1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Kınama açıklamaları Gazze'deki soykırımı durdurmayacak
Kınama açıklamaları Gazze'deki soykırımı durdurmayacak

Kınama açıklamaları Gazze'deki soykırımı durdurmayacak

"İsrail Gazze'de tam ölçekli soykırıma devam ederken, uluslararası toplumun tek yapabildiği cılız itirazlar."

30 Ağustos 2025 Cumartesi 20:45A+A-

Belén Fernández’in al-Jazeera’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.


İsrail'in Hamas'la yaptığı ateşkes anlaşmasını kesin olarak feshetmeye ve Gazze Şeridi'nde topyekûn soykırıma yeniden başlamaya karar vermesi an meselesiydi. İsrail ordusu bir gecede başlattığı saldırı dalgasında şu ana kadar en az 404 Filistinliyi öldürdü ve 562'sini yaraladı.

Enkaz altından daha fazla ceset çıkarıldıkça ve İsrail, - Malta Başbakanı Robert Abela'nın Filistin bölgesine yönelik “barbarca” olarak nitelendirdiği - saldırılarını sürdürdükçe bu sayıların artacağına şüphe yok.

Ama ne de olsa barbarlık İsrail'in en iyi yaptığı şeydir. Ve ne yazık ki barbarca davranışların sonu gelmiyor - özellikle de uluslararası toplumun yapabildiği tek şey omurgasız kınama açıklamaları olduğunda.

Örneğin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk, İsrail saldırılarının “trajedi üzerine trajedi ekleyeceğini” ve “İsrail'in daha fazla askeri güce başvurmasının zaten felaket koşullarında yaşayan Filistin halkına daha fazla sefalet getireceğini” açıkladı.

Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, İsrail saldırısının, birçoğu “çadırlarda ve yıkılanların enkazında yaşayan” Gazze halkı için “büyük bir trajedi” teşkil ettiğini belirtti.

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp ise X platformuna çıkarak “insani yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaşması ve tüm düşmanlıkların kalıcı olarak sona ermesi gerektiğini” ifade etti. İsviçre “derhal ateşkese dönülmesi” çağrısında bulundu.

Elbette ABD, İsrail'in Gazze'ye yönelik yeni saldırılarını kınama gereği duymadı - önce Joe Biden yönetiminde, şimdi de Donald Trump yönetiminde soykırıma en başından beri yardım ve yataklık eden bir ülkeden şaşırtıcı olmayan bir tepki.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, Fox News'e verdiği bir mülakatta son saldırı konusunda İsrail'in ABD'ye danıştığını doğruladı ve Trump'ın Hamas'ın ve “sadece İsrail'i değil Amerika Birleşik Devletleri'ni de terörize etmek isteyen herkesin bir bedel ödeyeceğini” “açıkça belirttiğini” sözlerine ekledi. Leavitt, Trump'ın Hamas'a yönelik daha önceki bir tehdidine atıfta bulunarak “kıyamet kopacak” uyarısında bulundu.

Yine de, herhangi bir objektif standarda göre, Gazze Şeridi'nde kıyamet çoktan kopmuş durumda. ABD'nin desteğini arkasına alan İsrail ordusu, İsrail ile Hamas arasında zayıf bir ateşkesin yürürlüğe girdiği Ekim 2023 ile Ocak 2025 arasında resmi olarak en az 48.577 Filistinliyi katletti. Şubat ayında Gazze'deki Hükümet Medya Ofisi, her yeri kaplayan enkaz altında öldüğü tahmin edilen binlerce kayıp Filistinliyi de hesaba katarak ölü sayısını yaklaşık 62.000 olarak güncelledi.

Ateşkes anlaşmasının uygulanmasıyla Gazze görünüşte İsrail'in acımasız bombardımanına ara vermiş olsa da İsrail ordusu Filistinlileri öldürmeye ve anlaşmayı ihlal etmeye devam etti. Sonuçta, çatışmaların durdurulması İsrail'in hiçbir zaman çalışma yöntemi olmadı.

Mart ayı başında İsrail Gazze Şeridi'ne tüm insani yardım sevkiyatını engellediğinde -zorla aç bırakma anlamına gelen ve açık bir savaş suçu olan bir manevra- ABD tahmin edilebileceği üzere yardımın engellenmesinden bunu yapan tarafı değil Hamas'ı sorumlu tuttu. Avrupa Birliği de Hamas'ı “Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ilk aşamasının uzatılmasını kabul etmeyi reddettiği” iddiasıyla kınayarak aynı yolu izledi.

İsrail'in anlaşmanın şartlarını doğrudan değiştirdiği göz önüne alındığında, bu gerçekte Hamas'ın bir “reddi” değil, İsrail'in defalarca yaptığı gibi tek taraflı olarak hedef tahtasını değiştirmesi anlamına geliyordu. AB, İsrail'in “Gazze'ye tüm insani yardımların girişini engelleme kararının potansiyel olarak insani sonuçlara yol açabileceğini” sonradan belirtmiştir.

Ama zaten hepsi Hamas'ın suçuydu!

Şimdi, İsrail'in yeni barbarlığına yönelik kınamalar arttıkça, İsrail'in uluslararası itirazları neden ciddiye almadığını anlamak zor değil. Günün sonunda, Gazze'deki “trajedinin” sona ermesi için yapılan göstermelik kınamalar ve çağrılar, İsrail'in soykırımı istediği gibi başlatıp durdurmasına engel olamıyor.

Bugün İsrail terörünün kurbanları arasında çok sayıda çocuk bulunuyor ve İsrail Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgeleri için yeni zorunlu göç emirleri yayınlamaya başladı. Gazze Sağlık Bakanlığı kan bağışı için acil bir çağrı yayınladı. Sonuç olarak, ateşkesin devam etmesi güvenli bir şekilde önlenmiş görünüyor.

Halihazırda dolandırıcılık, rüşvet ve güveni kötüye kullanma suçlarını içeren en az üç yolsuzluk davasında yargılanmakta olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için bir avantaj daha var. Times of Israel'in bugün bildirdiğine göre, Netanyahu'nun planlanan ifadesi “[şok] Gazze saldırısı nedeniyle o gün için iptal edildi”.

Başbakana göre savcılar, hükümetin Gazze'deki yeni operasyonlar konusunda “acil bir güvenlik istişaresi” yapabilmesine olanak tanımak için bu iptali onayladı.

Gazze Şeridi'nde bir kez daha barbarca bir trajedi yaşanırken, uluslararası toplumun bu trajediyi durdurmayı reddetmesi de başlı başına barbarca bir trajedidir.


*Belén Fernández, Al Jazeera köşe yazarıdır.

HABERE YORUM KAT