1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. İsrail, Gazze'yi işgal etme planları ile ateşkes görüşmelerini yeniden başlatma planları arasında gidip geliyor
İsrail, Gazze'yi işgal etme planları ile ateşkes görüşmelerini yeniden başlatma planları arasında gidip geliyor

İsrail, Gazze'yi işgal etme planları ile ateşkes görüşmelerini yeniden başlatma planları arasında gidip geliyor

İsrail ordusu Gazze Şehri'ni işgal etme planları hazırladığını açıklarken, ilk raporlar ateşkes görüşmelerinin yeniden başlayabileceğini gösteriyor. Bu durum, Netanyahu'nun işgal planının bir müzakere taktiği olup olmadığı sorusunu açık bırakıyor.

15 Ağustos 2025 Cuma 21:11A+A-

Qassam Muaddi’nin mondoweiss’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.


Gazze'deki savaşla ilgili ateşkes görüşmelerini yeniden canlandırmak için yeni bir girişimde bulunan Mısırlı yetkililer, Salı günü Kahire'de Hamas temsilcileriyle görüşmelerde bulundu. Hamas'ın politbüro başkanı Halil el-Hayyeh'in başkanlığındaki Hamas heyeti, Mısır tarafından İsrail ile 60 günlük kısmi ateşkes anlaşması olasılığını görüşmek üzere davet edildi. Görüşmeler, son müzakere turunun bitişinden iki haftadan fazla bir süre sonra gerçekleşti. Son müzakere turunda, ilerleme kaydedildiği yönündeki haberlere rağmen İsrail ve ABD beklenmedik bir şekilde müzakerelerden çekilmişti.

Bu, Temmuz ayı sonlarında, Katar'daki görüşmelerin benzeri görülmemiş bir ilerleme kaydettiği ve İsrail kamu yayın kuruluşunun Ağustos ayı başında isimsiz bir İsrailli yetkilinin, İsrail ve Hamas'ın kısmi ateşkes anlaşmasından “bir adım uzakta” olduğunu söylediğini aktardığı bir dönemdeydi.

Ancak İsrail, müzakere ekibini “istişare için” geri çağırdığında işler beklenmedik bir hal aldı. Ardından, ABD'li elçi Steve Witkoff, İsrailli yetkililerin Hamas'ın tutumunun “üzerine inşa edilebilir” olduğunu söylemelerine rağmen, Hamas'ın önerilen anlaşmanın son versiyonuna verdiği yanıtın “kabul edilemez” olduğunu iddia etti. Bu müzakere turunun kaderi, ABD Başkanı Trump'ın Hamas'ın “anlaşma istemediğini, ölmek istediğini” söylemesiyle kesinleşti.

Bu, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını genişletmek için ihtiyaç duyduğu yeşil ışık oldu ve İsrail ordusu, savaş boyunca bombalamalarına rağmen kara kuvvetlerini göndermediği bölgelere girdi.

Geçen hafta, İsrail kabinesi Ekim ayına kadar Gazze Şehri'ni işgal etme planını onayladı. Trump ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Gazze'yi işgal edip etmemenin “İsrail'e bağlı” olduğunu belirterek planların devam ettiğini doğruladılar.

Ancak Washington'un Tel Aviv'e verdiği yeşil ışık, İsrail ordusu tarafından pek iyi karşılanmadı. Genelkurmay Başkanı, Gazze Şehri ve Han Yunus'un Mevasi bölgesinin işgaline şiddetle karşı çıktığını belirterek, operasyonun çok maliyetli olacağını ve net bir amacı olmadığını savundu. Ordu yetkilileri, bu bölgeleri işgal etmek, hatta yönetmek için gerekli kaynakların, özellikle de yedek personelin eksikliğini vurguladılar.

Gazze'de kalan İsrailli esirlerin aileleri de karşı çıktıklarını dile getirdiler ve hatta önümüzdeki Pazar günü genel grev çağrısı yaparak, derhal ateşkes ve esirlerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşma talep ettiler. İsrail toplumunun büyük bir kesimi, İsrail'in önde gelen üniversiteleri de dâhil olmak üzere greve katılacağını açıkladı, ancak İsrail'in ana sendikası ‘Histadrust’ greve katılmama kararı aldı.

