Hacc

Mayıs 1997A+A-

Hacc süresince her hareket niyetine bağlıdır ve niyetle yapılır. Niyetsiz bir hareket kabul edilmez. Niyet oruç için de zorunludur; söylemeyi unutursan, herhangi bir şekilde aklından geçirmelisin. Aynı şey kutsal savaş (cihad) için de söz konusudur; niyetini belirtmezsen, ancak döğüşen bir asker olursun. Hacc da hareketlerin niyetsiz olunca boşunadır, çünkü bu merasimler 'ipuçlarıdır, 'işaret' ve 'semboller'dir. Bir kişi secdenin anlamını kavramadıkça, alnını yere koymuş olur, o kadar! Hacc'ın özünü anlamayan kimse hediye dolu bir bavul ve boş bir zihinle ülkesine geri döner.

Hacc süresince:

Tavafla tevhid inancını ilan edeceksin.

Sa'y ile Hacer'in uğraşını yapacaksın.

Kabe'den Arafat'a gitmekle Adem'in inişini göstereceksin.

Arafat'tan Mina'ya gitmekle insanın yaratılış felsefesini, düşüncelerin saf bilimden saf aşka doğru evrimini ve ruhun çamurdan Allah'a doğru yükselişini sergileyeceksin.

İbrahim'in sahnesi Mina'dasın şu anda; İbrahim gibi davranmak üzeresin. O, oğlu İsmail'i kurban etmek için getirmişti. Senin İsmail'in kim veya ne? Mevkiin mi? Şerefin mi? Mesleğin mi? Paran mı? Evin mi? Çiftliğin mi? Araban mı? Aşkın mı? Ailen mi? Bilgin mi? Sosyal sınıfın mı? Sanatın mı? Elbisen mi? İsmin mi? Hayatın mı? Gençliğin mi? Güzelliğin mi?... Hangisi? Ben bilemem. Fakat sen kendini bilirsin. Kim ve ne olursa olsun, beraberinde buraya kurban etmek için getirmelisin. Sana hangisi olduğunu söyleyemem, ama yardımcı olmak için bazı ipuçları verebilirim; inancını ne zayıflatıyorsa, "gitmek"ten ne alıkoyuyorsa, sorumluluk kabul etmekten ne çekip çeviriyorsa, kendi kendinle olmana ne sebep oluyorsa, çağrıyı duymana ve gerçeği itiraf etmene ne engel oluyorsa, 'kaçma'ya ne zorluyorsa, rahatın için bahaneler bulmana ne yol açıyorsa, seni ne kör ve sağır ediyorsa... İşte odur kurban edeceğin! Zayıflığı, (oğlu) İsmail'e olan sevgisinden kaynaklanan İbrahim'in durumundasın. Şeytan Onu rahat bırakmadı. Kendini: şerefin zirvesinde, gurur dolu, uğrunda her şeyden geçebileceğin tek bir şey olarak düşün; İşte bu senin İsmail'indir! Senin İsmail'in bir kişi olabilir, bir nesne, rütbe, mevki ve bir zayıflık bile olabilir! Ama İbrahim için o oğluydu!

İbrahim hayatı süresince kavga, hareket, yurtsuzluk, cihad, kabilesinin cehaleti. Nemrud'un zulmü ve puta tapıcıların fanatizmiyle dolu yıllara tanık oldu. Akıllı ve isyankar İbrahim, gençliğini fanatik bir puta tapıcı ve put yapıcının (Azer) evinde geçirdi. İbrahim bir zulüm düzeninde tevhid peygamberi olmak gibi güç bir görevi üstlendi. Bu karanlık çağda bir yüzyıl işkencelere katlandı ve zulme öylesine alışmış olan bir kavmin içinde bilinç ve hürriyet aşkı doğurdu.

İbrahim gibi, İsmail'ini seçip Mina'ya getirmelisin. Kimdir İsmail'in? Kendin bileceksin, başkalarının bilmesine gerek yok. Karın olabilir, yeteneğin, işin, cinsiyetin, gücün, rütben, mevkiin vs. olabilir. Hangisi olduğunu bilmiyorum, fakat İsmail İbrahim'in yanında ne kadar sevgiliyse, senin yanında da o kadar sevgili olanın olması gerekir! İsmail'in bazı göstergeleri, hürriyetini senden alan ve görevlerini yapmana engel olan her şey, seni eğlendiren, gerçeği bilmen ve duymandan alıkoyan, sorumluluğu kabul etmekten çok, seni özür aramaya iten her şey ve yalnızca ileride desteğini almak için seni destekleyen herkestir. Onu hayatında arayıp bulmalısın. Eğer Allah Teala'ya yaklaşmak istiyorsan. İsmail'ini Mina'da kurban etmelisin.

Koyunu (fidye) kendin seçme; bırak Kadir-i Zül-celal yardım etsin ve bir hediye olarak sana sunsun. Ancak bu şekilde kurban olarak koyunu kabul eder. İsmail yerine bir koyun kesmek kurban'dır. Fakat yalnızca kurban kesmek için bir koyun kurban etmek 'kasaplık"tır!

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR