1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. İsrail'in ‘Hamas yardımları çalıyor’ iddiası düpedüz yalandır
İsrail'in ‘Hamas yardımları çalıyor’ iddiası düpedüz yalandır

İsrail'in ‘Hamas yardımları çalıyor’ iddiası düpedüz yalandır

Hiçbir gazeteci İsrail'in şeffaf dezenformasyonunu tekrar etmemelidir. Bunu yapmak, soykırımı meşrulaştırmak için yalanların teşvik edilmesine ortak olmak demektir.

04 Haziran 2025 Çarşamba 19:31A+A-

Jonathan Cook’un Scheerpost’da yayınlanan yazısını Barış HoyrazHaksöz Haber için tercüme etti.


İsrail'in Hamas'ın “yardımları çaldığı” iddiası o kadar saçma ki, hiçbir ciddi gazeteci ya da siyasetçi bu iddiaya yer vermemeli - ancak Gazze ile ilgili haberlerde sürekli karşımıza çıkıyor.

İsrail'in iddiasının tamamen yalan olduğunu nereden mi biliyorum? Bu basit nedenden dolayı:

İsrail'in Gazze'deki küçük toprak şeridinin üzerinde sürekli gezinen ve bölgenin her santimetrekaresini izleyen bir gözetleme uçağı filosu var. Orada biriyle röportaj yapıldığını her izlediğinizde duyduğunuz kesintisiz sızlanma, bu insansız hava araçlarından birinden geliyor. Onlar İsrail'in bölgedeki gözleri. Eğer Gazze'de dışarıdaysanız, Truman Show'da yaşıyor olabilirsiniz.

Hamas, Gazze'de yardım çalıyor olsaydı, İsrail bunu kolayca belgeleyebilirdi. İnsansız hava araçlarının video görüntülerine sahip olurdu. Hamas'ın yardımları çaldığını - yardım kamyonlarını yağmaladığını ya da savaşçılarının yardım depolarına gizlice girdiğini - gösteren herhangi bir görüntü sunmamış olması, İsrail'in bu iddiayı Gazze halkını aylarca sürecek bir yardım ablukasıyla açlıktan öldürme ya da komşu Sina'ya kaçmaya zorlama (hangisi önce gelirse) planlarını rasyonalize etmek için uydurduğunu yeterince doğruluyor.

İsrail, “Hamas'ın yardımları çaldığı” yönündeki dezenformasyon kampanyası olmasaydı, açlık kampanyasına yönelik halk tepkisinin hızla büyüyeceğini ve Batılı hükümetlerin muhalefeti kontrol altında tutmakta daha da zorlanacağını biliyor.

İsrail'in “Hamas yardımları çalıyor” yalanını reddetmek için elbette başka pek çok neden var. En önemlisi de Gazze ile ilgilenen her bir hayır kurumu ve yardım kuruluşunun yardımların Hamas tarafından çalınmadığını söylemesi.

Ama aynı zamanda, Hamas savaşçıları bunu yapıyor olsalardı, kendi ailelerinden çalıyor olurlardı: İsrail'in açlık kampanyasına karşı kendilerinden çok daha savunmasız olan çocuklarından ve büyükanne ve büyükbabalarından. Hamas'ın yardım çaldığı fikri ancak Hamas savaşçılarının kendi çocuklarının, eşlerinin ve ebeveynlerinin ölümüne kayıtsız kalan öcü figürler olarak görüldüğü ırkçı, Avrupalı sömürgeci bir zihniyet için anlamlıdır.

Kuşkusuz olan şey, İsrail'in Gazze'deki en güçlü geniş ailelerin - genellikle önemli özel cephaneliklere sahip suç ailelerinin - yardımları yağmalamasına izin vermesidir. İsrail Gazze'nin sivil polis gücünü (uluslararası hukuku ihlal ederek) öldürdüğünden beri bu ciddi bir sorun haline geldi ve kamu düzenini sağlayacak kimse kalmadı.

Herkes açlıktan ölürken, en güçlü aileler yardımlardan adil olmayan bir pay kapmak için güçlerini seferber ediyor. Bu, İsrail'in “Hamas” oldukları gibi sahte bir bahaneyle hastaneler, devlet daireleri ve polis karakolları da dâhil olmak üzere Gazze'nin tüm kurumlarını çökertme politikasının tamamen öngörülebilir bir sonucuydu.

İsrail'in Filistinli suç aileleriyle uzun zamandır yakın ilişkiler içinde olduğunu da unutmamak gerekir, çünkü bu aileler Filistin ulusal hareketlerine alternatif ve daha işbirlikçi bir güç tabanı oluşturmaktadır ve iyi bir işbirlikçi kaynağıdır.

Kanıtlar İsrail'in bu suç ailelerini, Gazze'deki felaket koşulları göz önünde bulundurulduğunda oldukça iyi işleyen mevcut yardım sistemini yıkıp yerine sadece Filistinlileri Sina'ya sürülmeye hazır bir şekilde Gazze'nin en güney ucuna yığmak üzere tasarlanmış, askerileştirilmiş ve tamamen yetersiz bir “yardım dağıtım” sistemi kurmasını haklı çıkarmak için yardımları yağmalamaya teşvik ettiğini gösteriyor.

Hiçbir gazeteci İsrail'in şeffaf dezenformasyonunu tekrar etmemelidir. Bunu yapmak, soykırımı meşrulaştırmak için yalanların teşvik edilmesine ortak olmak demektir. Ancak batılı medya sınıfı bunu bir buçuk yıldan fazla bir süredir yapıyor. Soykırımdaki kendi aktif işbirliklerine karşı tamamen duyarsız hale geldiler.

 

* Jonathan Cook, MintPress yazarlarından. Cook, Martha Gellhorn Gazetecilik Özel Ödülü'nü kazanmıştır.

HABERE YORUM KAT