Gazze'yi yok etme planı mı, yoksa müzakere taktiği mi?

Gazze'nin topyekûn yıkımını tamamlamak için davullar çalınsa da, anlaşma kapıları açık kalmaya devam ediyor. Gazze Şeridi'ni ele geçirme konusunda en büyük destekçi olan sert çizgideki Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, yeni plana karşı çıkarak, Netanyahu'nun kendisine söz verdiği gibi Gazze'yi tamamen yok etmeyi amaçlamadığını, sadece daha iyi müzakere koşulları elde etmeyi amaçladığını iddia etti.

Çarşamba günü, Axios'un, Netanyahu'nun aynı gün İsrail kanalı i24'e “savaşın bizim belirlediğimiz şartlar altında sona ermesi çerçevesinde tüm rehineleri serbest bırakmak istediğini” ve kısmi bir anlaşmanın “geride kaldığını” vurgulayan açıklamasına rağmen, bir müzakere ekibinin Katar'a geri gönderilebileceğini bildirmesiyle, İsrail'in müzakereleri yeniden başlatma isteği doğrulandı.

İsrail'in ‘Channel 12’ kanalı da ismi açıklanmayan bir İsrailli yetkilinin, İsrail'in savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşma aradığını, savaşı sona erdirme şartları üzerindeki müzakereleri açık bırakacak kısmi bir anlaşma aramadığını söylediğini aktardı. Ancak İsrail tarafında böyle kapsamlı bir anlaşma, Hamas'ın tamamen silahsızlandırılmasını ve Gazze'nin yönetimini Filistin Yönetimi'ne ait olmayan bağımsız bir kuruma devretmesini gerektirecektir. Hamas, ikinci koşulu sürekli olarak kabul etmiş olsa da, silahsızlandırılmanın “kırmızı çizgi” olduğunu ve ancak bir Filistin devletinin kurulmasıyla silahlarını teslim edeceğini defalarca belirtmiştir.

İsrail'in silahsızlanma koşulları, bu nedenle, müzakereleri daha başlamadan baltalamak için bir yol olarak yorumlanabilir.

Böyle bir yorumun da nedenleri var. Salı günü, Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdelatty, Gazze'de savaş sonrası yeniden yapılanma için yeni bir plan açıkladı. Bu plan, savaştan sonra Gazze'yi yönetmek üzere 15 Filistinli kişiden oluşan bağımsız bir teknokratik komite kurulmasını öngörüyor. İsrail gazetesi Yediot Ahronot, Filistinli iş adamı Samir Hleileh'in teknokratik komiteye başkanlık etmek için potansiyel bir aday olarak birkaç ülke tarafından tartışıldığını bildirdi. Mısırlı yetkililerin Hamas liderleriyle yaptığı toplantının ardından Mısır Dışişleri Bakanı'nın açıklamasından bir saat bile geçmeden, İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için planlar hazırladığını duyurdu.

İsrail, ordusu ve vatandaşlarının bir kısmı için maliyetli olmaya başlayan soykırımı sürdürmekle, uluslararası itibarının ABD'nin koşulsuz desteğine rağmen zarar görmeye devam etmesi arasında gidip geliyor. Artan iç ve dış izolasyon bağlamında Netanyahu, İsrail aşırı sağının en radikal ve fanatik kesimlerine hitap etmek için çabalıyor. Çarşamba günü ‘i24’ ile yaptığı röportajda İsrail Başbakanı, “manevi ve tarihi bir misyon üstlendiğini” hissettiğini ve “Büyük İsrail vizyonuna çok inandığını” itiraf etti.

“Büyük İsrail”, Ürdün, Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan ve Mısır'ın bazı bölgelerini kapsayan, İncil'deki İsrail'in maksimalist Siyonist versiyonudur.

 

* Qassam Muaddi, Mondoweiss'in Filistin muhabiridir.

HABERE YORUM KAT