıyan saçma ve komik tablolara mahkûm bir tarzda yaşamakta. İçinde yaşayanlarca uzun süreler boyunca aynı hava solunduğundan anlaşılmaz hale gelen, kanıksanmış olan garipliklerin, saçmalıkların gündemleşmesi, sorgulanması şart. İşte anayasa tartışmalarına bu doğrultuda bir işlev yüklemek gerekiyor. Değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleriyle, putlaştırılmış kurtarıcı lider anlayışıyla acınacak derecede gülünç görünümler arz eden zeminin, zihniyetin kısmen de olsa temizlenmesine vesile kılınabilirse bu anayasa değişikliği tartışmaları ancak o zaman bir anlam ifade edebilir.

2012 yılı inşallah Türkiye toplumunun bu dayatmacı, otoriter kalıplardan kurtuluşuna ve bu çocuksu ortamdan sıyrılıp olgunlaşmasına vesile olacak gelişmelere sahne olur. Ortadoğu’da ve tüm yeryüzünde zulme ve tuğyana karşı direniş ruhunun gelişmesine ve isyanın hakikat ve adaletle buluşmasına zemin teşkil eder inşallah!

Tevhid, adalet ve özgürlük yolunda bilgi, inanç ve eylem şiarıyla sürdürdüğü yolculukta Haksöz 250. sayıya erişmiş bulunuyor. Bu vesileyle yazanıyla, okuyanıyla hep birlikte koyulduğumuz yolu Rabbimizin bereketli kılmasını diliyor, yükümüzü hafifletmesini, dayanışmamızı pekiştirmesini niyaz ediyoruz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR