1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. NATO’dan “Tavşana Kaç Tazıya Tut” Politikası

NATO’dan “Tavşana Kaç Tazıya Tut” Politikası

Nisan 1999A+A-

28 Şubat sürecinin halk, siyasiler ve 'muhalif duruş sahibi' olduğunu iddia edenler tarafından kanıksandığı bir süreci yaşıyoruz.

Mevcut durum, bir seferberlik, bir olağanüstü hal'den farksız nitelikler arzediyor. Sürekli darbe formülasyonu, seçim balonunu 18 Nisan'dan evvel patlattı bile.

Ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşmekte, seçimler sonrasına aktarılan beklentilerin de ham hayal olmaktan öteye gidemeyeceği görülmekte.

Emperyalizmin kendini tahkim misyonuna hibe edilen İncirlik'in geldiği nokta, artık hiç kimseyi rahatsız etmiyor.

Başörtü sorunu da sadece siyasiler ya da halk değil, duyarlı kesimler için bile rutin bir olay haline geldi.

Dindar ya da sağcı muhafazakar olarak nitelenen kesimin Cumhuriyet tarihi boyunca savunduğu tezlerin çöktüğü bir dönemeçten geçilirken, aynı zamanda bu tezlerin vücud bulduğu siyasi damarlar da tam bir kangren halini aldı. Yalnız bu kangren, sadece kendisine zarar vermekle kalmıyor, bulaşıcı bir nitelik de arzediyor.

Öte yandan, elli yıllık tarihinde bir 'ilk'e imza atan NATO'nun müdahalesi, Kosova'da yaşanan tüm trajediye rağmen, ABD'nin bundan sonra gerçekleştireceği müdahalelerin meşru zeminini hazırlamaya dönük bir operasyon olmakla kalmıyor; aynı zamanda dünya jandarmalığı rolünün bir kez daha pekiştiği bir ortaoyunu görünümü arzediyor. Müdahale şekli, yarın İran, Sudan, Libya ve benzerlerinin de aynı şekilde 'uluslararası hukuk'tan nasibini alacağının sinyallerini vermekte. Mustazafların kanı üzerinde çizilen politikalar, hamasetin kurt kapanını perdelediği bir mecraya sevk etmemeli bizi. Üstelik NATO vurdukça Sırplar katliamı artırıyor. 'Tavşana kaç tazıya tut' politikasıyla bir taşla iki kuş vurulmuş oluyor. K. Günaydın, "Emperyalizmin Eli Kosova'nın Üzerinde" başlıklı makalesinde bu sorunu ve arka planını irdeliyor. 'K. Irak'ın parçalanması' ve Hizbullah'ın İsrail ordusuna yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarla ilgili yorumlar da, bu sayımızda yer alan konular arasında.

Dergimizin bu ayki Gündem yazısı, Zinde güçlerin gölgesi altında yapılacak olan seçimlerin müslümanlar ve halk açısından ifade ettiği anlamı sorguluyor.

Geçen sayımızda ilan ettiğimiz 'tartışma platformu'nun ilkini bu ay gerçekleştirdik. Seçimlerle ilgili soruşturmamıza A. Müftüoğlu, A. Ertürk, B. Kavuncu, Y. Çakır katıldılar. B. Kurbanoğlu'nun süreci değerlendiren münferit yazısını da soruşturma konumuzla irtibatı dolayısıyla bu dosya içine aldık.

Yaşadığımız süreçte kolay kazanımların erimeye ve şişirilmiş balonların patlamaya başlamasıyla yaygınlaşan değerler erozyonu kimliklerini netleştiremeyen kesimleri oldukça hırpalıyor. H. Türkmen bu sayımızdaki yazısıyla yaşanan bu olumsuzluğun ilke boyutunda nedenlerini ve nasıl aşılacağını irdeliyor.

F. Kılınç "Kur'an ve Tarihin Anlamı" başlıklı yazısında, ilkeli bir anlayışın, geleceğini inşa sürecinde tarihten nasıl ders çıkartması gerektiğini vahyi bildirimler ışığında işliyor.

K. Günaydın ve B. Esen, Kosova ve Kuzey Irak bağlamında NATO'nun yeni rolünü değerlendirdiler.

F. Aydın'la son kitabı üzerine yaptığımız söyleşiyi ve İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ramazan Abdullah Şallah'la Mecelletü'd-dırasat El-Filistiniyye dergisinde yapılan röportajı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

F. Zülaloğlu, bu ayki çalışmasında, Kur'an'ın isim ve sıfatlarını detaylı bir biçimde inceliyor. Ve diğer yazılarımızla birlikte sizlere 9. yayın yılımızın ilk sayısını sunmuş oluyoruz.

Yeni yayın yılında abonelerimizden aboneliklerini geciktirmeden yenilemelerini, okuyucularımızdan ise talep duyan veya ilgisini zindeleştirebileceğimiz yeni kişilere dergimizi tanıtmalarını veya abone olmalarına yardımda bulunarak katkı sağlamalarını önemle hatırlatmak istiyoruz.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR