29 Mart 1997 tarihindeki, "Kuran İslam'ı Kuran'a mı, Düzene mi Hizmet Ediyor?" başlığını taşıyan İDKAM etkinliğinin konuşmacısı Vahdetin Işık idi.

Işık konuşmasına, "Kur'an İslamı" ifadesinin kökeniyle ilgili bilgi vererek başladı. Dinin toplumda gelenekleşmiş bir biçimde içselleştiği vurgusunun yapıldığı konuşmada, dinin bu şekildeki algılanışının yol açtığı sapmalara da değinildi. Sistem tarafından oluşturulmaya çalışılan "âlim sınıfı" vasıtasıyla, kitlelerin dini algılamadaki zaafından faydalanıldığına vurgu yapıldı.

1970'lerde belirginleşen, 80'ler ve sonrasında ise iyice netleşmeye başlayan "dinin kaynağına, Kur'an'a dönüş" ifadelerinin artık çok yaygın bir zeminde ve değişik kişiler tarafından dillendirildiğini ifade e-den konuşmacı, "Emin Çölaşan'dan Yaşar Nuri Öztürk'e; İmren Aykut'tan Evren'e kadar, insanların Kur'an İslam'ına çağrı yaptıklarını", 'Kur'an bizi ileri götürmek istiyor' söylemi ile Sir Ahmet Han gibi modernizme davetiye çıkartıldığını" dile getirdi. Bu söylemle. Islahatcı/inkılabi çizginin manipüle edilerek, Kur'ani ölçüleri önceleyen müminler hakkında halk katmanlarında şaibe oluşturulmak istendiğine dikkat çekildi.

V. Işık, müslümanların gerek hareketlerini ve gerekse kendilerini arızi isimlerle isimlendirmemeleri gerektiğini belirterek, "Kur'anî müslüman", "siyasal müslüman" gibi terkipler yerine, Hacc 78'deki vurgu ile kendimizi tanımlamamız gereğine işaret etti. Müslümanın çağa örnek olması gerekliliğine, bununsa ancak ve ancak muvahhid bir kimlikle gerçekleştirilebileceğine işaret edilen konuşma, ifsada karşı ancak kurumsallaşmış bir kimlikle karşı koyulabileceği vurgusu yapılarak noktalandı.